Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A
Evet, hem de çok yanlış yoldasınız! "Sadece" Galatasaray''ın "âlî menfaatlerini düşünen" insanların, "en iyisi yapılsın" diye verdikleri mücadeleye, hem de "endirekt" yoldan "dava-tekzip-disiplin kurulu ihraç gibi" baskılarla son verdirmeye çalışmak yerine, "Galatasaray Başkanına yakışan yolu" seçiniz! Camianıza gerçekleri anlatınız! Şeffaflaşınız! Neleri, kimlerle, neden yapmak istediğinizi, açık açık ortaya koyunuz! Sorulan sorulara, ortalıkta dolaşan ve giderek yoğunlaşan iddialara cevap veriniz! Sizden istenen budur! Beklenen de budur! Yapacağınız iş çok basit! Teferruatı bırakalım, "sadece şu soruların cevaplarını" açık seçik verirseniz ve camiayı da, bizleri de ikna ederseniz, açıkça ve samimiyetle belirtelim ki, sizlerden özür diler ve "yapacaklarınızı sonuna kadar destekleriz!" Soru bir: Galatasaray''ın "uygulanması imkânsız olan" ve çöpe atılan Stad Projesi için, projeyi yapan şirkete "dolar bazında" kaç para ödenmiştir? "Borç alındığı iddia edilen" bu para, Galatasaray''a kaça mal olmuştur? Projeyi yapan şirketle, sizin iş ilişkiniz oldu mu? Soru iki: Cine-5 ile aynı gün yapılan iki anlaşmanın birine göre, "off shore iki bankadan" alınan 4 milyon dolar, neden "borç ve faizleri Galatasaray tarafından ödenirken", doğrudan Galatasaray''ın kasasına değil de, "iddiaya göre", sizin ve asbaşkanınızın şirketlerine verilmiştir? Bu iddia yalan mıdır? Değilse "mantıklı" izahı nedir? Soru üç: "TGS" adlı şirket neyin nesidir ve Galatasaray''ın stad projesi için 100 milyon doları kimden ve nereden bulacaktır? Yıllarca Galatasaray gibi bir kulübün başkanı ve asbaşkanı olarak sizlerin bulamadığınız 100 milyon dolarlık krediyi, 120 bin dolarlık bir finans şirketinin bulabileceğine nasıl inandınız? Sözleşmeyi imzalayan şirketin iki üst düzey yöneticisi şimdi nerededirler? Haklarında "hangi suçlamalar" vardır? Galatasaray gibi bir kulübün yönetiminin "çok hayatî bir konuda işi daha dikkatli, daha hassas tutması gerekmiyor muydu? Neden bunca soruya rağmen, bu konuda camiayı tatmin eden bir açıklama yapmadınız? İddialar doğru değilse, yalanlamadınız? Engin Atay''ın manşetine, Doğan Koloğlu''nun çok detaylı haberine, benim sorularıma ve de Hüsnü Çil''in çok ağır yazısına verilecek hiç mi cevabınız yoktu? Bu iddialara cevap veremeyecek durumda iseniz, hâlâ Galatasaray Başkanlığı koltuğunda nasıl oturuyorsunuz? Devletin "tertemiz kalmış" valileri, subayları, emniyet müdürleri, eski defterdarları "dikkatsiz ilişkiler sebebiyle" mahkemelere düşer ve kamuoyuna teşhir edilirken, siz TGS olayının "tatmin edici bir açıklamasını" nasıl yapmazsınız? Camianızdan nasıl özür dilemezsiniz? Soru dört: AİG şirketi ile yaptığınız ilk anlaşma ile, bugün gelinen nokta arasındaki fark, "bu işe karşı çıkanların gayreti ile", Galatasaray lehine büyük kazançlar sağlarken, "bu mücadeleyi verenleri" nasıl "Galatasaray düşmanı" ilân etmeye çalışırsınız? Disiplin Kurullarına verirsiniz? Soru beş: Muhatap AİG Şirketi iken, onun bir başka şirketi, onun bir başka şirketi, onun bir başka