Galatasaray’ın bir rekoru var ki!

Sesli Dinle
A -
A +

Evet, yazıma “bu başlığı koyarken” epey düşündüm ve sonra “hak ediyor” dedim.

 

İşte “o rekor”; hem belki de “Türkiye rekorundan da öte” dünya rekorudur da; “Santrforundan çok, kalecisine pas verme rekoru!..”
Fatih Hoca zamanında “yakalanılan ‘yan pas - geri pas - kaleciye pas hastalığı’ hatta ‘korner atışlarında bile, topun 4-5 geri pasla Muslera’nın ellerine teslim edilmesi’ ile kronik hâle gelirken” ne yazık ki, Torrent zamanında tedavi edilememişti… 

 

Şimdi, Okan Hoca zamanında da tedavi edilememiş olarak görünüyor; zira “kaptan - kaleci Muslera ile defansın beyni Nelsson hastalığın sebebi olan “saha içi” kaynakları!..

 

Biri kaleci, biri şef stoper olarak “bilinçaltlarına çökmüş” olan “yan ve geri paslaşmalarla, degajda 6 saniyeleri de geçen top tutmalarla ne kadar çok zaman kaybedilirse, ‘gol yeme ihtimalimiz’ o kadar azalır” düşüncesinden kendilerini kurtaramıyorlar…

 

Bu da Galatasaray’ın “hızlı gücüm etmesini” önlüyor, Galatasaray akınları da “nihayet” rakip 18’e girince, karşısında rakip takımın “defansına dönmüş” en az 7-8 oyuncusunu buluyor; o kalabalıkta ne atılan çalımlar, ne atılan şutlar “gole dönük” kapı pencere bulabiliyor… Onca “kanat getiricisi, onca golcüsü, onca şutörü” varken, hem de dünya ünlüsü…

 

Okan Hoca, Muslera ve Nelsson şefliğinde uygulanan “yan ve geri pas oyalanmasının” Galatasaray’ın top hâkimiyeti ve hücum sürecinden ne kadar zaman çaldığını hesaplamalı…

 

Dahası, “Galatasaray’ın bu zaafını bilen” rakiplerinin “baskı ile” ya da “hatalı bir pasta” top kaparak Galatasaray kalesinde nasıl gol fırsatı ve gol bulduğunun istatistiklerine bakmalı…

 

“Yapılması gereken” tedavi ile bu iki ustayı da, Galatasaray’ı da bu hastalıktan kurtarmalı, Galatasaray’ın hücumlarını hızlandıran, hızlandıracak olan onca oyuncusuna da “hızlı hücum sayısını arttırma” imkânını kazandırmalıdır!

 

Okan Hoca’m, “oyunculara hâkim olamıyor” diyenler var… Bu algıyı ortadan kaldıramazsan, yandın… 

 

Karagümrük maçı bitiminde oyuncular soyunma odalarına giderken, yanından “hızla geçen” “dünkü çocuk” Yunus’un “sana dönük kapkaranlık ve asık yüzünü” görmek doğrusu ya TV başında “o enstantaneyi yakalayabilen” Galatasaray taraftarlarını çok üzmüştür!
Bak burada yazıyorum; “Bu şımarıklığı yapan oyuncular, Galatasaray’a da, sana da yaramaz”; eğer bu havada “Kerem’i örnek alacaksa” ocak transferinde yeni bir takım bulsun, kendine…Pırıl pırıl Barış Alper var!...

 

Bu arada, “2- 3 kurtarış yaptı” diye “yediği hatalı gollerin üzerine şal örtüp” Muslera’yı göklere çıkararak, “kayıp puanları Okan Hoca’ya yükleme yarışı yapanlara” da bir çift sözüm var:

 

“Kaleci, Galatasaray maçındaki Karagümrük kalecisi Viviano gibi” olmalı…

 

“10 net” kurtarış… Yerden, havadan, yakından, uzaktan neler çıkardı?..

 

Siz siz olun, hesaplayın; “kaç Muslera kurtarışı” eder?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.