Seyrediyor!.. "Hasan Doğan'ın mirasını kucağında buldu, aslında Futbol Kanunu'nda açık var; Federasyon başkanı seçilirken, onun kurullarının da beraber ve yeniden seçilmesi gerekti, kanundaki eksiklik sebebiyle bu yapılamadı ama etik icabı kurulların üyeleri ve başkanları istifalarını vermeli, yeni seçilen başkana 'kendi' kurullarını kurma imkân ve fırsatını tanımalıydılar; bunu yapmadılar, koltuklarına iyice yapıştılar; Mahmut Özgener'in, içinden gelse de, Hasan Doğan'ın kurduğu Federasyonu ile işi zor, hem de çok zor" demiş ve yazmıştım!.. Dahası, "bu görüşümü" bir sohbet toplantısında Mahmut Özgener'e de söylemiş ama "çok şaşırdığım bir cevap" almıştım: "Bu kurullar benim kurullarım, hepsine güveniyorum ve kefilim!.." İşte bu cevabı verdiği anda, "Futbol Federasyonu Başkanlığı'na gelmesi için destek verdiğim" sevgili Mahmut Özgener'in "işinin çabuk biteceğini" anlamıştım: "Genç olduğu, arkasında Hasan Doğan'ın arkasındaki güç gibi bir güç olmadığı ve de Hasan Doğan'ın karizmasına sahip olamadığı için, Mahmut Özgener, 'o düzenin kurduğu bu kurullar' önünde seyirci olmaktan öteye gidemeyecek" deniliyordu ve işte öyle de oluyor!.. Zira, "Hasan Doğan'ın kurduğu kurulların başkanları", hatta "her üyesi", kendini "yeni seçilen" Federasyon Başkanı ile "eş görüyor" ve "şöyle" düşünüyor; "Beni Mahmut Özgener seçmedi ki!.." Mesela, Disiplin ve Tahkim Kurulları, "her türlü tartışmaya ve iddiaya açık" birbiriyle çelişen kararlar almaya başlıyor ve "bunlardan biri" Bursaspor-Trabzonspor maçının sonucunu, dolayısı ile Süper Lig'in bugün liderini ve belki de yarın şampiyonunu değiştirirken, Merkez Hakem Komitesi'ndeki tablo, daha da içler acısı!.. Artık "en iyimser ve en müsamahalı" yorumcular bile çileden çıktı!.. Her hakem mahfilinde, "Oğuz Sarvan'ın başında olduğu" bir komitenin içine "oranın, buranın talimatı ve tavsiyesi ile" sokulduğu, ellerinin kollarının bir taraftan "bazı kulüp başkanlarına", bir taraftan "bazı siyasetçi - eski hakemlere" uzandığı üzerinde ciddi iddialar ortaya atılan üyelerin isim isim tartışıldığı bir ortamda, hele hele "Hasan Doğan'sız" bir ortamda, işin cılkının "birkaç haftada çıkacağı" belli idi ve de çıktı!.. "Mahmut Özgener bu ağırlığı kaldıramaz" diyen "İstanbul Dükalığı" şimdi kahkahadan kırılıyor!.. İşin sonunu herkes görüyor: "Gel kardeşim, istifanı ver; bir düşüneyim, bakalım kimle beraber çalışacağım; gene seni seçersem, hiç olmazsa sen, belki yeni bir komite kurar, beni de, seni de yıpratan koltuk kurtlarını temizlersin; yeni bir komite ile işe devam ederiz, hiç olmazsa bir süre herkes rahatlar" diyemeyen bir "Başkan" ile "bu işlerin yürüyemeyeceği" belli oldu!.. Öyleyse, Özgener'in hem de hemen atacağı "tek" adım var!.. Mahmut Özgener, eğer, "bu cesareti gösteremiyor" ve daha baştan atması gereken adımı, her şeyin ortada olduğu bu fırtınalı günlerde bile atamıyorsa, yani MHK başta, "hatalı kararlar alan kurulları değiştiremiyorsa", bilmeli ki, "bu gemi yakın zamanda batacaktır"; bu fırtınadan kurtulamaz!.. Ve de, "bu adımı atamayacaksa", ona tavsiyem, eğer AKP gerçekten "İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı için" onu düşünüyorsa, "hemen kabul etmeli" ve bu sayfayı kapamalı!..