Provokatör kim?

A -
A +

Dedim ya; "Bu yönetimle, Galatasaray hiçbir yere gitmez!.." Bakın; koskoca "İkinci Başkan" Ergun Gürsoy ne diyor: "Taraftar çok yanlış yaptı. Taraftara hak veren köşe yazarları da onları haklı buldu. Bunlar adam değil, provokatör. Bunlar kargaşadan yana." Eğer bu "sözleri söylemiş ise"; bir spor yazarı olarak "aynen kendisine iade ediyorum!.." Aslında "bu görevi yapması gerekenler", Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin anlı şanlı başkanı ve yöneticileri ama, "onlar, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın önünde susta durdukları için", şimdi Galatasaray İkinci Başkanı'nı da "elbette duymazlıktan geleceklerdir!.." Zira, onlar "Dernek tüzüğünde açık açık yazan bir görevi yerine getirmek, yani spor yazarlarının haklarını ve onurunu korumak için değil"; sadece ve sadece "o koltuklarda oturmak için" seçilmişlerdir!.. Ergun Bey'e sormak gerek; "aynı taraftar aylar önce senin tarafını tutarak teknik direktör Hagi'yi çılgına çeviren çirkin tezahüratlar yaparken ve hem de maç oynanırken bazı sarı - kırmızılı futbolculara küfürler yağdırırken" Şeref Tribünü'nde neden "susup oturdun?.." Görülüyor ki; Galatasaray'ı Fenerbahçe önünde "hem sportif, hem idari açıdan baş altı kulübü hâline düşüren" bir yönetimin "İkinci Başkanı" olarak panik içindesin ve "ağzından çıkanı kulağın duymuyor!.." Bugün "Adam değiller, provokatörler" dediğin spor yazarları "Seni göklere çıkarırken" iyiydiler de, şimdi "çok haklı olarak eleştiri görevlerini yerine getirdikleri için" neden ağzından çıkarken kulağının duymadığı "bu çirkin sözlerini" hak ediyorlar? Ayıptır; "Galatasaray gibi bir kulübün yöneticisi" bu üslûbu kullanmaz, kullanamaz; "bu lâfları" etmez!.. Zira, Galatasaray'ı "diğer kulüplerden ayıran vasıflardan biri" de budur, ama ne yazık ki, zat-ı âliniz "Galatasaray yöneticisi olmanın bu hasletini de paspas etmekte kusur etmediniz!.." Millet Meclisi Araştırma Komisyonu'ndaki "üzerinde pek durulmayan" çok çirkin "el hareketinden sonra", bilmem ki bu sözler de "ne durumda olduğunuzu" çok iyi ortaya koymuyor mu? Size "en iyi cevabı" divan toplantısında Yılmaz Toköz vermiş; orada olsam alnından öperdim: "Basketbolde iyi ki küme düştük, artık Beşiktaş ve Fenerbahçe'ye yenilmeyeceğiz ve o acıyı yaşamayacağız." Ve "asıl" bombayı da patlatmış: "İyi ki başkanımız basketbolcü; ya bir de futbolcu olsaydı?" Bu sözler, sizleri "çok haklı olarak" eleştirenler için "Bunlar adam değil, bunlar provokatör" diyebilen sizlerin "yüzlerinde iz bırakacak kadar" ağır bir "kara" mizahın "taraftarın tepkisinden de acı" vuruşları değil mi?!.. "Utançtan" susup oturacağınıza, özür dileyeceğinize, bir de "zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışıyorsunuz"; bu ne pişkinlik?.. Yeter artık, bu koca camia "göreve geldiğinizden beri" tutamadığınız yüzlerce sözü "sabırla sineye çekti"; bekledi!.. Merak etmeyin, daha da bekleyecek ve "sizin gibi bir yönetimi" bile çekmeye devam edecektir!.. Hem de, "şöylesine komik" sözleri ve "bu sözleri söyleyen" yöneticileri hiç ama hiç hak etmediği hâlde!.. "Şampiyonluk için" diyorsun ki: "Bütün maçlarımızı kazanırsak neden olmasın? Toplandık, ant içtik. O hedefte ve bilinçteyiz." "Arada 7 puan var", diyelim ki; "Galatasaray bütün maçlarını kazandı"; ne olacak?.. Galatasaray şampiyon mu olacak; güldürüyorsun sevgili Gürsoy, güldürüyorsun!.. Artık "ipler Galatasaray'ın elinde değil!.." İpler, "göreve geldiğinizden beri hem sportif, hem idari bakımdan sizleri ezip geçen", önünde eğilip büküldüğünüz, "başkan seviyesinde, ikinci başkanı ile muhatap edilip, itiraz bile etmeden kabullendiğiniz" Fenerbahçe'nin ellerinde!.. "Bunu taraftar" biliyor da, sizler hâlâ "kendinizin bile inanmadığı" palavralardan medet umuyorsunuz; yazık!.. Durum açık. Fenerbahçe, Galatasaray'a yenilecek de... Sonra da iki beraberlik veya bir yenilgi ve bir beraberlik daha alacak da... Nasrettin Hoca'nın "koyun sürüsünün her gün köye gelip gittiği yolun iki yanına çalı dikeceğini ve bu çalılara takılacak koyun yünlerini toplayıp satarak borcunu ödeyeceğini" söylediği fıkra gibi bir şey!.. Hani "alacaklının gülmeye başlaması üzerine" Hoca'nın "Peşin parayı gördün, gülersin tabii" dediği fıkra var ya... İşte onun gibi... Bu sözlerine "herkes gülüyor"; herkes!.. Hele Galatasaraylılar kahkahalarla.. "Garanti şampiyonluğu gördüler de ondan" galiba!.. Ergun Gürsoy'a not: Dün sabah "Türkiye Gazetesi'nin spor sayfasında çıkan sözlerini okuduktan sonra" yukarıdaki yazıyı yazdım. Daha sonra bazı arkadaşlarım telefon ettiler ve salı gecesi TV ekranlarında ve dün sabah da Vatan Gazetesi'nin spor sayfasında yer alan, "doğrudan kardeşim Hıncal Uluç ile beni hedef alan" ve açıkça "tehdit içeren" sözlerin için uyardılar. TV'deki konuşmanı dinlemedim, Vatan'daki açıklamanı okudum. Gazeteme geçtiğim yazımı değiştirmek gereği duymadım, sadece "bu notu" ekledim!.. Görüyorum ki; "Ben işimi polise bırakmam, kendim görürüm" diyen Aziz Yıldırım zihniyetini Galatasaray'a taşımak çabasındasın; "bu üslûp", bizi korkutmaz, "sadece güldürür" ve bizden çok "devletin savcılarını, Galatasaray'ın Başkanı'nı ve camiasını"ilgilendirir!.. "Böylesine"zorba ve "Galatasaray'a yakışmayan" bir zihniyetin yönettiği sarı - kırmızılı kulübün "bu hâlde olmasına bile" şükretmek gerek!.. "Okuduğunu anlamayacak kadar" panik içinde olan zat-ı alinize cevabımı yarın "Uluçmarket'te vereceğim"; bekle!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.