Hakemlerin sahibi yok!..

A -
A +

Yazdım, bugünlere de “yazarak” geldim. Yine yazacağım…

 

Yazımın başlığını “başlık yaptığım” yazılarım çok oldu.

 

Evet, “Hakemlerin sahibi yok”; öyleyse vur abalıya!...

 

Bakınız, gazetelerimizin spor sayfalarındaki, TV’lerimizin spor programlarındaki yorumlarımızda, takımları, antrenörleri, futbolcuları eleştirirken, genelde “normal atışlarımız varken”, hakemlere gelince atışlar “top atışlarına” dönüşüyor; neden acaba?!.

 

Takımların, antrenörlerin, futbolcuların sahipleri var; “Hakemler sahipsiz” de, ondan!..

 

Federasyonlar, Merkez Hakem Komiteleri, Spor Teşkilatı, “kendilerinin görevlileri olan ve ‘kamu görevlisi’ sayılan hakemleri” korumuyor; sus pus, olanları, “en ağır hakaretler yapılırken bile” seyrediyorlar!..

 

Hele hele bir de “hakem dernekleri” var ki; “vurdumduymazlığın sultanları” oturuyor, sanki dernek yönetimlerinde…

 

Milyonlarca avroyu cebine koyan “anlı ve de şanlı futbolcu” maçın son dakikasında “atabileceği golü” atamıyor, hatta ve mesela penaltıyı kaçırıyor; yorumlarımızda “tek” cümle ile geçiştiriliyor.

 

Ama bir “hakem hatası pozisyonu” dakikalarca “Oynat… Al geri… İlerle… Yandan pozisyon… Önden pozisyon… Arkadan pozisyon…” talimatları ile “dakikalar sonunda” karara bağlanarak, yorumlanıyor…

 

Ve de… “Birkaç saniyede karar verip” düdük çalmak zorunda olan hakem yerden yere vuruluyor…

 

Hele ki, içlerinde bir de “eski hakemler” var ki, sanki hayatlarında “hata yapmamış gibi” öylesine “ağır ahkâmlar” kesiyorlar ki, hayret etmemek mümkün değil…

 

Bir de arada “Neden düdüğü çalamıyorsun arkadaş, korkuyorsun büyük takımlardan” diye bağıranlar bile oluyor ki; ben de, “Sen de korkuyorsun büyük takımlardan…Niye oyuncularını, antrenörlerini, hakemleri eleştirdiğin üslupta eleştiremiyorsun” diye söyleniyorum, TV ekranına…

 

Hele hele içlerinde hâlâ doğru dürüst “hakem” demesini öğrenememiş olanlar bile var ki, “TV kahramanlığına soyunarak hakemleri yerle yeksan etme” yarışında en öne çıkmak için dillerinden geleni döküyorlar ekranlarda…

 

Geçen gecelerden birinde “Hakemler VAR’dan destek bekliyor, onun için gördüklerine düdük çalmıyorlar, neden?” yorumunda birleşenler bile oldu; “Çalmak yoksa, ‘hakem de yok’ demektir” dediler.

 

Hâlâ düşünemiyorlar ki; “Neden görüyorlar ama çalmayarak VAR’dan destek bekliyorlar” ortada… Maç sonundan başlayarak, gece ve ertesi sabah da sürecek, “ağır, hatta ‘insafsız’ medya eleştirilerini” düşünüyorlar da ondan…

 

“Düdük çalınan bir kritik pozisyonu” yorumlarken, “Geri al, ileri götür, tekrarla” talimatlarıyla pozisyonu defalarca gösterip, sonra da “Hakem değil” hükümlerini ekranlara getiren bizlerin, hakemlerimizin “bu ‘çekingen’ duruma gelmesinde” hiç mi rolü yok?..

 

 

 

Öcal Uluç'un önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.