“El değdi” acelecileriyle sohbet...

Sesli Dinle
A -
A +

Galatasaray’ın Beşiktaş’ı yendiği gecenin sabahında Türkiye gazetesinde “Uluçmarket” köşemde “El değme ve bu gece!..” başlığı ile yazdığım yazı ile başlıyor, bugünkü yazım…

 

“Ismael’i göndermek ve yerine Şenol Hoca ya da Sergen Hoca’yı getirmek için” ellerinden ve dillerinden geleni yapan “bazı yorumcularımız”, Şenol Hoca’nın ancak dört antrenman yaptırdığı takımı, Ümraniyespor’u 5-2 yenince” hemen “İşte Şenol Hoca’nın değen eli” diye yorum yarışına çıktılar!..

 

Ümraniyespor; Süper Lig Puan cetvelinin son sırasına “sıfır galibiyet ve ancak üç beraberlikle yerleşmiş” bir ekip…

 

Tamam, “oynanan futbol, eğer Ismael’in futbolundan değişik ve daha kaliteli ise” elbette o yazılacak, anlatılacaktır ama “Şenol Hoca’nın eli?..”

 

Maç berabere bitseydi, demeyecek miydiniz; “Şenol Hoca, daha dört idman yaptırdı!..”

 

Dahası; “bu gece yapılacak maçta Okan Hoca’nın Galatasaray’ı, Beşiktaş’ı yenerse”, ne diyeceksiniz; “Bu gece Şenol Hoca’nın eli değmedi” mi?..  

 

Bu ne acullük; hiç olmazsa “bu maç beklenemez” miydi?..

 

Hatta “normal olarak” “millî maç arasının geçmesi” beklenmeliydi ki, Şenol Hoca, “takımı tanısın, oyuncuların durumunu antrenmanlarda test etsin, eksiklerini görsün…”

 

Ve de ondan sonra hep beraber diyelim ki; “Şenol Hoca’nın eli değdi!..”

 

***

 

Ne oldu; Galatasaray’ın hem de “futbol olarak da çok üstün olduğu” gecede, Beşiktaş “skor olarak da hezimetten” şansı ve kalecisi ile kurtuldu!..

 

Hani, “Şenol Hoca’nın eli değmişti”; yoksa “puan cetvelinin sonuna yerleşmiş bir takım için, bir gecelik” mi?..

 

“Dört antrenmanla çıkılan” bir maçtan sonra, “Eli değdi” diyen ve yazan acelecilere en iyi cevapları da bizzat Şenol Güneş verdi; ona göre “durum el değmekle düzelemeyecek kadar” olumsuzdu; “transfer lazımdı, zaman lazımdı; millî maç arası ve ocak transferi” beklenmeliydi!..

 

Haklıydı; bu kadar  “acelecilik eden (Neden acaba???) yorumcu arkadaşlarımıza söyleyeceğimiz söz” Ziya Paşa’nın olduğu rivayet edilen iki mısralık bir beyit idi: “Erişir menzili maksuduna aheste giden, / Tiz- i reftar olanın payine damen dolaşır!..”

 

Bu “ Acemce - Arapça - Türkçe karışık” sözün anlamı çok derindi; “Acele ederseniz eteğiniz ayağınıza dolaşır, hedefinize varamazsınız!..”

 

İşte sizler, tam da “o duruma düştünüz” ve de Şenol Hoca’yı da düşürdünüz; biraz sabır, biraz sabır!.. 

 

O kadar acelecisiniz ki, “asıl sorumluyu” göremiyorsunuz; “Beşiktaş takımının bugününün sorumlusu” bizzat Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi’dir!..

 

Ismael’i getiren odur, transferi yapan odur… “İşler kötüye gitmeye başlayınca”, kaç defa “Arkasındayım” dediği Valerien Ismael’i kapının önüne koyma fırsatını beklemiş, yakalayınca da bir taşla iki kuş vurmuştur. Hem “Arkadaşı Şenol Hoca’yı ‘nihayet’ takımın başına getirmiş”, hem de camia ve taraftarla arasına “Onu, kendisine kalkan olarak” koymuştur!..

 

İnşallah Beşiktaş takımı, “Şenol Hoca’yı Başkan’a kalkan yapacak” duruma düşmez!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.