Hem mutluyuz, hem üzgünüz...

Sesli Dinle
A -
A +

Avrupa kupaları elemelerine dört takımla başladık, üç takımla gruplara ulaştık… UEFA puanlamasında da “büyük bir sıçrama yaparak” dokuzunculuğa oturduk; “kupaların yarınlarında” Türk takımları için 2023’ün hediyesi…

 

Evet, “yukarıda yazdığım paragrafın özü” bizi çok mutlu etti; Galatasaray’a, Fenerbahçe’ye, Beşiktaş’a binlerce teşekkür…

 

Amma… Üzgünüz… Adana Demirspor’umuz, “hak ettiği hedefe ‘kaçırılan bir penaltı, direğe çarpan bir top yüzünden” play-off’lardaki “en güçlü rakibimizi” eleyemedi; hak etmişlerdi, ama şans onlara gülmedi!..

 

Gruplarda oynayacak Ga.Saray’ın da, Fenerbahçe’nin de, Beşiktaş’ın da işleri, “eleme ve play-off turlarına göre” çok daha güç… Rakipler, Avrupa’nın güçlüleri, hatta içlerinde “en güçlülerinden rakipler” de var.

 

Ne var ki, G.Saray da, F.Bahçe de, “bir yere kadar” Beşiktaş da kadrolarını “yıldızlar ile” takviye ettiler, etmeye devam ediyorlar… Grup maçlarına da “elenmek için değil, gruptan çıkmak” hedefi ile başlayacaklar… Gruplarda da “mutluluğumuzun devam edeceğine” inanıyorum…

Dünden bugüne… 

Galatasaray’a hocalık yaptığı günlerde rahmetli Gündüz Kılıç ile millî takıma hocalık yaptığı günlerde rahmetli Sabri Kiraz ile “hocalık” konusunda sohbetler yapmıştım. 

 

O sohbetlerde, “merak ettiğim bazı konularda sorduğum sorulardan biri” de şuydu; “İyi bir hoca ile kötü bir hocanın, iyi bir takım ile kötü bir takımı çalıştırdıklarında ‘etkileri’ ne olur?..”Aradan yarım asırdan fazla bir zaman geçti, bu soruma verdikleri cevapları “tam olarak” hatırlamam mümkün değil.

 

Ama “aklımda kalabilenlerle” bir özet yapmam mümkün.

 

“İyi bir hocanın, iyi bir takımı ‘yukarıya doğru etkileme oranı’ ortalama yüzde 20-30, kötü bir takımı ‘yukarıya doğru etkileme oranı’ yüzde 70-80…”
Hoca iyi değilse, “bu oranları ‘aşağıya doğru’ ama ‘değiştirerek’ değerlendirmeniz” mümkün. Yani, kötü hocanın iyi takıma etkisi ‘aşağıya doğru’ yüzde 70-80, kötü bir takıma ‘aşağıya doğru’ 20-30” olarak…” O günlerden bugünlere kadar, çoğu zaman, takımları ve hocalarını “bu özet içinde” değerlendirmeye çalıştım. 

 

Diyebiliyorum ki; “yüzde 10’luk ‘artı eksi istisnalar’ hariç” doğru bir değerlendirme yapmışlardı”, rahmetli hocalarımız…

Galatasaray ne yapar?

Ben dün sabah bu yazıyı yazarken, “Şampiyonlar Ligi gruplarının kuraları” bir gün önce çekilmişti ve Galatasaray’ın “kurasına 4. torbadan katıldığı A Grubu’ndaki rakipleri” belli olmuştu; Bayern Münih / Manchester United / Kopenhag…

 

Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın rakiplerini belli edecek kuranın çekilmesine ise saatler vardı ve “Ben o saatleri beklemeden” yazımı gazeteye göndermek durumundayım.

 

Grupta “ilk iki sırayı alan” takımlar, yoluna Şampiyonlar Ligi’nde devam edecek, üçüncü olan takım ise UEFA Avrupa Ligi’ne gidecek…2000’li yıllarda Galatasaray “Şampiyonlar Ligi grubundaki son maçında, Milan’ı son dakika golleri ile 3-2 yenerek üçüncülüğü almış” ve de UEFA Kupası’na geçerek, finalde Arsenal’i de devirip kupayı müzesine getirmişti… Yani, Galatasaray’ın grupta iki hedefi var… Birinci hedef; ilk ikiye girmek ki; bir zamanlar Manchester United’ı elemiş” ve kupa dışı bırakmıştı… Ya da ikinci hedef; “grubun üçüncülüğüne oturup”, UEFA Avrupa Ligi’ne devam etmek…

 

G.Saray’ın “bu gücü” var… Yeter ki, grup maçlarının başlayacağı 20 Eylül’e kadar Okan Hoca’mız, “Galatasaray’ın futbolunu” derleyip, toparlasın, kondisyonunu “o maçlara göre” ayarlasın ve de futbolcularına “başarı konsantrasyonunu” aşılasın…

GSB Tahkim Kurulu’na mesaj... 

