Hem suçu, hem güçlü!

Giray Bulak Trabzonspor''u da, kendisini de yiyip bitiriyor!.. "Hangi yolları geçerek" Trabzonspor''a geldiğini hepimiz biliyoruz!.. "İlkeliyim, gencim, Türk futbolunun yarınlarında varım" iddiasındaki bir teknik adama "hiç yakışmayan" yollardı, onlar!.. "Gelirken" ve "geldikten hemen sonra" verdiği beyanatlara bir bakın, bir de "şimdi söylediklerine!.." "Kâşane vaad ederek" geldi, aradan aylar geçti, "işler iyi gideceğine, aksine iyice tepetaklak oldu"; şimdi "enkaz edebiyatı" yapıyor! "İlke" diye, "disiplin" diye Hami gibi bir futbolcuyu "yedek kulübesinde oturturken", isyankâr, kulüp ve takım disiplinini hiçe sayan ve "babası", hatta "dedesi" yaşındaki teknik direktörü için söylemediğini bırakmayan Fatih''i de, "geldiği hafta adeta ödüllendirerek takıma koyan" gene kendisiydi!.. O Fatih, Trabzonspor''u da, hocasını da, kendisini de "disiplinsiz, tahripkâr ve tecavüzkâr davranışlarıyla", işte kaçıncı defa yaktı, ortada! Ve Giray Bulak, "maalesef" haksız, hem de çok haksız olarak hâlâ hakemleri suçluyor, ülkenin "en iyi hakemine" lâf atıyor! Elbette "Hoca böyle olunca", Fatih ne yapmaz? İmam, cemaat meselesi!.. Penaltı haklı!.. Fatih "kaideyi" bilmiyor!.. Ama görüyoruz ki, "hoca" Giray Bulak da bilmiyor!.. Hoca da, talebe de "asıl bir başka şeyi" hiç bilmiyor!.. "Haklı da olsa, haksız da olsa" hakem kararının değişmeyeceğini!.. Seyredin maçın kasedini!.. "Sen santrforsun!.." Taa nerelerdesin!.. "Penaltılık hareketi yapan" var!.. "Takımın kaptanı" var!.. "Olayın yakınındaki" defans oyuncuları var!.. Senin koşa koşa gelip, hem de "hakeme elle tacizde bulunarak" itiraz etmeye hakkın var mı? Sen "hakemlerin tutulmayacağını" bilmiyor musun? Bilmiyorsan, Trabzonspor''da işin ne? Üstelik "tutmak" ne tutmak? Seyredin de görün!.. Ama "seni bu hale getiren" hocanın müsamahası!.. Ne diyor hocan, "çok haklı olarak gösterilen kırmızı kart için?" "Hakemi tutmaya kırmızı kart gösterilir mi?" Gösterilir de, diyelim ki "gösterilmez!.." Ya Fatih''in "hakeme söyledikleri?" Kendi "itiraf ediyor!.." "Alın terimizi alıyorsun!" demiş!.. Sakın ola; "alıyorsun"un başındaki "ç" düşmüş olmasın!.. Filmin kasetlerinde "söylediklerinin uslûbu, itiraz şeklin açık!.." Oğuz Sarvan''ın "tutmana rağmen", önceleri seni atma niyeti yok! Ama, "bağırdıkça, itiraz ettikçe, konuştukça" önce ve adeta zorla kartı çıkarttırıyorsun, sonra da kartın rengini kırmızıya boyatıyorsun!.. Maçtan sonra yaptığın açıklamalarla da "çok daha ağır bir cezayı" hakediyorsun!.. Hatta, Sarvan seni mahkemeye verse, "yeni futbol kanununa göre, kamu görevlisine hakaretten, tacizden hapse bile girebilirsin!.." Ve de Giray Bulak "işte böyle bir çirkinliği" savunmaya kalkıyor; "Hocaya bakın siz!.." "Efendim Fatih Terim hakem kovalamış da, o ne yapmışmış?" Terim için yapılan "ağır eleştirileri" hiç mi okumadın, görmedin? Terim''e verilen cezayı hiç mi duymadın? Ne o, "yoksa" dün bir bugün iki, "sende Terim kompleksi mi başladı?" Bak hoca!.. Anlaşılıyor ki, "Trabzonspor sana ağır geldi!.." Yükü kaldıramıyorsun!.. Herhalde "Keşke Konya''ya gitseydim" diyorsundur!.. Artık çok geç!.. Trabzonspor''u bir "averaj takımı yapan" hocayı Konyalılar ne yapsın? Herhalde onlar da "iyi ki Trabzon''a gitmiş" diyorlardır!.. Ne yazık!.. "Rahmetli" dede "Kişi kendin bilmek gibi irfan olamaz" derdi. "Bu söz" kulağına küpe olsun!.. Gençsin, "hatalarını görür ve düzeltirsen", elbet bir gün sen de "büyük takım çalıştıracak" bir hoca olursun!.. Temennimiz de odur!..