Tehditler ortada, TFF'nin, MHK'nin yaptığı ortada… Bu tablodan Türkiye'de 'bir Futbol Federasyonu var' inancı" çıkar mı?..
Benim için artık Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) yoktur; AKM Federasyonu vardır.
İki ay önce Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, Federasyon'da Federasyon Başkanı ile "hakem konusunu görüştükten sonra", müjdeyi vermiş; "Sorunun bütünüyle halledileceğini" işaret ederek "Temizlik olacak" demişti…
Bir süre sonra, Rizespor Başkanı Tahir Kıran, hem de "hakem ismi bile vererek" şöyle konuştu:
"Kanımın son damlasına kadar savaşacağım. Çıkacaklar adam gibi maç yönetecekler. Cüneyt Çakır'ı benim maçıma kimse veremez. Versinler o maça takımı çıkartmayacağım, 3-0 mağlup olayım. Cüneyt Çakır, Türk futbolundan çıkmalı. Başka türlü Türk futbolu kurtulmaz."
Ve son noktayı da Adana Demirspor Başkanı Murat Sancak koymuştu, geçen haftalarda:
"FETÖ'cü hakemleri temizleyin... Eyyamcı hakemlerle bu lig bitmez... Yeter! Yeter! Böyle hakemleri Türk futbolundan temizlemek lazım. Disiplin Kurulunu devreye sokup 421 gün ceza vermeye kalkmayın. Hepinizi ifşa ederim. Mübarek ağzımı açtırmayın…"
İşte size, Ahmet Nur Cebi - Tahir Kıran - Mustafa Sancak (ATM) Federasyonu…
Bir talimat değişikliği ile "baş danışman" olarak da "Başkan adına Merkez Hakem Komitesi'ni denetleme ve hakem tayinlerini onaylama yetkisi ile" Erman Toroğlu'nun ataması yapılsa", işlem tamam olacak!..
Türk futboluna hayırlı, uğurlu olsun!..
Şimdi, artık, hangi hakem, hangi kulüp başkanı ve yöneticisi, hangi teknik adam, hangi spor yazarı, hangi futbol yorumcusu MHK'ya, daha da ötesi Futbol Federasyonu'na inanacak ve güvenecektir?..
Tehditler ortada, Federasyon'un, MHK'nin yaptığı ortada… Bu tablodan "Türkiye'de 'bir Futbol Federasyonu var' inancı" çıkar mı?..
UEFA'ların, FIFA'ların "görev verdiği" hakemlere, hem de "tehdit ortamında" düdüklerini astırmak; dünya âleme "Türk hakemliğine ve hakemlerine güvenmeyin" damgalı mektuplar göndermek değilse, nedir?..
Bunca yıl "Türkiye'de ve dünyada en önemli turnuvalarda, kupalarda, liglerde, finallerde Türkiye'yi, Türk futbolunu ve Türk hakemliğini temsil eden" hakemleri, "FETÖ'cülükten, eyyamcılığı kadar çok ağır iddia ve iftiraların 'tehdit paketi içinde' söz konusu edildiği" bir süreçte… Hem de "hiçbir sebep - sonuç açıklaması yapmadan" kapıya koymak… İnsafsızlıktan, izansızlıktan öteye "varsa eğer vicdanları yaralayan" bir "insanlık skandalı" değil midir?..
Bu arkadaşlarımızın, dostlarımızın aileleri var, çocukları, kardeşleri, eşleri, babaları, anneleri var. Bu muamelenin benzeri bir kararı, bu kararı alanlar için verilse, ne hissederler, "biraz insanlık duyguları" varsa?..
Soruyorum; şimdi AKM Federasyonu ortada iken, Beşiktaş'ın, Adana Demirspor'un, Rizespor'un maçlarında görev verilen hakemler ne yapacaklardır?..
Maçlarında "bu takımların lehine çalınacak ya da çalınmayacak" her düdüğün, "rakip futbolcu, yönetici, teknik adam ve taraftarlarda nasıl bir tepki oluşturacağının" düşünülmemesi… TV ekranlarında, gazete sayfalarında yer almış "bu başkan tehditlerinin" Federasyon'u ve Merkez Hakem Komitesi'ni "ne kadar ürküttüğünün işareti" değil midir?..
Bir Federasyon'un, bir Merkez Hakem Komitesi'nin başkan ve yöneticilerinin, "kendilerinin görev acizliğinin üzerini örtmek için" aldıkları bu kararın, "Türk hakemliğine bugüne kadar görülmemiş kapkara bir damga vurduğunu" nasıl düşünemezler?..
Bir sorum daha var; "görev listesinde bırakılan" hakemler, "bunca yıl beraberce düdük çaldıkları" arkadaşlarına karşı alınan bu "haksız ve zalim" karara karşı "Biz de bırakıyoruz" diyerek, düdüklerini misafir salonlarının en görünen duvarına 'şeref madalyası' olarak assalar" ne yapacaktır; Futbol Federasyonu?..