Bakan... Genel Müdür... Müfettişler.. Baş müfettişler... "Tam zamanında" bitirilen tahkikatlar... "Tam zamanında" basına sızdırılan müfettiş raporları... İstanbul medyasında büyük kampanyalar... "Zar zor çıkarılan" ve "empoze edilmeye çalışılan" bir aday... Baskılar... Tehditler... İstanbul''un 3 büyükleri ile İzmir''in küme düşmüşlerinin el ele vermesiyle "yapılacağı zannedilen" darbenin birkaç gün süren hayâli... Sonunda, "takke düştü" ve "kel göründü!." "Tanklarıyla, toplarıyla", yazılarıyla, programlarıyla, ümitleriyle, hayâlleriyle, "Gitti.. Gidiyor.." kampanyalarıyla çıktıkları ringde "Anadolu''nun sert bir kroşesiyle" daha ilk raundda nakavt oldular!. Türk futbol tarihinin "belki de en zayıf" federasyonlarından birini kurmuş olan "Halûk Ulusoy''un önünde" hezimete uğradılar!. Zorlamasız, "normal seyredecek" bir çizgide gitseydiler, gidebilseydiler, Çarşamba günü sandıktan, belki de Türk futboluna Halûk Ulusoy''dan ve onun heyetinden "çok daha iyi hizmet edecek" bir başkanla, kadrosu çıkabilirdi!. Ama gerek stratejide, gerek taktikte öylesine "fâhiş hatalar" yaptılar, öylesine büyük yanlışlara düştüler ki, Ulusoy "güle oynaya" ezip geçiverdi!. İşte "bütün güçleri" ortada!. Genel kurul üye sayısının "sadece" 6''da biri!. Hem de "bulabilecekleri", çıkarabilecekleri "en iyi" adayla!. İşe "gırtlağına kadar" siyaseti soktular!. Kanunu değiştirecek kadar zorlamalara giriştiler... "Komik iddialarla dolu" raporlara umut bağladılar... Halûk Ulusoy''u "kahraman yaptılar!." Bütün bir Anadolu''yu "arkasında topladılar!." Ortaya çıktı ki; "Artık futbolu İstanbul yönetmeyecek!." Ortaya çıktı ki; "Artık futbolda sadece İstanbul''un dediği ve istediği olmayacak!." Artık ortaya çıktı ki; "Türkiye''de futbolun sahibi Anadolu''dur!." Artık ortaya çıktı ki; Ya gelir "Biz de Anadolu''nun içindeyiz, birlik ve beraberlikten yanayız. Ayrıcalık talebimiz yoktur" derler, ya da işte "böyle" azınlıkta, hem de "çok azınlıkta kalmaya" devam ederler!. Herkes bilmelidir ki; "Zorlama ile sonuç almak mümkün değildir!." Halûk Ulusoy da bilmelidir ki; "Geçmiş dönemde yaptığı hataları" tekrarlarsa, yanlışlarından ders almazsa, medya ile kavgaya devam ederse, "doğru bildiklerini yazan" spor gazetecilerine "tavır koyma, hem de çok haksız ve hatalı şekilde tavır koyma" huyundan vazgeçmezse, bugün ona "oy verenler" dahi; "Yeter artık" demeye ve kendisini yalnız bırakmaya başlayacaklardır! Ulusoy "Bu seçimi ben kazandım" diye fazla gururlanmasın! "Onun böylesine açık farkla galip getiren", başta Spor Bakanı olmak üzere futboldaki ve medyadaki muhalifleridir!. Ben yerinde olsam, "hepsine" birer "teşekkür mektubu yazardım!." Ulusoy''a ve yeni federasyonuna başarılar dilerim!

