Evet, sevgili okurlarım, şimdi diyeceksiniz ki; “Bu gruptan çıkarız tamam da, ‘garanti çöpe atılırsa” ne oluyor?..”
Önce, “Hırvatistan, Galler, Ermenistan ve Letonya’nın bulunduğu” gruptan “lider çıkma şansımızın olduğunun” altını çizeyim ve “bunu başarmayı hocamız Kuntz ile millî takım oyuncularımıza bırakarak” geleyim “garanti çöpe atılırsa” faslına…
“Garanti”, Süper Lig’de uygulanan “8+3 kısıtlamasının, takımlarında ‘yerleri başkasına verilemez’ futbolcular ortaya çıkarması” demek…
Ve “bu garantinin o futbolcuları ne hâle getirdiği” ortada iken “Millî takımın hâl-i pürmelalini takımın hocasına yükleme yarışının ne kadar boş olduğunun da ortaya çıkması” demek!..
“Yerleri takımlarında garanti” ama “kaleleri yolgeçen hanı!..”
“Kısıtlama garantisinin bu futbolcuları” ne hâle düşürdüğü belli ama spor medyamızın “istisna birkaç meslektaşım hariç” ne yazık ki “cambaza bak” oyunu devam ediyor.
El insaf; “birkaç milyon avroluk ‘yabancı oyuncu’ ile rekabet edemeyip, kendi takımındaki yerini kaybedecek olan oyuncular” ile “millî takımımız nereye kadar” gidebilir; nasıl Hırvatistan’ı, Galler’i, hatta Ermenistan’ı geçebilecek?..”
Kaldırın kısıtlamayı, “Türk futbolcular, çok çok 2-3 milyon avroluk yabancılarla rekabete girsinler, takımdaki yerlerini ‘garantisiz’, oynadıkları futbol ile kapsınlar”, görelim bakalım; millî takım bu duruma düşer mi?.. Millî takım kalesi “yolgeçen hanı” olur mu?..
“Millî takımdan, millî oyunculardan” satır başları açınca, bir satır başı da, TRT Spor Servisi’nin “değerli ve sempatik” sunucularından İbrahim Kırkayak’a göndereceğim…
TRT, “özel TV” değildir; “milletin, devletin TV kanalıdır. Oraya “konuşmacı, yorumcu olarak çağrılacaklar” elbette “konum, bilgi ve uzmanlık bakımından hassas seçimler yapılarak” ekrana çıkarılmalıdır.
Ancak cumartesi günü, “karşına aldığın konuşmacı arkadaş futbolun uzmanı değildir, çoğunlukla ‘magazin sayfalarının tanınmış simalarından biri” olarak bilinir.
Dostunuz, arkadaşınız olabilir; mesela benim, “Onu ‘futbol, Süper Lig, millî takım yorumcusu’ olarak konuşurken görünce” yaptığımı yap, bilgisayarında “Google’da ‘kimdir’ araştırması” yap; “spor olarak sadece ‘golf’ oynamış”, o kadar…” Başka “uzmanlık alanları ve yaptığı meslekler var” o satırlarda, ama onların “futbolla en ufak ilgileri” yok… Anlıyoruz ki, “Futbolla ilgisi sadece ‘Beşiktaş taraftarı’ olarak” bilinmesi…
Peki, “Nasıl TRT ekranına çıkıp, mesela Galatasaray’ın “Marcao’nun yerini doldurduğu ve ‘giderek iyi oynamaya başladığı bir dönemde, millî kadroya çağrılan bir Türk futbolcu için” geriye yaslandığı koltuğundan “onda iş yok, ondan bir şey olmaz” anlamına gelen ve “millî kadroya çağrıldığından haberi olmadığını da ortaya koyan” sözler sarf etme yetkisini kendinde bulabiliyor ve de… Sen, “ileri gittiğini anladığından, kısık bir sesle ‘millî kadroda olduğunu fısıldayıp’ konuyu değiştirme zorunda kalıyorsun”; yakıştı mı TRT ekranlarına?..
Bu soruyu, sadece bir spor yazanı, bir gazeteci olarak değil, “gönlü Galatasaray’dan yana olan” bir T.C. vatandaşı olarak da soruyorum…
Yazının tamamını okumak istiyorum anlayış gösterin