Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A
Attıkları zaman mangalda kül bırakmazlar!. "Biz böyle büyüğüz, biz böyle büyüğüz!. Biz Dünya markasıyız! Biz sadece Türkiye''nin değil, hatta Dünya''nın da büyük kulüpleri arasındayız!." Eeee? "Durmaz," devam ederler: "Futbol Federasyonu başta, herkes, her kurum, bize karşı bu gerçeği kabul ederek hareket etmek zorundadırlar!." Yani? "Bizler ayrıcalıklı olmalıyız! Bu hakkımızdır!." Ehh!. Yüce Meclis, yıllardır neden bekler de, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası''ndaki "Herkes eşittir" ilkesinin ve hükmünün yanına "parantez" açıp "Yalnız üç Büyükler hariç; onlar daha eşittir" hükmünü koymaz, anlamak mümkün değildir (!) İşte bu "anlı şanlı" büyük kulüplerimizin, "sadece" transfer aylarında yaptıklarına bakarak, "ne kadar büyük olduklarını" anlamak mümkündür! "Adamla sözleşme yapıyorlar"; üstelik bu sözleşmeye göre milyonlarca dolar da ödeme yapıyorlar! Akıllarına "Yahu, senin bu sözleşmeyi imzalama, bu parayı alma yetkin var mı?" diye sormak gelmiyor! "Çıkar yetki belgeni" diyen olmuyor! Paralar "Jet Fadıl''ın cebine!." Oktay, Jet-Pa Siirt''in antrenmanlarına!. Olacak şey mi? Ama oluyor!. Neden oluyor? "Büyüklüğün şanından!." Büyük olmak kolay mı? 3.5-4 milyon dolar da neymiş? Büyük kulüp için "nohut çekirdek" ve de Fadıl Akgündüz''e "cep harçlığı" parası!. "Büyük dediğin" böyle olmalı!. "Maliye ''ödeme'' dedi diye, Siirt Jetpaspor''a para ödemesi yapılmaz ama yurt dışına çıkma yasağı konacağını anladığı ya da haber verildiği için yurt dışına karardan bir gün önce kaçan Fadıl Akgündüz''ün cebine herhalde acıdıklarından olacak, "Avrupa''da parasız kalmasın" diye, "3.5 milyon dolarcık konuverir" ve de bunun adı "büyüklük olur!." Vah ki, ne vah!.. Ya Hakan Şükür''ün transferi meselesi? Önce "rest!." "Canları bilir! FİFA''ya gitsinler! 20 milyon dolar öderler! Artık onlarla masaya oturmayız! Bu işi FİFA çözer!." Sonra "el altından" haber göndermeler; "Oturup anlaşalım! 20 milyondan 18''e iniyoruz. Bu rakam üzerinden pazarlığa başlayabiliriz!" İnter''in "9 milyon dolardan yukarı çıkmadığı" görülünce, gene tamim sert: "Bu işi FİFA çözer ve İnter 20 milyon öder!." İnter''in FİFA''ya gitmeye hazırlandığı haberleri ciddileşince, aa o da ne? "Boksiç''i getireceğiz" bahanesiyle Başkan ve Asbaşkan İtalya''ya uçmuyor mu? Boksiç tatilde! Menecerleriyle "göstermelik görüşmeler!." İtalya''ya gidişin "asıl sebebi" kamûfle ediliyor! İnterli yöneticilerle görüşebilmek asıl sebep! Masada "16 milyon dolara inildiği halde," İnter "10 miyondan yukarı çıkmıyor!" "Büyük" kulübün "büyük" başkanı "gene" buyuruyor: "Bu işi FİFA çözer!. 18-22 milyon dolar arasında bir para alırız!" İnterliler açıklıyor; "FİFA işi 10 milyon dolara bitirecek! Taş çatlasa 13 milyon dolar olur, üstüne bir sent çıkmaz!" Mesele şurada; "Hakan''a iki yılda kaç para ödendi? Primiyle, maaşıyla, transferiyle?.." İnter''in elindeki belgelerde başka rakamlar var! Galatasaray''ın elindeki belgelerde başka rakamlar var! Hakan''ın dilinde ise bambaşka rakamlar! Büyüklüğün şanından olmalı! Hakan gibi bir yıldızın transferi, hem de "uluslararası" transferi "gene" yüzlere gözlere bulaştırılıyor! Alkışlar!.. Büyük Altay!.. Türk futbol tarihinin "3 büyüklerden sonra Birinci Ligde en uzun süre oynayan takımı" Altay, tarihinin en karanlık günlerini yaşıyor! İkinci Lige düşmenin ardından başlayan idari kriz, kulübü yönetimsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıya getirdi! "Dışardan gazel okuyanlar ama taşın altına ellerini koymayanlar" bir tarafta, "taşın