Doğrusu ya, Salazar''ın, daha sonra Franko''ya ve Güney Amerikalı diktatörlere miras bıraktığı "3 F" formülünden "aslında birincisi" ama sıralamada "üçüncüsü" olan "futbol", şu aylarda Türkiye''de de "çok kişiyi ve kuruluşu rahatlattı!." Hükümetten... Galatasaray''a ... Ecevit''ten... Süren''e kadar... Gözler... Kulaklar... Kalpler... Beyinler... Büyük çoğunlukla "Avrupa Futbol Şampiyonası''na, bu şampiyonadaki Türk Milli Takımı''na kenetlenmişti", adeta!.. Daha önce, "Galatasaray''ı UEFA yolculuğuna götüren" bir "uzay, pardon rüya gemisi ile" başlamıştı. "3 F''den üçüncüsünün bu önemli görevi!." "Neden Ecevit ve de Hükümet" sorusu, bu sütûnun işi değil!. Ama, "neden Galatasaray ve Faruk Süren" sorusu, bu sütûnun görev alanı içine giriyor!. "Eğer", Avrupa Şampiyonası Finalleri olmasaydı... "Eğer", şanslı bir futbolsuzlukla, korkak bir futbolun arasında gidip gelen Mustafa Denizli olmasaydı... "Eğer", prim ve cipsever Hakan, yumruksever Alpay ve penaltısever Arif olmasaydı... Doğrusu ya, Galatasaray''ın da, Faruk Süren''in de işi çok zordu! Bütün gözler, kulaklar, kameralar, sütûnlar "UEFA Şampiyonu''na ve onun başkanına çevrilecek", sabahtan akşama, herkes "Ne yapıyorsunuz arkadaş?" diye hesap soracaktı! Terim''in yerine Lucescu''nun getirilmesi, "nasıl bir küçülme planı uygulandığının ilk işaretiydi!" Hakan''ın yerine "Moldovan''ın peşine düşülmesi..." Avrupa''da "dişe dokunur her teknik adamdan ve futbolcudan" olumsuz cevaplar alınması, Ümit gibi, K.Hakan, Emre gibi futbolcuların dahi "Bırakın gidelim" demeye başlamaları, Galatasaray yönetimi ve başkanının "nasıl siyah bir tablo içinde oturduklarını" gösteren "birer küçük ama gerçek" işaretti!. Çok aylar önce TV ekranlarında Mehmet Cansun''un "Aaaa. Vallahi hiç böyle düşünmemiştik. Fatih bizim evladımız, dostumuz, canımız, ciğerimiz. Hemen şimdi gider mukaveleyi önüne koyar, imzayı attırırız. Böyle bir sorun bizim için yoktur. Et tırnaktan ayrılmaz" dediğinde, nasıl bir "takiye yapıldığını", sayımız az da olsa "birkaç kişi olan" bizler biliyorduk! Yazıp geldik, Fatih''in gidiş gününe kadar, çok kişiyi inandıramadık. Şimdi aynı "oyun" Hakan Şükür için de oynandı, oynanıyor! Gene yazıp geldik, gene çok kişiyi inandıramamıştık! "Galatasaray, sadece futbol takımı olarak değil", diğer spor branşlarının şubeleri de dahil olmak üzere "küçülüyor!" Zira.. "Cebinde akrep olan" yöneticilerin çoğunlukta olduğu Süren Yönetimi hatta "Offshore bankalarında bile" kredi bulamayacak hale gelmiş durumda!. "Kulübe taze para ve yeni bir kredibilite gücü getirecek olan" Özhan Canaydın''ın "adaylıktan caydırılmasında" ve Alp Yalman''a seçimin kaybettirilmesinde", hiç haketmediği halde Süren''e "bunca skandala rağmen" seçimin kazandırılmasında "rol alanlardır", bugün Galatasaray''ın küçülmesinin "asıl sorumluları!." "Cebinde parası", finans çevrelerinde "kredi gücü" olmayan bir yönetim, maalesef "offshore bankalarından sonra", çok daha acı olarak "dolandırıcılık" iddiasıyla hapislere düşmüş insanlarla muhatap etmiştir, koca Galatasaray''ı!. UEFA Şampiyonu" Galatasaray''a işte "bu kara tablo yüzünden" Avrupa''dan "doğru dürüst" kimse gelmek istemiyor, "içerdekiler" de "birer-ikişer kaçmak için" fırsat kolluyor ve "bunu açık açık dile getiriyorlar!." Süren ve arkadaşları ile "onları bu kulübün başında tutan 3-5 yüz genel kurul üyesi" doğrusu ya, "yaptıklarından ve Galatasaray''ı getirdikleri bu uçurumun başından dolayı", iftihar edebilirler! Lucescu ile Moldovan "onlara çok bile!" Hele hele "Kefen giyerim, Galatasaray formasını giymem" diyen Baliç de alınırsa; "Ohh.. Takım tamam!." İyi de, "logo ne oldu, AIG nerede, stad projesi başlıyor mu, 60 milyon dolarlık borç ne oluyor, yeni sanal projeler var mı" gibilerinden onlarca soru aklımıza gelince, ne "ohh" kalıyor ortada, ne de rahatlık!. "Çile bülbülüm, çile"yi, artık "Çile Galatasarayım, çile" diye okumak gerekecek! Bu yıl tribünlere gelecek sarı-kırmızılı taraftara öneririm!.. Kendilerini çileye alıştırsınlar; yoksa çok üzülecekler!.

