Yedi gol, neleri anlatıyor?

Sesli Dinle
A -
A +

Galatasaraylılara bir sorum var… Hem de “anlamı büyük ve acı” bir soru…

 

İşte o soru; “Okan Buruk’un Galatasaray’ının Başakşehir’e attığı yedi golün kaç tanesi, ‘Onun Galatasaray’daki hocalık ömrünü kısaltmak için TV ekranlarında ve spor sayfalarında ellerinden geleni artlarına koymayan, işi ‘son şansı Beşiktaş ve Başakşehir maç sonuçlarına bağlı’ noktasına kadar getiren” futbol yorumcularınadır?..

 

Ve içlerinde… “Hiç yüzlerini kızartmadan” daha maç biter bitmez ekranlarda “onu göklere çıkaran” ve de “ertesi sabah” spor sayfalarında “kendilerinin yaptığını, başkalarına yükleyerek ‘Derslerini aldılar, utanmalılar’ diyecek kadar pişkinleşenler” bile var, ne yazık ki… 

 

Anlı şanlı “gerçek” dünya yıldızlarını, “gencecik futbolcular gibi” her atılan gol sonrası “havalara sıçrayarak küme hâlinde kucaklaştıran, sevinç ve coşku içinde asisti yapana ve golü atana koşturan” bir hoca var artık Galatasaray’ın başında…

 

Sezon açılışına göre, “görevi genç devralan” bir yönetim… “Göreve geç başlayan” bir hoca… “Geç kalmış transferler” ile sezona girebilen bir takım… Soyunma odasına asılan ve Galatasaray medyasında “sahiplenilen” ve de “yeni yönetimin seyrettiği” Demokles’in kılıçları… Tribünlerde “bu kılıçların sahiplerinin çığırtkanlığını” yapan “sözde” taraftarlar…

 

Ve de… Avrupa kupalarında grubundan lider çıkan… Süper Lig’de Galatasaray maçına kadar onca maçta sekiz gol yiyen “şampiyonluk adayları arasında yer alan ve puan cetvelinde lig ikinciliğine yerleşen” bir takımı “futbol olarak sürklase eden” skor olarak da direklerden dönen toplar yüzünden “Yedi golde kalan” bir Galatasaray!..

 

Anlaşılıyor ki, Süper Lig’e Fenerbahçe - Galatasaray rekabeti kadar “Jorge Jesus - Okan Buruk rekabeti” de heyecan ve keyif katacak…
İkisi de “hücum futbolunu” seçiyor ve oynatmak istiyorlar…

 

Jesus’un tecrübesi “takımının hoca avantajı”, Galatasaray’ın futbolcu kalitesi, Okan Hoca’nın “takım avantaj!..”

 

Galatasaray artık, “kendi yarı sahasında “Al gülüm ver gülüm” misali “yengeçler gibi” yan ve geri paslarla “zaman ve top öldüren” bir takım olmaktan vazgeçti. Muslera bile tuttuğu topu elinden bir an önce çıkarıyor, fark etmediniz mi?..

 

Galatasaray, hem sağdan, hem soldan “hızlı hücumlara çıkan, rakip ceza alanına en çabuk ve en çok top taşıyan, orta pas yapan, bu alanın içinde top dolaştırıp, gol fırsatı oluşturan, rakip kaleye en çok şut ve gol atan bir takım hâline geldiğini” dostlarına, rakiplerine gösterdi…

 

Şimdi “bazıları” sormaya başladı; “Bu futboluna devam edebilecek mi?..”

 

Anlaşılıyor ki, “etmemesini” diliyorlar; onlara cevap da bir soru;

 

Neden etmesin?..

 

Bir de “Dünya Kupası arasına girilmesine hayıflananlar” var; “Acaba uzun ara hızı ve coşkuyu keser mi?..”

 

Kadroya bakın; “iki üç takviye ile Süper Lig’de zirveye oynayacak iki takım çıkaracak” bir kadro… “Bu rekabet” ve de “bu hoca, bu futbolcular varken”, hız ve coşku kesilir mi?..

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.