Aynanın öteki yüzü de vardır!.

A -
A +

Türk spor basınında, daha da doğrusunu söylemek gerekirse, Türk medyasının bütününde "olaylara, meselelere sadece bir yönüyle bakmak ve istisnalar bir yana bırakılırsa, o yönü de 'işimize gelen' olarak tayin etmek" adeta ilke haline geldi!.. Fatih Terim olayı, bunun son örneklerinden biri!.. Olaya "sadece" Fatih Terim yönünden, ondan da öte "bir Türk teknik adama yapılan" bizzat Terim'in deyimi ile "şık olmayan hareket" açısından bakmak, bilmem ki bize gerçeklerin ve doğruların tamamını buldurabilir mi? Bir gazetecinin, "Milan, Terim'i daha Fiorentina'da iken kaptı... Fiorentina-Terim bağı kopar kopmaz da alıp takımın başına, hem de büyük imkanlarla getirdi... O günlerden bu yana neler oldu da, Terim İstanbul'da konferans verirken, onunla yollarını ayırdıklarını açıkladılar?" diye sorması ve bunu araştırarak "yorumlarını ona göre yapması" gerekmez mi? Terim'i Milan'dan koparan sebepler, "sadece" Milan'dan, İtalyan basınından ve Galliani-Angelotti "gizli pazarlıklarından" mı kaynaklanıyor? Acaba, Terim'in Milan'a geldiği günlerde yapılan "ilk basın toplantısında" ortaya çıkan tablo, "uyum sağlayamazsa" Türk teknik direktörün Milan'daki görev süresinin "kısa süreceğini" göstermiyor muydu? Sorulara "İtalyanca cevaplar verirken", Galliani tarafından "Yanında tercümanın var, soruları Türkçe'ye çevirsin, sen de Türkçe cevap ver, o da İtalyanca'ya çevirip spor yazarlarına ulaştırsın" uyarılmasıyla başlayan ve Terim'e, "transfer edilecek oyuncular" konusunda sorulan bir soruya da müdahale ederek "O konu yönetimin işi" demesi, "İmparator"un "hiç alışmadığı ve alışmasının da çok zor olacağı bir ortamda çalışacağını" göstermiyor muydu? Milan yönetimi, Terim'in istediği oyuncuların "büyük bir bölümünü" hem de "büyük paralar ödeyerek" aldı. Buna karşılık "hazırlık maçlarından başlayarak" Avrupa Kupaları karşılaşmalarında ve ligde, "Terim'in Milan'ı, beklenen ve istenen futbolu oynayamadı." Milan takımı, "bir-iki maç hariç", "beklenen ve istenen futbolu oynayacağına dair" ümit de vermedi. Hele hele, ligde "alt sıralarda dolaşan, en dibe oturan" takımlara karşı kaybedilen puanların, devamlı değişen kadronun ötesinde, "Milan'ı, Fatih Terim'in Milan'ı yapacak oyun taktik ve mücadele istikrarının yakalanamaması", acaba "Milan yönetiminin aldığı kararda" ağırlıklı bir rol oynamadı mı? Türk basınında, "bir-iki yazılı ve sözlü yorum" dışında, olaya "çok yönlü bakan" çıkmadı. Hep "Vatan - Millet - Sakarya" yazıları ve yorumları okudum ve duydum. "Komplo teorileri" yazmaya meraklı olanlar, dönüp, "Terim Milan'da ne yaptı, ne yapamadı?" diye sormak ve "bu sorulara cevap aramak gereğini duymadı!." Avrupalı "Parayı, imkanı verir" ve sonra da "iş ister!.." Mazeret ve müsamaha zamanı, "Türkiye'deki kadar uzun değildir!." "Zararın neresinden dönsem kârdır" diyerek, bunun gereğini "mümkün olan en kısa zamanda" yapar!. Zira, "orada" her şey "profesyonelliğin gerekleri içinde cereyan eder!." "Yapılanın yanlış olduğuna inanılmış ise, daha da önemlisi karar verilmiş ise", hiç zaman kaybedilmeden "bu karar yürürlüğe konur" ve "zarardan en kısa zamanda dönülür!." Doğrudur; Terim'e, ünlü bir İtalyan hocaya tanınan ve tanınacak olan süre verilmemiştir; ama "hazırlık maçları dönemi de dahil, aylardır Terim'in iş başında olduğu" ortadadır. Şimdi geliyoruz, "asıl" sorulara!.. Terim'in "Milli Takım'dan ayrılış tablosuna, Galatasaray'dan ayrılış günlerine, Fiorentina'dan kopuş dönemine" bir bakalım. Bunlar, "normal" bir zincir oluşturuyor muydu? Peki, "bu defa" suçu "sadece" Galliani'ye yıkmak, onun "Türk düşmanı olmasından" söz etmek, işi "haçlı kafasına kadar götürmek", Milan - Terim olayına aynanın tek yüzünden bakmak olmuyor mu? Meseleye, "mutlaka Terim'in haklı olduğunu ispat gayretiyle yaklaşmak", acaba Terim'e iyilik yapmak mıdır, yoksa kötülük yapmak mı? Terim, "uyum ve yöneticilik" konularında hatalar ve yanlışlar yapmaya devam ederse, bundan böyle "teknik direktörlüğünün hakkını alabileceği" bir ortamı ve fırsatı, hele Milan benzeri "bir dünya kulübünde" nasıl bulacaktır? Düşünelim!...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.