şirketi olarak Galatasaray''ın karşısına "AİG Blue Voyages Advisor şirketini" çıkarırken, neden "bu şirket hakkındaki sorulara" net cevaplar vermekten kaçındınız? Hâlâ da kaçınıyorsunuz! Galatasaray''ın muhatabı olan "AİG Blue Voyages Advisor Şirketi" nerede tescil edilmiştir? İddialara göre "Cayman Adalarında tescil edilmiştir!" Neden "Hayır orada değil" diyemiyorsunuz? "Orada tescil edilmişse", bunun sebeplerini, camiayı tatmin edecek şekilde ortaya koymuyorsunuz? "Nerede tescil edildi?" sorularına bugüne kadar "açık seçik cevap vermemenizin sebebi" nedir? Neden şimdi, "Galatasaray gibi Türkiye''nin göz bebeği olan müesseselerden birinin şirket hisselerinin" finans dünyasında "Cayman Adaları gibi sicili kötü merkezlerden birinde tescil edildiği iddia edilen" bir şirketin eline düşmemesini isteyen "gerçek Galatasaraylıları", taaa Amerikalardan "hakkınızda dava açacağız" diye baskı altında sindirme çabalarına girişildiğini duymuyorsunuz? Korumuyorsunuz! Siz kimden yanasınız? Amerikalılar "yumuşak g''leri, ç''leri yazmayı nereden ve nasıl öğrendiler" de, oralardan gelen fakslarda "yumuşak g''ler ve ç''ler bulunuyor? Soru altı: Neden AİG şirketine, "Bize muhatap olacak olan şirketinizi New York''ta ya da İstanbul''da ya da Londra''da, Paris''te veya Tokyo''da tescil ettirmediniz de Cayman Adaları''nda tescil ettirdiniz? Bunu kabul etmemize imkân yok! Galatasaray adını Cayman Adaları''nda kurulan bir şirket pazarlayamaz! Cayman''lar bütün Dünya''da vergi kaçırma cenneti, kara para yönlendirme merkezi olarak tanınıyor, sizin gibi bir kuruluşun orada şirket kurmasının sebebi nedir? Bize açıklayın da, mantıklı ve tatmin edici bir cevap ise, biz de camiamıza açıklayalım" demediniz! Neden "AİG Blue Voyages Advisor''ın tescilini" kimseyi şüpheye düşürmeyecek bir finans merkezinde yaptırmadınız? Böyle bir merkezde ise neden tescil belgesini ortaya çıkarmıyorsunuz? Soru yedi: Siz Transtürk Holding''i bir tarafında TGS, öte tarafında Cayman Adaları''nda tescil edildiği iddia edilen ve bu iddia hâlâ yalanlanmayan iki şirketle "ortaklık ve kredi anlaşmalarına sokar mıydınız?" Yooo, Bay Süren!. Eğer "gerçek bir Galatasaraylı iseniz", bütün bu sorulara ve bu sorulara esas olan iddialara "açık-seçik" ve de "camiayı tatmin edici" cevaplar vermeniz gerek! Galatasaray adıyla, TGS adını, Galatasaray adıyla "Cayman Adalarını" nasıl yanyana getirdiğinizin "mantıklı"açıklamalarını anlatmanız gerek! Ya da, yalanlamanız! Biz "temenni ediyoruz" ki, yalanlama imkânınız olsun! "Bunların ikisi de yalan" deyin! "TGS ile bir sözleşme yapılmadı" deyin! "AİG Blue Voyages Advisor Cayman Adaları''nda tescilli değil, onun tescili New York''tadır" deyin! "Deyin" de, sizi alkışlayalım ve "bin defa özür dileyerek", destek verelim! Bekliyoruz!. Tedbir!.. Transfer aylarından hemen önce, "kulüpleriyle anlaşamayan futbolcular" satış listesine konuyor!. Aaa... Bakıyorsunuz, daha "dünkü çocuklara istenen" para 4-5 milyor dolar!. Biraz tecrübeliler için 7-8 milyon dolarlık fiyat biçiliyor! Peki ama, Spor Teşkilatı, Maliye Bakanlığı, Futbol