Yazık... Hem de çok yazık!.. Futbolcularına söz geçiremeyen bir hoca ve sahada "bildiklerini okuyan" öğrencileri yüzünden Galatasaray'ın kaybettiği kaçıncı puan bu? Oyunu almış götürüyorsun, iki gol bulmuşsun... Rakibin ikinci yarı başında bir gol atmasına rağmen, gene de o büyük stadda oyunu dengelemişsin... İlk yarıdaki gibi gol hatta goller bulabilirsin!.. Ama, "K.Hakan" adındaki "sorumsuz" futbolcu "gene yapacağını yapıyor!.." Maçı "sakin ve tarafsız yöneten" hakeme hiç yoktan, hem de santraya yakın bir yerde "topu da elinde tutarak" itiraz ediyor! Ve sarı kart geliyor... Birden sarı-kırmızılı futbolcuların sinirleri geriliyor... Sonrası tam bir felaket... Emre "kırmızı kart görecek" derken, Capone saha dışı kalıyor... Ve K.Hakan geride kalıp "Saviola'yı ofsayta düşmekten kurtararak" golü atmasına yardımcı oluyor; beraberlik!.. Hele "ofsaytı kendi bozduğu halde", elini kaldırarak hakeme "ofsayt ikazı" yapmıyor mu; tam bir skandal!.. Ardından hakem idare etmese, başka sarı ve kırmızı kartlar da gelebilir; mesela Perez ve Ümit adeta "bile bile" sarıyı yiyorlar; nerede ise kırmızıyı da görecekler!.. Kenarda bir Hoca var; seyrediyor... seyrediyor... seyrediyor... Herhalde "doğru dürüst tek pas veremeyen" Bülent Akın'ı ve "vızır vızır geçilen" sorumsuz K.Hakan'ı büyülenmiş gibi seyrediyor olacak ki, sahada olanları görmüyor, göremiyor!.. 10 metre ötesinde Barcelona'nın hocasının nasıl konsantre olduğuna, oyuna nasıl müdahale ettiğine, futbolcularını nasıl oyuna ittiğine bile bakmıyor, bakamıyor!.. ...Ve sonunda, "K.Hakan" adlı sorumsuz futbolcu, göz göre göre, hatta bile bile "bir sarı kart daha görüyor" ve 10 kişi kalmış takımını 9 kişi bırakıyor!.. Yazık... Hem de çok yazık... Büyük bir zafere imza atılmak üzere iken, Şampiyonlar Ligi'nde grup liderliği yakalanıp, önemli bir avantaj sağlanacakken, şimdi "beraberlik de iyi sonuç" şarkılarıyla avunmaya çalışıyoruz!. Altını çiziyorum; Mondragon'dan, Ergün'e, Kaptan Bülent'ten, Fleurquin'e, "inanılmaz bir mücadele veren" bir "büyük" takıma "ihanet eden" sorumsuz futbolculara, çok geç de olsa, artık hak ettikleri dersi, yönetim vermeli!.. Vermeli ki, "bu sorumsuz hareketlerin" ve "görülen kartların" sonu gelsin!.. Zira, Hoca'nın bu konuda yaptığı bir şey yok; anlaşılıyor ki yapacağı bir şey de yok!.. Yazdıklarıma Galatasaraylılar bozulabilirler!.. Hoca'yı eleştirmeme de kızabilirler!.. Ama, Barcelona'yı "çok formsuz bir döneminde" yenememek ve "beraberliği bile zor kurtarmak", devre arasında "sihirli sözler söylemekle ve sihirli değişiklikler yapmakla ünlü" Hoca'nın bu defa başarılı olamadığını gösterdi!. Galatasaray, Roma ve Barcelona maçlarında toplam 6 puan alabilirdi; 2 puanda kaldı!. Roma maçında hakemden şikayet etmekte bir dereceye kadar haklı olabiliriz ama, Barcelona karşılaşmasının hakemi için söylenecek hiç birşey yok!. Alman hakem, "tarafsız" ve "adil" bir maç yönetti!. Capone'un atılışı normaldi; zira hem de santrada "ard arda" iki "biçme hareketiyle faul yapacak kadar" acemice davranırsan, "bunlardan birinin kırmızı olmasına" itiraz etmek mümkün mü? Aslında bana göre Emre de "atılmayı gerektirecek" bir hareket yapmıştı!. Bizim hakem yorumcularımızın kulakları çınlasın; "değdi, değmedi, topaydı, değildi" yorumunu yapmadan, "rakibi sakatlayacak hareketleri yapan oyuncuya doğrudan kırmızıyı gösteriyor" Avrupalı hakemler!.. Bunu Galatasaraylı futbolcular ve de "özellikle" Lucescu öğrenmeli!.. Kaybedilen puanlar için "durmadan mazeret üreteceğine", sorumsuz futbolcularıyla beraber aynaya bakıp, hataları süzmeli ve "en aza indirmeli!.." Lucescu ve Galatasaraylı futbolcuların "hakem" diye tutturmalarındaki "büyük hata", ilerideki maçlarda başlarına "daha da büyük çorap örebilir!." Hele hele "UEFA'da oyunlar dönüyor ve Galatasaray devre dışı bırakılmak isteniyor" şeklindeki saplantı, Aziz Yıldırım'ın "Türkiye Ligleri için ortaya attığı saçma sapan şaibe iddiası kadar" gülünç!.. Görülüyor ki, Lucescu'nun "bu iddiası" futbolcuların da beyinlerini yıkamaya başlamış!.. Yarın bu futbolcular, "UEFA nasılsa bizi gözden çıkardı" diyerek, Şampiyonlar Ligi'nde "ipe un sermeye başlarlarsa" bunun sorumlusu kim olacak? Yönetim ve özellikle başkan Cansun, Lucescu'yu ikaz ederek "Hakemlerle uğraşacağına, kendi işine bak; hakem konusu senin değil, bizim işimiz" demeli ve onun işine bakmasını sağlamalı!.. Aksi halde, Hoca'nın ve futbolcuların bu saplantıları sürerse, Galatasaray grubunda "sonuncu olabilir!." Bizden söylemesi; "olursa" da kimse şaşırmasın!..