Uyuyoruz!..

A -
A +

Ey benim anlı şanlı yazar çizerlerim!.. Ey benim gazete ve TV'lerimin üst düzey yöneticileri!.. Ey benim gazete ve TV'lerimin spor müdürleri!.. Ey benim meslek teşekküllerimin anlı-şanlı yöneticileri!.. Ey benim TSYD'min genel merkezinin ve şubelerinin yöneticileri ve bütün üyeleri!.. Ey benim spor yazarlarım ve futbol yorumcularım, basketbol yorumcularım!.. Dikkat ediniz; komutanlarıyla, askerleriyle... krallarıyla, imparatorlarıyla... tanklarıyla,toplarıyla hücuma geçtiler!.. Ve biz onlara "kendi ellerimizle, bizi ezip geçmeleri için" meydan veriyoruz, ekranlarımızı veriyoruz, sayfalarımızı veriyoruz!.. Utanmadan, sıkılmadan, olayları çarpıtarak, gözlerini kırpmadan "medyaya ve medya mensuplarına saldırıyorlar!.." "Daha toplantı bitmeden", affedersiniz "çişim var" diyerek toplantı salonundan çıkıp, "toplantıda olan biteni" spor yazarlarına anlatan, "bu anlattıkları" spor sayfalarına girince ve TV ekranlarına ulaşınca, bu defa "yalan söylüyorlar, yalan yazıyorlar" diyen, diyebilen koca koca adamlar, "aynaya bakıp" utanacaklarına, spor yazarlarına saldırıyorlar, yaz kış demeden, sıcak soğuk demeden, yağmur kar demeden görev yapmaya çalışan habercileri "özel mülkleri" zannettikleri "spor tesislerine almama kararı" verebiliyorlar; spor yazarlarını, spor yorumcularını "kulüplere sokmama" gibi "pervasız ve keyfi" yasaklar koyabiliyorlar!.. Devletin, "milletin parası" ile yaptığı ve de "kulüplere" teşvik gayesi ile "nohut çekirdek parası" denilebilecek "sembolik kiralarla" devrettiği tesislere, "devletin verdiği" gazeteci kimliğini taşıyan ve "kamu görevi yapan" gazetecileri almamak da neyin nesi oluyor? Ve "devlet adına" o tesislerin sahibi olan, bakanlığıyla, genel müdürlüğüyle "devletin spor teşkilatı" bu "haddini bilmezliğe" nasıl göz yumuyor? Hasbelkader "bir kulübün yöneticiliğine gelmiş", geldikleri güne kadar "kimselerin tanımadığı" ama "yönetici olduktan sonra" herkesin tanımaya başladığı, "bu sebeple devletin en üst kademelerinde bile" özel işlerini "kolaylıkla takip ve hal etme imkanına kavuşan" bu zatların, hangi "hak ve hadle" gazetecilere saldırdıklarının hesabını bugünlerde sormazsak, yarınlar çok geç olacak!.. Elbette "onlar" böyle yaparsa, o kulüplerin "maaşlı" personeli olan menecerler de, teknik adamlar da "benzer şeyler yapmak için" sıraya gireceklerdir!. Ve... İlhan Mansız örneğinde gördüğümüz gibi, futbolcular da spor yazarlarına "Laila garsonlarına yapamayacakları hakaretleri yapmak hakkını ve haddini" kendilerinde bulacaklardır!.. Kimdir bunlar?.. Bugün varlar, yarın yoklar!.. "Sportmenlik sınırları" bir yana, "terbiye sınırlarını" da çok aşan tavır ve sözlerle, spor yazarlarını, gazetecileri hedef alan bu insanlara hadlerini "el ele vererek bildirmeliyiz!.." Elbette, "haddini ve hakkını bilen", "sportmenlik ve terbiye nedir" anlayan ve sindiren yöneticilere, teknik adamlara, futbolculara değildir sözüm!.. Onlara her zaman saygımız, sevgimiz ve teşekkürümüz vardır!. Bizim sözümüz, "kulüpçülüğün ve komplekslerin esir aldığı" insanlaradır!. Bizim sözümüz, bu konuda üzerlerine düşen sorumluluğu kavrayamayan, görevleri yapamayan spor yazarlarınadır, meslek kuruluşlarımızın yöneticilerinedir!.. Bu iş "bir bildiri kaleme almakla", bir "kınıyoruz" açıklaması yapmakla önlenmez; önlenemez!.. En az "onlar kadar" cesur olmalıyız, tavır koymalıyız ve onların "kendi sayfalarımızda, kendi ekranlarımızda bize saldırmalarına izin vermemeliyiz!.." Toplantıysa toplantı, yürüyüşse yürüyüş, kınama ise kınama, siyah çelenk koymaysa siyah çelenk koyma... Ne yapılabilirse, ne yapılması gerekiyorsa, onu yapmalıyız.. Sayfalarımızda yazmalıyız... TV'lerimizde konuşmalıyız... "Bana dokunmuyorlar... Bana söylemiyorlar... Bana ne?" diyenler, "yarın" bu defa "kendilerine hakaret edildiğinde ya da yasak konduğunda" yanlarında kimseleri bulamayacaklardır!.. Unutmayalım ki; "bir hakem kararı yüzünden" birbirlerinin gözünü oyacak hale gelen "kulüp yöneticileri", iş medyaya gelince "tam bir cephe oluşturuyorlar!.." Ya biz? Söyleyin bana; ya biz? Daha ne kadar uyuyacağız? ocaluluc@beko.net

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.