Bülent Akın "ilk defa" bir büyük takım oyuncusu gibi oynadı! Ergün aynı maç içinde zik zaklar çizmeye devam ediyor! Bir bakıyorsunuz "büyük usta", bir bakıyorsunuz "ancak acemi çaylakların yapabileceği hataların sahibi!." Kaptan Bülent ve K.Hakan form grafiklerini koruyorlar! Hasan Şaş''a "şaşmamak" mümkün değil!. O da Ergün gibi!. Maçın iyileri arasında ama, "öyle anlarda öyle hatalar yapıyor" ki, insana "daha olgunlaşması için kaç yıl gerek?" diye sordurtuyor! Fatih "aslan gibi" olmaya başladı; inşallah şımarmaz!. "İyiler" arasında "Galatasaray''ın herşeyleri" denilen Okan - Suat - Emre''nin yokluğuna rağmen "mücadele temposunu yüksek tutabileceğini" göstermesi de var!. "İskoçya''nın en büyük temsilcisi önünde", hem de "onun evinde" son 20 dakika hariç ortaya konan futbol birinci sınıf!. Kötüler konusuna ise, "görülen lüzûmsuz kartlar" ile girmek gerek! Tam "birileri için" ümitleniyor ve "Nihayet akıllanmaya başladılar" diyoruz, bu defa sıraya "başkaları giriyor!" "Hakeme itirazdan görülen kartlar için", bütün dünyadaki nitelemenin "aptallık" olduğunu "bizim futbolcularımız" acaba ne zaman öğrenecekler? "Kötüler içinde" Jardel''i baş sıraya koymak gerekiyordu ama, "kart konusu hem kronik, hem de bulaşıcı bir hastalık olarak" devam ettiği için Brezilyalı golcüyü ikinci sıraya indirdik! "O golü atmalıydı!" Atamazsa, yeri ceza tahtası!. Ya, "oyundan alınırken" yapmaya başladığı afra tafralar? "Çirkin"e bir küçük adım kaldı! Teknik direktörü Lucescu''nun "Hagi''yi oyundan alması", tam bir "kompleks zâfiyeti idi!" "Ümit gibi sahanın en kötüsü" 90 dakika oyunda kalırken, "İskoçlar''ın en korktukları" adamın kulübeye çağrılması, adeta "Asıl patron Hagi" diyen rakip hocaya "Hayır asıl patron benim" mesajı idi! Hagi çıktıktan sonra, koca Galatasaray takımı kalan 20 dakikayı tam bir panik içinde, "top bile çıkaramaz" durumda bitirdi! Rakibin de üzerimizde bir "kâbûs gibi çökmesini" sağladı! Lucescu dua etsin Taffarel''in "inanılmaz bir şansla çıkardığı topa!." "Hagi''yi çıkarmak" demek Jardel''i de "mahkûm edildiği yalnızlıkla başbaşa bırakmak" demekti! Hoca "böylece", İskoçlar''a "bir taşla iki kuş vurmak gibi bir şansı" hediye ediverdi! Hagi ve Jardel kâbûsu üzerinden kalkan Rangers, kalan bölümde Taffarel''in önünden ayrılmadı! "Bu kafa", bilmem ki Galatasaray''ı daha ne kadar yönetecek? Üstelik "futbolun ve sporun beklediği sürat-i intikal" de yok! Galatasaray korner atacak, Jardel alınıyor, Marcio oyunda! Hiç olmazsa "değişikliğin korner atışından sonra yapılması" gerekmez mi? Ama nerede o "cin" hoca? "Çirkin" ise "maalesef" Hagi idi! Oyundan alınmaması gerekiyordu! Ama "ok yaydan çıkmıştı!" Onun gibi bir "uluslararası profesyonelin" hem kaptan Bülent''e, hem de hocası Lucescu''ya yaptığı hareket "en hafif tabiri" ile çirkindi! Geldiği günden beri Hagi için yazdıklarım ortadadır! Ama "böyle yapacaksa" Hagi derhal gönderilmelidir! "Bu şekildeki protestoları devamlılık kazanırsa" takımı takım olmaktan çıkarır, bir "başı bozuklar mangası haline getirir!" Hocanın "kendi başına disiplini sağlayamadığı" ve de "sağlayamayacağı" çok açık bir şekilde ortadadır! Galatasaray "böylesine çirkin görüntülere" müstehak değildir! Ama, yönetimin umurunda değil! Onları sadece "gelen puanlar ve paralar ilgilendiriyor!" Galiba, Galatasaray''da asıl değişmesi gereken bu zihniyet! Ne demişler? "Balık baştan kokar!" Adam balığın kuyruğunu kokluyormuş! Balıkçı "Bey amca, balığın başı koklanır, kokup kokmadığı ordan anlaşılır" diye ikaz etmiş... Adam gülmüş "Biliyorum bey oğlum biliyorum, ben koku kuyruğa geldi mi, onu anlamaya çalışıyorum" demiş! Kimse kızmasın; işte o misal! Hoca, şamar oğlanına döndürüldü, gelen giden azarlıyor, fırçalıyor! Ve de yönetim, "Cayman Adaları''nda hisse pazarlıyor!." Uygundur!

