Çirkinlerin hedefi!..

A -
A +

Gerek Avrupa'da, gerek Türkiye'de, Roma-Galatasaray maçının dengeleri ve sonucu için çok kişi "İnanılmaz" dedi, diyecek!.. Ve bunu demekte de haklı olacak!..Amma... Artık herkes kabul etmeli ki; "Galatasaray, Avrupa maçı oynuyorsa, her türlü sonuca inanılır!." Hatta kabul edilmeli ki; Galatasaray "hangi oyuncuya formasını giydirip sahaya çıkarırsa çıkarsın", Avrupa'nın en güçlü, en büyük takımlarıyla "başa baş oynayacak", onları "yenecek" bir futbolu sahaya indiriyor!. Şampiyonlar Ligi'nin "en zor grubunda" son haftaya girilirken "namağlup olabilmek" ve "kendi sahasında oynayacağı bir maç ile" çeyrek finale yükselme şansını devam ettirmek,doğrusu ya, Avrupa'nın acaba kaç takımının başarabileceği bir olay? Roma gibi bir şampiyon takımdan "onun sahasından puan getirmek" ve "Barcelona galibiyeti" ile Liverpool gibi, Barcelona gibi, Roma gibi üç dev takımdan ikisini "şampiyona dışına itecek olmak", Galatasaray'ın Avrupa'nın nerelerinde olduğunu çok iyi gösteriyor!. Üstelik, bu takım oynadığı maçların hemen hemen tamamında "galibiyeti kaçıran taraf" olmadı mı? "Şu şöyle oynadı, bu böyle oynadı... Şunun hatası vardı, bunun yanlışı oldu" tartışmalarını ve eleştirilerini "şimdilik" bir yana bırakacağım!. Sıcağı sıcağına üzerinde duracağım konu başka!.. Zira "soğuyunca", üzerine yeteri kadar gidemiyor, satır aralarında geçiştiriyoruz; şimdi tam sırası!. Açıkça ifade etmem gerekir ki; "İstanbul'da bazı kulüpçü yorumcuların çirkin ve haksız ithamlarına ve bazılarının iğrenç hezeyanlarına rağmen", Türk futbolunu, bir asıra yakın bir zaman içinde "hiçbir takımın ulaşamadığı" ve belki de yıllarca başka bir takımın yanına yaklaşamayacağı "Avrupa'nın futbol zirvesindeki mücadeleye sokan" Galatasaray, büyük futbolcu kayıplarına rağmen hâlâ didinip duruyor!. Ve "birileri" komplo teorileri üretip, "hakem camiasını tesir altında bırakmaya çabalayarak", Galatasaray'ın başarılarının üzerine leke düşürmek suretiyle, sarı-kırmızılı takımın önünü kesmeye çalışıyor!. "Biz bu takımı içerde yıkalım" ki, dışarıda "bizim ulaşamayacağımız başarılara imza atmaya devam etmesin" zihniyeti, açık açık ve sık sık TV ekranlarına ve spor sayfalarına düşüyor!. Ne yazık ki, bir çok TV ve gazete "spor müdürü", bu şekildeki "kasıtlı yazılara, açıklamalara, sözlere göz yumarak", hatta teşvik ederek, sorumluluğunu kötüye kullanıyor!. Bu gruba dahil olanların, Galatasaray'ın başarılarında "gösterdikleri sevinç ve memnuniyetin ne kadar sahte olduğu", iki-üç gün sonra yapılan "Türkiye Ligi maçlarının yorumlarında", çekilen kılıçlara, "Galatasaray'ı adeta hedef göstermeleri ile" ortaya çıkıveriyor!. "Böyle devam ederse", onları bir bir teşhir etmek Galatasaraylı yöneticilerin en önemli görevi haline geliyor!. Bilmem ki, "bundan daha üzücü bir durum" olabilir mi? Evet, olabilir!.. İşte "o durum" da, "galip gelemedikleri için" her türlü çirkin saldırıyı kendilerine "hak olarak gören" ünlü teknik adam Capello'nun liderliğinde Romalı futbolcularla İtalyan polislerinin ortaklaşa kurdukları bir başka gaddar tuzaktır. Dilerdim ki, bu tuzağa, Galatasaraylı yedek oyuncularla teknik adamlarımız düşmese idi!. "İtalyan lobisinin ve yaygarasının işi nerelere kadar vardırabileceğini" tahmin etmek dahi istemiyorum! Stadı ve soyunma odalarının koridorlarını arenaya çeviren ve gladyatörlüğe soyunan çirkin İtalyan polislerinin yaptıklarının hesabını, "elbette, Hükümetimiz ve Dışişleri Bakanlığımız sormalıdır"; Büyükelçimizin ve Dışişleri Bakanımızın "hemen devreye girmesi" memnuniyet vericidir! Kısacası, kaçan galibiyet ve maç sonu olayları yüzünden "alınan altın puana sevinemedik!.." Yazık oldu!.. Bu arada Sezar'ın hakkını Sezar'a vermek de görevimiz: "İsveçli hakem mükemmeldi" ve maç öncesi "bu hakem için" peşin fikirli davrananlar, "şunu-bunu söyleyip yazanlar" bilmem ki mahcup oldular mı? Bir notum da bizim TV'cilerimize!.. İtalyan TV'cileri, "kendi" polis, futbolcu ve teknik adamlarını "suçlu olarak ortaya koyacak" görüntüleri, "ilk şaşkınlık geçtikten sonra" nasıl sakladı; örnek alınmalıdır!.. Olaylar sırasında "röportajlar yapan" arkadaşımız diyordu ki; "Çok fazla ulusalcı davranıyorlar, göstermiyorlar, konuşturmuyorlar!.." Bu kaçıncı örnek? Avrupa'nın neresine gitsek, aynı tablo ile karşılaşmadık mı? Sadece İstanbul'da, "reyting uğruna, rakiplerimize bol bol koz, aleyhimize kullanılacak malzeme ve delil veren" görüntüler hatta günlerce ekranlara getirilmiyor mu? Daha ne zaman ders alacağız, Allah aşkına?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.