Nouma''nın serkeşliği!.. İbrahim''in Trabzon maçından sonra sahayı terkederken yaptığı "çok çirkin" hareket!. Ahmet Dursun''un "sorumlu Scala''dır" anlamına gelen açıklamaları! Kaptan Mehmet''in "Arkadaşımın kendi görüşü olan sözlerine saygı duyarım" demesi!.. Yönetici Ahmet Hamoğlu''nun "Beşiktaş''ta bir şeyler oluyor" diye başlayan ve nihayet "Sabote mi ediliyoruz"a kadar uzanan "anlaşılabilir esrarengizlikteki" sözleri!.. Neco''nun, BRT''deki sohbette verdiği işaret; "3''er, 5''er bayanla randevulaşmak üzere cep telefonlarına davranan oyuncular gördüm!." Bütün bunlar "bütünün parçalarını" ifade ediyor!. "Dikkatlice" ve "uygun" olarak yan yana getirildiğinde de, Beşiktaş''ın "içine düştüğü uçurumun şekli, bütün renkleri ve çizgileriyle ortaya çıkıyor!." Şimdi geliyorum, "Bu tablonun sorumlusu kim?" sorusuna!. Yönetim mi? Hoca mı? Ona yardımcı olan teknik kadro mu? Futbolcular mı? Yoksa, palalarla, döner bıçaklarıyla, şişelerle, hem de deplâsmanda kahve basacak, adam kovalayacak kadar "gözü dönmüş" holiganları da içine alan taraftar mı? Hepsinin payı var!. Ama yüzde bu kadar, ama yüzde şu kadar!. İyi de, "bu paydan en fazlasını alması gereken meselâ yönetimse, meselâ futbolcularsa, meselâ hoca ve teknik kadro ise", inanıyorum ki, onlardan da fazla "sorumluluğu ve payı olan" bir kesim daha var: "Beşiktaş medyası!." Yeni; "Beşiktaşlı yorumcular, yazar-çizerler!." "Olmamış, çiçeği bile henüz açan" güzelim bir fidanı, birdenbire "son yarım asrın, çeyrek asrın en büyük Beşiktaş''ı" olarak ilân ediverdiler! İbrahim''i, Nihat''ı "sabır göstererek milli takım kadrosuna çağırmayan ve onların ümit takımında pişmesini bekleyen" Şenol Güneş''i nerede ise "Beşiktaş düşmanı" olarak ceza kürsüsüne oturttular!. Nouma''yı Jardel''in önüne koyuverdiler!. Ümit''i, Erman''ı göklere çıkardılar!. Ertuğrul''a, Mehmet''e, Ayhan''a "yavaş yavaş arkasını dönen" Toshack''ı yerden yere vururlarken, "bu üç oyuncuyla ilgili radikal bir operasyona giren" Scala''ya "Neden" diye ciddi bir soru bile sormadılar! "Şişirme yarışı", hadi açıkça söyleyeyim "3-0''lık Fenerbahçe ve 5-1''lik Ankaragücü maçlarında görülen zaafların üzerini" iyice örttü!. "3-0''lık Barcelona galibiyeti, rakip hocanın aptallığına bağlanacağına, tümüyle Beşiktaş''ın kartallığına tapulanınca", önümüze çok kısa zamanda "perçemimiz" düşüverdi!. Münch ve Nihat''ın önünü tıkayıp, arkalarına adam kaçıran bütün takımlar Beşiktaş''ı yıkıyor!. "Alkışla" ama "yanlışları eleştir" gerçeğinin, "gerçek dostların parolası olması gerektiği" herhalde Beşiktaş''ın bugünkü durumuyla bir defa daha anlaşılmıştır! "Galatasaray için", Galatasaray''ı yazan - çizen yorumcular ve spor yazarları "bir - iki hınk deyici hariç", bunu yıllardır "tam bir sorumluluk içinde yaptığı içindir" ki, sarı - kırmızılı kulüpte yönetici de, teknik adam da, futbolcu da "hep diken üstünde ve hep hazır olmak" zorunda!.. Aksi halde, herşey "bütün açıklığı ve acılığı ile" ortaya dökülüyor! Teknik adamdan da, futbolcudan da"profesyonelliğin gereği olan bütün hesaplar soruluyor!" Elbette "kazandırdıkları ile belirli bir hoşgörüyü hakediyorlar" ve de görüyorlar ama, onun da sınırları belli! "O sınır aşıldığında", en acımasız eleştiriler önlerine konuyor! "Doğru olan" da bu! Beşiktaş''a bu geceki Leeds maçında başarılar diliyorum! "Onur mücadelesi", onların kötü gidişe "dur" demelerini sağlayacaktır! Beşiktaş''ın kadrosu "bunu başaracak güçtedir!" Sevgili Kâzım Kanat''a da bu vesile ile acil şifalar diliyorum ve bu gece alınacak bir galibiyetin "ona nasıl bir moral aşılayacağını" sahaya çıkacak olan bütün Beşiktaşlı futbolcuların 90 dakika boyunca hiç akıllarından çıkarmamalarını istiyorum! Önce hepimiz... Sonra Beşiktaşlılar... Ve de sevgili Kâzım Kanat için... 3 puanı ve galibiyeti siyah-beyazlı futbolculardan bekliyoruz!. Hadi çocuklar.. Başaracaksınız!..

