Bilmem dikkat ediyor musunuz; haftalardır Fenerbahçe asbaşkanı Nihat Özdemir, "en büyük rakiplerini ve taraftarlarını tahrik edici öyle sözler söylemeye başladı" ki; "durdurulmaya çalışılan bir çirkinlik", işte "bir de" bu sebeple durdurulacağına, hızlanıyor ve artıyor!. Üstelik "anlamak mümkün değil", Nihat Özdemir "bu tahrik ve tahrip edici konuşmaları" adeta ve neden durup dururken yapıyor?. "Durdurulamayan" çirkinlikten "en çok şikâyetçi olan", hem de "haklı" olarak şikâyetçi olan kişi de Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım!. Ali Sami Yen ve İnönü statlarının tribünlerinden koro hâlinde yükselen "çirkin tezahürat" sebebi ile "Annemin mezarına bile gidemez oldum" diyen Aziz Başkan'a bir önerim olacak: Sporda, hele hele futbolda "Fair play'in sahalara ve tribünlere hâkim olabilmesi için", ilk şart; "Yöneticilerin Fair play'e sahip çıkmaları ve Fair play'in gereklerini titizlikle yapmalarıdır!." Asbaşkanınız Nihat Bey ise "bunun tam tersini yapıyor!." "Kendi büyük ve önemli problemleri ile uğraşan" ve hatta "bu yüzden gözlerini bile açamayan", camiaları birbirine girmiş Galatasaray ile Beşiktaş'ın ve onların "öfke içindeki" taraftarlarının "üzerine üzerine gitmek" için adeta "fırsat kollayan" bir hâli var; asbaşkanınızın!. "Küfürden en çok şikâyet eden" kişi olarak Aziz Başkan, dönüp de asbaşkanına "Ne yapıyorsun Nihat, her açıklaman, her sözün tribünlerden bana ve kulübümüze binlerce küfür olarak dönüyor, bırak onları tahrik etmeyi" demiyor, diyemiyor!. Bu tahriklerin "beş kötü sonucu" çıkıyor ortaya: Bir; "Fair play kavramı ve çabaları yıpranıyor, pas pas oluyor!." İki; rakip yöneticilere, "cevap hakkı" ve böylece "tahrik etme" imkânı verilmiş oluyor!.. Üstelik camialarında "büyük eleştirilere muhatap olan" başarısız rakip yöneticilere "hedef saptırma fırsatı çıkıyor" ve onlar da "mal bulmuş mağribi" misali, camialarına "Fenerbahçe'yi hedef göstermekte yarışıyorlar!." Üç; Bunların sonucu olarak da, tribünlerde Aziz Başkan'a ve Fenerbahçe'ye karşı küfür koroları kuruluyor!. Dört; daha da kötüsü, Beşiktaş ve Galatasaray statlarındaki "bu çirkinlik", Anadolu statlarına da yayılıyor!. Beş; Spor medyasında "reyting ve tiraj" yarışı için "kan kokusu bekleyenler" de, "ellerini ovuşturarak" karşılıklı yapılan bu tahriklerin üzerine üşüşüp, "gereğini yapıyorlar"; yöneticiler, camialar ve taraftarlar "birbirine düşüyor"; Fair Play kanlar içinde durmadan gagalanıyor, gagalanıyor ve komaya giriyor!. Bakınız, Nihat Bey'in tahriklerine "son" örnek: İşte, "Derbide Saracoğlu Stadı'na Beşiktaş seyircisi gelmemeli, istemiyoruz; zira ilk yarıdaki maçta Fenerbahçe seyircisi İnönü'ye alınmadı" sözleri!.. Sanki, "İnönü'ye Fenerbahçeli taraftarların almayan" Beşiktaş'mış gibi!. O gün "Güvenlik Komitesi kararı" öyle imiş, alınmamış; sonra değişmiş!.. "Saracoğlu'na mütekabiliyet esasına göre" derbide Beşiktaş seyircisinin alınmaması gerektiğini anlatmak için, Nihat Bey'in yapması gereken şey, "zemine ve zamana dikkat edip", uluorta gazetecilere "böyle açıklamalarda bulunmak yerine", günü ve saati belli olan Güvenlik Komitesi toplantısını beklemek ve "önerilerini orada yapmak" olmalıydı!. Böylece "Beşiktaşlı taraftara" da, "Sarıyer Kupa maçında", hem de Sarıyerli taraftarları da yanlarına alarak "Aziz Başkan'a ve Fenerbahçe'ye küfretmek" fırsatı ve "sebebi" verilmemiş olurdu!. Nihat Bey seviyesinde bir kişiliğe ve tecrübeye sahip bir yöneticinin "bu kadarcık bir nüansı bile düşünememesi" ne kadar acı!. Dikkat ediniz; "bunu" yıllar yılı Mahmut Uslu da yapıyor, Murat Özaydınlı da!.. Şimdi de Nihat Bey başladı!. Küfürler ise, Aziz Başkan'a!. Herkes iyi bilmeli ki; "ishal- i kelâm", gazetelerde ve TV'lerde görünme ve "haber olma" hastalığı ile beraber olursa, elbette ki "fair play düşünce ve çabaları" da komaya girer!. Hâlâ neden anlamıyoruz ya da anlamak istemiyoruz?.