Vahşete çağrı!..

A -
A +

Vahşete çağrı!.. Yıllardır "aynı" tablo!.. "İnsanlar öldürülüyor"; lâftan öteye bir şey yok!.. Bu kaçıncı olay? İzmir'in adını da, sporu da, futbolu da, insanlığı da lekeleyenler, bugünlere göstere göstere, adım adım geldiler!.. Ne yapıldı; hiç!.. Şimdi ne yapılıyor; hiç!.. Ah'lar, vah'lar, kınamalar, nutuklar, yazılar... Sadece bir-iki gün... Sonra gene uyku... Yeni olaylara ve yeni ölümlere kadar!.. Salı gecesi Alsancak Stadı'nda ve etrafında "insanlık adına" utanç verici tablolar yaşandı, spor katledildi, kan aktı... Ne yaptı, anlı-şanlı Futbol Federasyonu? Ne yaptı, anlı-şanlı medyamız? Ne yaptı hükümetimiz, İçişleri Bakanımız, Spordan Sorumlu Bakanımız, yetkililerimiz, ilgililerimiz? Bir hazırlık maçında, bir dostluk maçında, bir Spor Yazarları Turnuvası'nda bunlar olursa, yarın liglerde neler olmaz? Salı gecesinden itibaren Türkiye'nin, Türk medyasının, hükümetin, Futbol Federasyonu'nun gündeminin en başında "bu olay olmalı" idi!.. Değişecekse yasalar "bir günde değişmeli" , yönetmelikler, talimatlar, tüzükler güncelleştirilmeli, cezalar "caydırıcı hale getirilmeli", gazetelerde manşetler atılmalı, TV'lerde programlar yapılmalı ve "uzun yıllardan sonra" ilk defa "bu toplu vahşete karşı" top yekûn bir mücadeleye girişildiği herkese ama herkese gösterilmeliydi!. Futbol Federasyonu "olağanüstü toplanmalı" , bu "kanlı olayları" çıkaran iki takımın taraftarlarına "herkese ders olacak nitelikte" bir cezanın verilmesinin yolunu açacak kararları almalıydı!. Türkiye Spor Yazarları Derneği Merkez Yönetim Kurulu "olağanüstü toplanmalı" ve bu iki takımı TSYD Kupası'ndan ihraç etmeli idi!. Yıllardan beri "ekilen kin tohumları", burnunun ucunu göremeyen ve tehlikeyi sezemeyen yöneticilerin teşviki, spor medyamızın tahriki ve "olayların üzerine gidememesi", en sonunda bugünün "vahşete çağrı" tablosunu ortaya çıkardı!. Her türlü kesici ve öldürücü silâhla "spor sahalarına gelen" insanlar (!)... Şehrin sokaklarında "birbirini vurmak için" koşuşturan taraftarlar (!).. Bugüne kadar "sadece" nutuk atan, göstermelik toplantılar yapan yöneticiler, yetkililer, ilgililer!.. Dökülen kanların, çıkan olayların "asıl sorumlusu" sizlersiniz!. Ve "sizler olmaya" devam edeceksiniz!. Biliyoruz ki; "adam öldüren" katil ile ona yardım eden bir-iki kişiyi polis yakalayacak, adalet mahkûm edecek; ama olaylar bitmeyecek!. Zira, "olayları bitirecek köklü ve sürekli tedbirleri almak" ve "uygulamak" için kimsecikler kılını kıpırdatmıyor!. İşte, TRT'nin maç kasetindeki görüntüleri "iyice" izleyin; "Hakemin ikazı üzerine", dördüncü hakemin 'tribün önünde tedbir alın' diye gittiği polis şefinin hâl ve tavrını dikkatle seyredin... İsteksiz isteksiz... Dördüncü hakemin yalvarırcasına ısrarına karşı adeta "Bu yaptığınız da iş mi? Başımıza iş çıkarıyorsunuz" der gibi etrafına bakınıyor... Polis "böyle" davranırsa, söyler misiniz bana; saha içi olaylarını nasıl önleyeceğiz? "Bunlar Göztepeli, Karşıyakalı değil... Bu olaylar camialara mâl edilemez... Bunlar bir avuç kendini bilmez" yorumları ve nitelendirmeleriyle, gelinen nokta budur!. Bunlar "bir avuç kendini, bilmez" değil!.. Bunlar, "bir avuç kendini bilirin, evet kendini ve ne yaptığını bilirin emrine giren ve insanlıktan çıkan" binler!.. Bunlar, "bu vahşete çağrıya yıllardır uyan" Göztepe ve Karşıyaka camiaları!.. "Bir zamanlar" içlerinde "oğullarım" da vardı, "vahşete çağrının esiri olmuşlardı"; onun için "ne olup bittiğini" çok iyi biliyorum!. Yıllardır yazıp geliyorum, yıllardır mücadele ediyorum, yıllardır tehdit edildim, korunmam için kapıma polis diktikleri oldu, ama "ciddiye alan olmadı!." Şimdi; ah ve vah günü!.. Yarın "her şey unutulacak"; taa ki yeni bir olaya kadar!. Yazıklar olsun!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.