Federasyonu Başkanlığı "bu satış rakamlarına bakıp" kulüp yöneticilerine şu soruyu neden sormuyor: "Arkadaş daha geçen yıl ya da iki yıl önce, senin bildirdiğin resmi rakamlara göre, şimdi 5 milyon dolar istediğin futbolcuya 30 milyar lira ödemişsin... İki yılda verdiğin maaş ve prim tutarı da 5 milyarı bulmuyor, nereden çıkardın bu 5 milyor doları?" Ve de, "tıpkı FIFA gibi", bonservis bedelleriyle ilgili "rakam belirleyecek kıstasları", Federasyon bir türlü koymuyor! Koysa, "300 milyar ödenen" futbolcuya verilen para "30 milyar olarak gösterilmeyecek"; gösterilemeyecek!. Ya da "1 trilyon verilen futbolcunun devlete verilen resmi rakamları 100 milyar olmayacak!." "Satıştan kazanılacak para", az vergi ödemek için yapılan "defter oyunlarının önüne geçecek!." Zira çok daha cazip olacak!. Ama nerede o "cesur" Federasyon? Vergi kaçağını önleyecek, Türk futbolcularının Avrupa''ya "üç-otuz paraya gitmelerinin önünü kesecek olan böyle bir tedbiri" düşünecek olan Federasyon? Sen "Ben futbolcuma 8 milyon dolar fiyat biçtim" diyen yöneticiye "başüstüne efendim" diyorsun ama, elinoğlu, FIFA başta olmak üzere "demiyor!." FIFA ve "elinoğlu" senin de eline verilen "resmi rakamlara bakıyor!." "Primlerin bile" hiç utanılmadan, sıkınılmadan "futbolculara borç para verilmiş gibi gösterildiği kulüp defterlerini" hiç mi görmedin, ey Federasyon? Hiç mi görmedin? "Bu", ne anlama geliyor, bilmiyor musun? Şaşkınlar!.. Avrupa Birliği''nden gelen "Bosman kararlarından da beter" yeni haberler bütün Avrupa kulüplerini titretiyor!. FIFA ve UEFA''nın "kulüpler lehine mücadelesi" ne sonuç verecek, merakla bekliyoruz! Ne var ki, "AB insafa gelse dahi", bizdeki durum pek değişmeyecek. Zira, kulüplerimizin başında "sadece bugünü kurtarmayı düşünen" ve "yarınlarda olacakları" hiç ama hiç hesaplamayan "günü birlik" yönetimler var!. Ne yazık ki, "oların dolar bazında maaşlı profesyonel yöneticileri bile" işin farkında olmadıklarından, "transfer aylarında" Avrupa''ya açılan veya açılacak olan futbolcularımız, basketbolcularımız "nerede ise" bedavaya ellerini kollarını sallayarak gidecekler ya da götürülecekler!. İşte Hakan Şükür''ün durumu!. İşte Emre''nin yarını!. Jardel ile Boksiç için "40 milyon doları gözden çıkaran" Galatasaray "Avrupa''nın en büyük kulüplerinin peşinde koştuğu" Hakan ile Emre''den "toplam 12 milyon dolar bile alamayacak!." Nerede yönetim? Nerede onların "yüksek maaşlı ve CPA ünvanlı" profosyonel yöneticileri? Bunun hesabını kim verecek? "Bu acıklı durumun sebebini" çok iyi biliyorum! Elimde "itiraf" sayılabilecek yazılı belge var! Ama, yazmak içimden gelmiyor! Galatasaray''a yazık etmek istemiyorum! İş işten geçtikten sonra, "akıllar başa geldi" ama, artık "bücür uyandı!" İşte "imzayı atmıyor" ve de gelecek yılı, "nerede ise bedava gidecegi günleri bekliyor!" "Emre 25 milyon dolar" diyenlere de "mısırın koçanı kalacak!." Galatasaray''ı "gırtlağa kadar borca sokan" zihniyet, şimdi "şaşkınları oynuyor!" Sarı-kırmızılı kulübün "yönetmelik bilmezler, FIFA kararları bilmezler" yüzünden kaybettiği "milyonlarca doların