Ali Koç'un başkanlık seçimi arifesinde MHK ve hakemleri bahane göstermesi inandırıcı olmuyor.
Çarşamba gecesi, TV ekranında Ali Koç’un “Süper Lig, hakemler, Federasyon, Merkez Hakem Komitesi ve de 2 -2 biten Alanyaspor maçının hakemi konusundaki” açıklamalarını dinledim.
Elbette “haklı olduğu” sözleri vardı; ama o sözler “maçtaki puan kaybının ana sebebi” değildi.
Ali Koç, “bu ‘hakem’ ve ‘yapı’ ağırlıklı sözlerini söylemeden, aynaya bakmalı, ‘kendisi ile yüzleşmeli’ ve de ondan sonra konuşmalıydı.
Fenerbahçe’nin “Süper Lig’de 12 sezon şampiyon olamamasının ‘asıl sebebi’ acaba ‘yapı uydurması’ ile hakemler” miydi?
Bunca sezondur federasyonlar, MHK’ları ve hakemler “Fenerbahçe’yi şampiyon yapmamak için” mi kurgulanmışlardı?
Birkaç defa “Ben konuşursam” dediği açıklamasında, “hakemler kurgulanıyorsa, Süper Lig şampiyonluğu da büyük rakiplerine MHK ve hakemleri tarafından hediye ediliyorsa” Fenerbahçe gibi “milyonlarca taraftarı ve medya desteği olan” ülkenin “bir asırdan fazla bir zamanın ‘Üç büyük kulübünden birinin, çok zamanda da birincisinin başkanı, “kulüplerine karşı kumpasa inanıyorsa ve belgeleri, şahitleri varsa” bunları açıklamaktan kaçınmasını, nasıl ve ne ile yorumlayacağız?
“Fenerbahçe’deki başkanlık seçimini” bahane olarak göstermesi, inandırıcı olmuyor; “eğer Fenerbahçe’ye karşı Federasyon’un, MHK’nın öncülük ederek sürdürdüğü bir yapılanma varsa”, Ali Koç Başkanı’nın “bunu açıklaması” başkanlık seçiminde “kendisine oy vereceklerin sayısını misli misli arttırmaz mıydı?
Şimdi sormak gerek; Ali Koç “Futbol Federasyonu ile Merkez Hakem Komitesini ‘sokağa çıkacak taraftarları’ işaret ederek, tehdit etmedi” mi?
Bu tablo ortada iken, acaba, “Ben cesur bir adamım, kimseden korkmam ‘sokaktan gelen’ bir adamım” diyerek göreve başlayan Federasyon Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu ne yapacak, çok merak ediyorum.
Golcüsünün “penaltı atamadığı”, kalecisinin “topu elinden kaçırarak gol yediği” bir maçtan sonra Ali Koç’un “yapıdan söz etmesi” biraz garip değil mi?
Takımının hocası Tedesco’nun maçtan sonraki açıklamalarını dinleseydi, “kendisinin hiç üzerinde durmadığı ‘beraberliğin asıl sebeplerini’ öğrenmez ve de “yapı” gibi bir sebep üzerinde durmasının tatmin edici olmayacağını” anlamaz mıydı?
Dahası… Acaba “Talisca o penaltıyı atsa, kalecisi “topu elinden kaçırmayıp beraberlik golünü yemese” bu açıklamayı yapar mıydı?