FİFA'nın Yunanistan ile ilgili şeklinde "ucu açık" olarak verdiği "her türlü uluslar arası futbol faaliyetinden men" kararı, Türk futbolunun "nasıl bir tehlike atlattığını", bilmem ki "bizlere" anlatabildi mi?.. "Ya politikacılar ve hükümet futbolun içinden elini çeker ya da bu ceza elini çekene kadar devam eder" Hep yazıp geldik; "Futbolun kimler tarafından ve nasıl yönetileceğinin tespit ve tayin edildiği yer Türk Futbol Federasyonu Genel Kurulu'dur; dışarıdan baskılar, dışarıdan müdahaleler, hele hele müdahaleler ve baskılar siyasetten gelmiş ise, kabul edilemez, FİFA hiç etmez, kimsenin de gözünün yaşına bakmaz!.." İşte son örnek; Yunanistan'ın hâli!.. Milli Takımları da, kulüp takımları da, "Yunanistan'ın anlı ve de şanlı siyasetçileri Yunan futbolundan elini eteğini çekmedikçe" uluslar arası "tek müsabakaya bile katılamayacak!.." Biz de, "eğer" iş işten geçseydi ve "akıllar son anda başa gelmeseydi", Yunanistan'ın durumuna düşecektik!.. Bundan böyle, herkes "ne olacağını" bilerek hareket etmeli; "Böyle olacağını bilmiyorduk" bahanesi ve mazereti, burnumuzun dibindeki "Yunanistan örneği" ortada iken, artık geçerli olamaz!.. Önemli not; nerede benim anlı şanlı medyam; "Yunanistan'da ne oldu da, FİFA bu kararı verdi" diye soran, soruşturan, yazan - çizen var mı?.. Üstelik "bu karar", belki de bizim Galatasaray'ımızın, Fenerbahçe'mizin, Avrupa kupalarındaki "ön eleme ve seri başı olma" durumlarını "lehte olarak" doğrudan etkileyebilecekken, nerede gazetecilik?.. Ya, "İtalya futbolunda olanlar?.. Biz "resmen ve alenen" delilli, belgeli, itiraflı "şike olayını" örtbas etmek için elimizden geleni yapar, "birkaç futbolcuya komik cezalar keser ve o cezaları da 3 - 5 ay sonra iyice kuşa çevirir, bu olaylara adı karışan ve ceza alan futbolcuları milli takımlara çağırır, hatta milli takım antrenörlüğüne terfi ettirirken", elin oğlu ne yapıyor, her gün gazetelerde okuyor, TV'lerde seyrediyoruz!.. Ey "dünün ve bugünün" federasyonlarının başkan ve üyeleri, ceza - tahkim ve hukuk kurulları; "İtalya'daki gelişmeleri duydukça" bilmem ki yüzleriniz kızarıyor mu?.. Ey "milli takımlarımızın tek yetkili diktatörü" Fatih Terim, hiç yüzün kızarmıyor mu?.. Türk Milli Takımları, "üstü göz göre göre örtülen" şike olayına adları karışanlara ve ceza alanlara muhtaç mı?.. Bu kişiler "bulunmaz hind kumaşı" mı?.. Yazıklar olsun; "ay - yıldız" bu kadar ucuz mu?.. Ey sevgili "başkan" Halûk Ulusoy, ibret - i âlem için "en ağır cezaların verilmesi gereken" kişiler "affedilir" ve hatta "ay - yıldız ile ödüllendirilirken", bilmem ki, Türkiye'de miydiniz, yoksa Orion yıldızında mı?.. İtalya ne yapıyor, biz ne yapıyoruz?.. "Böyle" yapmaya devam edersek, "Şiddet ve doping ile beraber" sporun "en büyük suçu" olan şikeyi nasıl önleyeceğiz?.. Bir değil 10 tane "şike tahkik komisyonu" kursanız, ne fark eder?.. Yıllardır sadece "lâf üretiyoruz" ve "Dostlar alış verişte görsün" misali kararlarla işi idare ediyoruz, sonuç; ülkede hiç kimse "liglerin temiz olduğuna inanmaz" hale geldi; bu "kara tablo" daha ne kadar devam edecek?.. Evet, yazıklar olsun; hepinize ve hepimize!..