hesabı" sorulmayacak mı? Şenes Erzik bile açıklıyor: "İkaz ettim dinlemediler!." Konu sadece Galatasaray konusu değil! İşte Fenerbahçe... İşte Beşiktaş... İşte Trabzonspor ve diğerleri!... Hepsinde "yabancılar" olayı kangren olmuş! FIFA durmadan ceza ve tazminat yağdırıyor! Ülkenin ve kulüplerimizin milyonlarca doları boşa gitti, gidiyor! Ne yazık ki, Futbol Federasyonumuz da seyredip, duruyor! "Ümit kadrolarına alındılar" yutturmacasıyla, "hesap vermez" yönetimlerin yanlışlarının büyümesinin önü açılıyor!. "Borç dağlarının yükselmesine" yardımcı olunuyor!. "Benden sonra tufan" diyen zihniyetleri cezalandıracağına, ödüllendiriyor! Kısacası "balık baştan kokuyor!." Federasyonuyla, büyükleriyle!. Yazık!. Devam Şenol Güneş!... Fatih Terim ve Mustafa Denizli''den sonra, "Türk Milli Takımı''nı eğer bir Türk hoca yönetecekse", elbette ki sırada "ilk düşünülecek bir-iki isimden" biridir Şenol Güneş ve belki de birincisidir! Açıkça ifade edeyim, mesela Erdoğan Arıca''nın da bu konuda çok ama çok önündedir! "Büyük primlere alıştırılmış" yıldızlarımız, maalesef özel maçlarda "oynamamayı" ve hafta sounundaki "kulüp maçlarını düşünmeyi" bir futbol felsefesi" haline getirmişlerdir! Şenol Hoca''nın Bosna Hersek önünde başına gelen kaza da, işte bu yüzdendir! Denizli''nin "çok yüz ve prim verdiği" ama sonradan başına taş gibi düşen futbolcuya dayalı sistemin bedelini, daha ilk maçta Şenol Hoca''ya ödetmeyelim! Terim de, Denizli de "takımı finallere taşıyana kadar" çok yenilgiler aldılar! Elbette, onlar gibi Şenol Hoca da eleştirilecektir! Ama peşin peşin Şenol Güneş ile bu iş olmaz demek için vakit çok erkendir! Bırakalım "kendi takımını kuracak kadar" bir zamanı bulsun! Terim ile Denizli ile "mukayese", bizi yanlışlara götürür!. "Emre''nin bile form tutamadığı" şu günlerde, Şenol Hoca''ya "Bosna''yı neden yenemedin, neden yenildin?" diye hesap sormak biraz değil fazlaca acûlluktur!. Hele hele, gene bu hocanın da önüne "Şifo Mehmet''i neden kadroya almadın?" sorusuyla çıkmak ve de "bu iş Şenol Güneş''le olmaz" demek biraz fazla haksızlık olmuyor mu, sevgili Kazım Kanat? "Artık tek devrelik oyuncu olmaktan öteye gidemeyen" ve gelecek yıl futbolu bırakacak olan Mehmet ile, 2002''de final arayan Türk Milli Takımı nereye varabilir? İnanıyorum ki Nihat, 2002 finallerinin adından en çok bahsettirecek Türk oyunculardan biri olacaktır! Biraz sabır ve "yeni hocaya" biraz zaman!. Sabreden derviş muradına erermiş!. Hasret gidereceğiz!.. Geçen haftaki yazımda sevgili Kemal Belgin''e "hoş geldin" derken, ilâve etmiştim; "Burnuma başka Tercümancı kokuları da geliyor!." Birkaç gün içinde ard arda Orhan Ayhan''ın ve Orhan Aldinç''in anonsları, Türkiye''nin spor sayfasının baş köşelerinde yer aldı! Ne diyeyim, Orhan Ayhan''ın "şen kahkahaları" ve "tecrübe dolu" yazıları ve Orhan Aldinç''in de "hayranlık duyduğum üslûbu" ile aynı çatı altında "yeniden buluşmak" çok tatlı bir sürpriz oldu, benim için!. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz, "Babıâli''nin ustaları!." Sizleri heyecan ve çoşkuyla kucaklıyorum!.
ÖNE ÇIKANLAR