altına ellerini koyan ama yapılan ağır eleştiriden dolayı küsüp" kenara çekilmeye karar verenler öte tarafta, "bu grubu bir araya getirmek için uğraşanlar" ise beri tarafta çekiştirip duruyorlar!. Haftalardır yapılan görüşmeler, toplantılar sonunda geldi "sıfıra sıfır, elde var sıfır" noktasına dayandı! Rıdvan Burteçin rahmetli oldu! Özgener ailesi kenara çekildi! Mazhar Baba, "Zorlu" ailesine "Siz de çekilin, sadece mali destek sağlayın" emrini verdi! İzmir eski valisi Kutlu Aktaş''ın ve Altay''ın duayenlerinden Erdoğan Tözge''nin "çözüm gayretleri" de, henüz bir arpa boyu ilerleme kaydedemedi! Ne olacak "büyük" Altay''a? Bunu bilen yok! İzmirli üzülüyor! Teselli eden bile yok! Paralı asker!. Ruhan Işım adını çok yıllar önce Cüneyt Koryürek ağabeyimin bir telefonunda duymuştum!. Koryürek "Öcal, böyle böyle yetenekli bir atlet var, ona mali destek verecek sponsorlar arıyoruz, sen İzmir''den bulabilir misin?" Hafızam beni yanıltmıyorsa, Kemal Zorlu ile konuşmuştum ve "bir destek sağlanmıştı!." Son aylarda, Ruhan Işım''la beraber "birkaç" yurt dışında okuyan ya da yaşayan atlet için, Cüneyt Abi, onlara fazla yüz vermeyen Atletizm Federasyonu Başkanı ile sütunlarında adeta kavga etti! Çok ağır yazılar yazdı! Dün Milliyet''te okuduğum bir haber beni çok üzdü! Ruhan Işım "askerlik yapmamak için" Türkiye''ye gelmiyormuş! Milli müsabakalara "yaşadığı ABD''den doğrudan gidiyormuş!." Türkiye''yi atletizmde birinci lige çıkaracak hayati yarışmalarda yöneticilerinin ısrarlarına rağmen "110 engelli koşmamış" ve Türkiye eksik alınan 4 puan yüzünden ikinci ligde kalmış! "Sırıkçı" Ruhan Işım''ın "110 metre Türkiye rekortmeni" olduğunu yazalım, gerçekler iyice anlaşılsın! Hımm!. Demek ki "paralı asker" konusunda. Cüneyt Abi''nin ağır şekilde eleştirdiği Federasyon Başkanı çok ama çok haklıymış! Ben Atletizm Federasyonu''nun yerinde olsam, bu paralı askeri, Sidney Olimpiyatı''na götürmem! "Bu ülkenin ona verdiklerinin karşılığını vermeyen" kişilere sahip çıka çıka, "asıl kahramanlarımızın haklarını yer" olduk! Gitsin, yaşadığı ülkenin milli formasını giysin!. Bakalım, ayyıldızlı formaya karşı yaptığı saygısızlığı, ona Amerikalılar yaptırır mı? Lucescu!.. Galatasaray''da "iki şey" çok merak ediliyor! Bir: Meteliğe kurşun atan Galatasaray, Jardel''i, Boksiç''i alacak, Ümit Karan''ın, Serkan''ın, Bülent''in peşine düşecek parayı nereden buldu? İki: Lucescu, "UEFA Kupasını almış", Jardel ve Boksiç''le daha da güçlenmiş Galatasaray''ı "en azından Fatih Terim kadar" sırtlayacak bir teknik adam mı? Kapasitesi ve kariyeri buna müsait mi? Birinci sorunun cevabını verecek kişi "şimdilik" ortalıkta görünmüyor! Asbaşkan Mehmet Cansun''un açıklamaları ise "çocukları bile tatmin etmeyecek" cinsten! Sergen!.. Söz dinlemeyenin, "Ben bilirim, onlar da kim?" pervasızlığının geldiği nokta işte budur! Sadece Türkiye''nin değil, Avrupa''nın da "en yetenekli futbolcularından biri" olan Sergen''e talip yok! Kimse onu futbol takımına bulaştırmak istemiyor! Hele hele, "Onu unutulmuşluk batağından çıkarıp, onca eleştiriyi göğüsleyerek" Milli Takımlara çağıran ve omuzlarında taşıyan Mustafa Denizli''ye yaptıklarından sonra!.. Onun en çok "Benim özel hayatıma kim karışır? Buna kimin hakkı var! Ben zamanında antrenman sahasına geliyor ve idman yapıyor muyum? Çıkar maçımı oynamıyor muyum? Daha benden ne istiyorlar?" şeklindeki savunmasına gülerdim!. Ve de "onun bu sözlerine hak vererek", Sergen''i savunanlara!. Yooo!. Kazın ayağı öyle değil!. Eğer "antrenmanı", sadece "teknik adam nezaretinde yapılan iki saatli çalışma" değildir