Evet, “İspanya futbolundaki Real Madrid - Barcelona ikili hegemonyasına benzer bir tablo” yaşanmaya başladı, Türkiye’de; Galatasaray - Fenerbahçe “bariz” üstünlüğü…
Beşiktaş ve Trabzonspor yönetimlerindeki zafiyet, İstanbul medyasındaki “Fenerbahçe - Galatasaray ayrımcılığı”, eğer bir iki sezon daha “bu sezon gibi” sürerse, “tıpkı İspanya’daki gibi, ‘iki büyük bir tarafa, ötekiler bir tarafa’ görüntüsü, gerçeğe dönüşecek” ve de “fark açıla açıla” kapanmayacak bir seviyeye ulaşacak!..
Bilyoner’in “2023’ün “En”leri açıklaması” takım bazında da, kulüp bazında da, taraftar bazında da, finans bazında da “Fenerbahçe ve Galatasaray’ın ‘açık ara’ üstünlüğünü” ortaya koyan rakamlarla, oranlarla dolu!..
Artık sporseverler, “geceleri” TV ekranlarında “Galatasaray ve Fenerbahçe’nin maçları ve durumları ile ilgili yorum ve tartışmaları” ile yatar, “sabah” spor sayfalarında “Fenerbahçe - Galatasaray haber ve yorumları” ile kalkar oldular!..
Yooo… Abartmıyorum, “gerçeği” yazıyorum!..
Bu “ikiliye gidişin” sinyalini, başkanlık döneminin sonlarına doğru Ahmet Nur Çebi, “Futbol Federasyonu’nu “sorumlu tutarak” vermişti… Aslında “aynaya bakması” gerekiyordu; Hasan Arat Başkan’a bıraktığı miras ortada!..
Bakınız, 1955’lerin sonbaharından beri “futbol başta, spor yazarak” bugünlere geldim. Hem büyük tirajlı “Ulusal basın” olarak nitelenen ama “ağırlıklı olarak ‘İstanbul basını olan’ gazetelerde” de yazdım, yöneticilik yaptım, Ankara ve İzmir’in yerel gazetelerinde de…
Şu “özelliği” altını çizerek tekrarlıyorum; “Ulusal ya da İstanbul basınının ağırlıklı tercihi” hep “Fenerbahçe ile Galatasaray” olmuştur, olmaktadır!..
Reytingleri ve tirajları “Galatasaray ve Fenerbahçe’nin hele hele galibiyetlerinin etkilemesi ile ‘Beşiktaş ve Trabzonspor ile diğerlerinin etkilemesi’ arasındaki fark” hep vardı” ama… Bugün “ikili sistem” bütün açıklığı ile Türk futboluna damgasını vuruyor!..
Çare?.. Herhalde “bu tablonun sorumluluğunu federasyonlara, hakemlere, ‘durmadan değiştirdikleri’ teknik direktörlere, futbolculara yüklemek” olmamalı!..
Hiç sevmediğim bir söz vardır; “Balık baştan kokar!..”
Ne yazık ki, “çare aranırken” nedense aklıma hep “bu söz” geliyor; haksız mıyım?..
Bir Alperen’imiz var!..
Arda Güler’in Real Madrid’de ilk resmî maçına çıkmasını beklerken, Amerika’da bir başka Türk evladı, NBA’in tozunu atmaya başladı; Alperen Şengün… Maç başına sayı ortalamasını 20’nin üzerine çıkardı. Ribauntlar, asistler de cabası…
Lucescu’nun oğlu ve Fatih Hoca…
Türkiye’yi “Çavuşesku Romanya’sına benzettiği” günden beri hiç sevmemeye başladığım Lucescu, “Beşiktaş’a geliyor” haberi arasında gelemedi ama Fatih Terim’e attığı lafla, gene basınımızda gündem oldu.
Holding ve kulüp başkanlığı…
Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu’nun açıklamasıdır: “Koç Topluluğu olarak ihracatımız ülkemizin toplam ihracatının yaklaşık yüzde yedisini oluşturuyor. Bunun bir yansıması olarak Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından geçekleştirilen araştırmada, Türkiye’nin ilk bin ihracatçısı arasında mal ihracatı yapan ilk 10 şirketin dördünün Topluluk Şirketimiz olmasından gurur duyuyoruz. Araştırmaya göre Ford Otosan ihracat şampiyonu olurken; Tüpraş ikinci, Arçelik yedinci, Tofaş dokuzuncu sırada yer aldı.”
Şaka!
Futbol Federasyonu’nun açıklaması; “Süper Lig hakemlerimizden Mete Kalkavan kendi isteği ile sahadaki hakemlik kariyerini sonlandırmış ve Hakem Akademisi’nde VAR Eğitim Sorumlusu olarak göreve getirilmiştir.”