Ders alalım!.

A -
A +

"Vahşet!.. Dehşet... Rezalet!.." diye bağırıyor, TV spikerimiz!. Ve yırtınıyor; "Fransız yönetmen bu vahşeti göstermiyor!.. Böyle rezalet olmaz!.. Neden göstermiyor?" Elbette göstermez, sevgili arkadaşım... Elbette göstermez sevgili meslekdaşım... Elbette göstermez!.. Zira "o, ne yaptığını, ne yapacağını bilen" bir televizyoncudur!.. Zira o, "akıllıdır, mantıklıdır!.." Zira o, "neyi göstereceğini, neyi göstermeyeceğini çok iyi bilir!.." Zira o, spora, ülkeye zarar verenlerin reklâmını yapmayacak kadar zekidir!.. Zira o, "birkaç saniyelik, birkaç dakikalık reyting uğruna", ülkesini, ülke insanını zor duruma sokacak, ülkesine ve ülke insanına zarar verecek, ülkesini küçük düşürecek, ülkesi aleyhine propagandaya sebep olacak, ülkesi aleyhine delil olarak kullanılabilecek görüntüleri "bütün dünyaya yakın plân olarak yayacak kadar" aptal değildir!.. İşte sen "Neden göstermiyor, neden yakın plân çekim yapmıyor" diye bar bar bağırırken, o "bu yüzden Jardel ile Christian'ın saha içi muhabbetini, hem de defalarca yavaş çekim gösterir, Ermeni bayraklarıyla hücuma geçen Fransız ırkçılarının vahşetini" ancak "çok flû" birkaç kare ile geçiştirir!.. Ama senin televizyoncuların, mesela Galatasaray - Leeds United maçından önce Taksim'daki vahşi saldırıları "kanlı bütün detayları ile çekerek bütün dünyaya yaymakta ve ülke aleyhine delil ve propaganda olarak kullanılmasına yardım etmekte" hiç bir mahzur görmezler!.. Sonra da, bu dehşet verici görüntülere, "yok şuymuş, yok buymuş" gibilerden "bahane ve mazeret uydurmaya" çalışır, onu da yüzümüze gözümüze bulaştırırız! İşte "onların TV'cileri ile bizim TV'cilerimiz arasındaki fark" budur! O, stada Türkler'e saldırmak ve propagandalarını yapmak için gelmiş aşırıların ve Ermeni yanlılarının ekmeğine yağ da sürmemiştir, ülkesinin aleyhine yapılacak propagandalara delil de sağlamamıştır, kulüplerine ağır cezalar getirecek bir olayda, rakibin ve UEFA'nın eline "net görüntüler" de vermemiştir! Ertesi sabah çıkan Fransız gazetelerinin de "tutumu aynıdır!" Bilmem "bu tablodan dersler çıkarabilecek ve dersler alabilecek miyiz?" Yoksa "Reha Muhtar reyting avcılığı kafasıyla" TV'cilik ve gazetecilik yapmaya devam mı edeceğiz? Kararı "bizler" vereceğiz! Öyle değil mi, sevgili spiker kardeşim?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.