ki!. "Antrenman", bir sporcunun "hayat tarzıdır!." Günün 24 saatinde, haftanın 7 gününde, ayın 4 haftasında ve yılın 12 ayında, "uyması, yapması gereken bir uygulamalar zinciri!." Bunun içinde "sahadaki idman çalışmaları" da vardır, beslenme de vardır, istirahat da vardır, uyku da vardır, eğelence ve boş zamanları değerlendirme de vardır, seks de vardır, sezon sonuyla yeni sezon arasındaki zaman arasında geçirilecek, tatil dahi vardır!. "Sporcu" eğer "sporcu ise", işte bu gerçeği ve bu "bilimsel yaşama tarzını" kabul ve gereklerini yapmak zorundadır! Aksi halde "ne kadar yetenekli olursa olsun", Sergen misali yavaş yavaş yok olur gider! Sevgili Turgay Renklikurt hocamız, kaç defa yazdı! Kaç defa uyardı! Hadi "Futbol oynamadılar ki, onlar ne anlar" dediklerinden olan beylerin yazdıkları bir kulağından girip, ötekinden çıktı! Ya, "bu işin uzmanı olan" Turgay Hoca''nın ikazları? Yazık!. Hem de çok yazık! Söylenecek tek şey kaldı: "Kendi düşen ağlamaz!" Geçelim ikinci konuya! Lucescu''nun "disiplin ve futbolcu yönetme" bakımından Fatih Terim''in "kalfası bile olamayacağı" hemen ortaya çıktı! Geriye kalıyor "antremanları, maç taktikleri ve tertipleri!." O konuda da, Lucescu''yu Galatasaray''ın başına getiren yöneticiler bile "tam bir güven içinde değiller!." "Acaba" sorusunu sadece kendilerine değil, birbirlerine de soruyorlar! "Memur teknik adam" olması endişesiyle, "Fatih Terim''in karizması altında yıllarca ezilmenin" ortaya çıkardığı kompleks arasındaki sıkışmış Galatasaray camiasına açık seçik yansımaya ve her yerde konuşulmaya başlandı! Elbette "Fatih''i biz getirdik, başarılarda payımız büyüktür" diyenlerin, "Lucescu''yu getirmekteki sorumluluklarını" da kabul etmeleri gerekir! Lucescu başarılı olursa ne âlâ!. Yoksa, Süren ve arkadaşlarını "logo-stad-şirketleşme" konularının tartışıldığı aylardan daha önemli ve sıkıntılı bir istikbal bekliyor, demektir! Bunca idarî ve malî skandal bu yönetimi götüremedi ama, "futbolda başarısızlık" hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, birkaç haftada "Püfff ediverir! Bu kulüp Galatasaray olsa dahi!. Zira "şakşakçı" küçük bir azınlık dışında, Galatasaray''da herkes burnundan soluyor! Trübün tepkisi!.. Mustafa Denizli "Saffet''i bütün eleştirilere rağmen milli takıma çağırıyordun ama şimdi Fenerbahçe''deki kadrona almıyor, onu satılacaklar ya da kiralanacaklar listesine koyduruyorsun, bu nasıl iş?" diye soranlara diyor ki: "Milli takımda Saffet''e trübün tepkisi yoktu, ama Fenerbahçe''de var, ve olacak! Kulüp takımlarında trübün olayı önemlidir. Bu bakımdan onunla yollarımızı ayırdık!" Hımm!. "Aynı kafa" Fenerbahçeli yöneticilerde olsa, "acaba Mustafa Denizli Fenerbahçe''ye teknik direktör olabilir miydi?" Bu bir!. "Bu sözlerine gerçekten inansan", hiç daha yaraları sarılmamış ve küllenmemiş bir savaştan, hem de "katliamlarla dolu" bir savaştan sonra, oralarda ölenlerin binlerce yakınının bulduğu İstanbul''da, milyonlarca yakınının bulunduğu Türkiye''de "trübün tepkisini" hiçe sayarak, sırp futbolcuları Fenerbahçe''ye alır mıydın? Yooo! Sevgili Denizli, Saffet meselesinde "gerçek sebebi" söylemiyorsun!. "Ben milli takımda eksilerden sinerji oluşturmayı denerim ama, kulüp takımında deneyecek kadar akılsız değilim!" diyemiyorsun, zira artık "eskisi kadar cesur değilsin!." Hayat seni çok yumuşattı! Onun için "Takımım hücum oynayacak" teminatına da inanmıyorum! Aynı sözleri, Avrupa Kupası Finalleri için, Türk Milli Takımının ricası olarak da etmiştin!. "Ne hücum oynadık finallerde" değil mi; hiç ama hiç unutmayacağız!
ÖNE ÇIKANLAR