Gençlik ve Spor Bakanlığı, Spor Hizmetleri Genel Müdürlüğü Tahkim Kuruluna iki kulübümüzden, muhtemelen “Basketbol Federasyonu Disiplin Kurulunun iki kararı” ile ilgili birer “itiraz dosyası” gelecek…  Bu kararla ilgili olarak 27 Ağustos gecesi bir TV’deki spor programında “duayen spor yazarlarımızdan” bir arkadaşımızın yaptığı açıklamaları dinledim.

 

Basketbola olan yakınlığım ve gazetecilik merakım sebebiyle ortaya attığı bu iddiayı araştırdım. Sonunda, bir gazeteci olarak ve “vicdanımın ‘susma’ talimatına uyarak” sizlere bu masajı gönderiyorum…

 

İtiraz dosyalarını ve Basketbol Federasyonu Disiplin Kurulunun karar dosyasını incelerken, “karar vermeden önce, ‘sizlerden gizlendiği iddia edilen’ ve benim de araştırmalarımda ulaşabildiğim ‘Oy birliği yok, muhalefet şerhi var’ gerçeğine sizin de ulaşabileceğinize inanarak” diyorum ki; “Lütfen bu iddiaları araştırınız. Acaba, ‘Muhalefet şerhinin sizlere ulaşması’ istenmiyor muydu?..”  

 

Ben, “devşirilerek Türk Millî Takımı’nda oynama hakkını kazanan ‘iki basketbolcuyu ömür boyu millî formayı giymekten yasaklayan’ bu karar” için… “Güçlü hukuki sebeplere dayanan ‘Suç değildir’ muhalefet şerhinin konduğunu” öğrendim. Dahası, “muhalefet şerhini yazan üye, karar toplantısına katılmamış” sayılıp, kararın “oy birliği ile alındığı” açıklanmış, karar federasyonun sitesine “öyle” konmuş ve kulüplere de “öyle” bildirilmiştir.

 

Lütfen soruşturunuz; “karar oy birliği” ile mi alınmıştır?

 

Başkan ile beraber her üyeye ve Disiplin Kurulu sekreterine “yeminli” sorunuz;Bütün üyelere “muhalefet şerhi” yazılı olarak göndermiş midir?

 

Amerika’da olan Başkan’a, kurul sekreteri aracılığıyla ulaşılıp yazışmalar yapılmış mıdır? Soruyorum; bu sorulara “yeminli” olarak “hayır” diyebilecekler midir?

 

Evet, “yeminli” sorunuz, bakalım ne cevap verecekler?

 

İnanıyorum ki, “Millî takımın aldığı kötü sonuçların sebebi olarak gösterilmek üzere alınan, “sakat raporları olan’, tedavileri süren” iki genç basketbolcunun “millî formayı giymelerini ve ‘takımlarında ‘Türk oyuncu sayılmalarını yasaklayan’ bir karar ile” vicdanları yaralamaması için… Gerçeği “şüphe bırakmayacak şekilde” ortaya çıkaracak bir soruşturmaya ihtiyaç var.
Belki de bir bakanlık müfettişi bunu sağlayabilir.

 

Hepinize saygılarımı sunarım…

Şaka!..

Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi zor durumda… Aylardan beri, “Camiası, taraftarı, önleyemediği başarısızlığın izlerine hedeflenmesin” diye karşısına almadığı kalmadı; Federasyon, TFF Başkanı, Merkez Hakem Komitesi, Başkanı, hakemler, rakip kulüpler, başkanları, yöneticileri, sayın da sayın…
Sonra ne oldu; Kulübün içi, camia, tribünler kaynamaya başladı. İstifa edenler oldu, istifa koroları kuruldu.  Sayın Başkan, unutma ki… Ne derler, Anadolu’da; “Gülme komşuna, gelir başına…”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.