Yooo!..

A -
A +

Benim derdim, ne "Kokainci", ne "Daum", ne şu, ne bu!.. Tabii "bunu söylerken", bu konudaki düşüncemi de "altını çizerek" tekrar belirteyim: "Kokain kullandığı ortaya çıkan ama 'Kullanmadım' diyerek yalan söyleyen ve yalanında da ısrar eden" Daum'u "başarılı olduğu" kulübü "bir dakika düşünmeden" kapının önüne koydu, neden? Alman Milli Takımı Teknik Direktörlüğü unvanı "hemen elinden alındı", neden? "Kokain, dünya gençliğini zehirleyen en büyük tehlikedir" de, ondan! "Gençleri eğiten, gençlere örnek olması gereken", bir hocanın "kokain kullanması, kullanmadığını söyleyerek yalana başvurması" affedilemez! Alman da affetmedi zaten!.. Kendi milleti, kendi devleti, kendi federasyonu, kendi kulübü ona "ikinci bir şansı tanımazkan", bizde birdenbire "İkinci bir şans - insanlık masalları" anlatılmaya başlandı!.. Bir sanatçı "kokain kullanabilir"; anlarım! Yakalanmışsa da cezasını çeker!.. Ama, "bir sporcunun, bir spor adamının, bir spor hocasının" kokain kullanmasını ve "bu büyük suça hoşgörüyle yaklaşılmasını kabul etmem" mümkün olamaz! "Kokain sadece beyaz zehir değil, sporda büyük suç olan bir doping maddesidir" de! İşte "ben böyle düşünüyorum" ve bu "düşüncelerimi yazıyorum" diye, medyamızda bazı meslektaşlarım çıkıp da "benim bu düşüncelerimi söyleme ve yazma hakkıma karşı", sütunlarında "O kelimeyi kullanmayın... Yeter artık..." gibilerden "bir yasaklama gayreti içine giriyorlarsa", işte ben "asıl o zaman" onlara "şiddetle" karşı çıkmak durumundayım! Elbette, Daum'a "kokainci" denilmesine karşı olabilirsiniz, hatta "onu savunabilir ve ikinci, üçüncü, beşinci, onuncu şans verilmesinden yana olabilirsiniz", bunu da TV ekranlarında, gazete sayfalarında söyleyebilir, yazabilirsiniz ama "Daum'un yaptığı spor ahlâkına da, genel ahlâk kurallarına da sığmaz. Böyle bir kişiye Türkiye'de hocalık yapma izni verilmemelidir" diye yazanlara "Fırça atma, yasak koyma hakkını", eğer "basın özgürlüğüne biraz saygılı iseniz", kendinizde görmemeniz gerekir! Ben size "Gençleri kokaine, beyaz zehire alıştıracak kötü bir örneği artık savunmayınız, yeter" diye bağırmıyorum, yasak koymaya kalkmıyorum! Siz çıkar "kendi düşüncelerinizi" söyler, yazarsınız, "biz" de kendi düşüncelerimizi söyler yazarız! Daum'un "futbol dahisi" olması, onun bir "yalancı", bir "kokainci" olduğu gerçeğini değiştirmez! "Ben sporcunun ahlâklısını severim" diyen Atatürk'ün kastettiği "sevmedikleri ve sevmeyecekleri arasında" eğer "Daum gibiler yoksa", söyler misiniz bana "başka kimler vardır?" "Yalancı" ve "kokainci!.." Bu yaftayı kendi boynuna "bizzat" Daum asmıştır! Almanlar "bu yaftayı indirmek için parmak uçlarını bile oynatmazken" bilmiyorum "bize ne oluyor?" Hadi, saygı duyuyorum, "oluyor, olsun" diyenler de "elbette" olacaktır, ama hiç olmazsa bırakınız da "Olmaması gerekir" diyenler de "özgürce düşüncelerini söyleyip, yazsınlar!.." "Af ile hapisten çıkan birisi, yeni bir suç işleyinceye", kıyameti koparıyoruz: "İşte affın sonu! Kim affetti bunları?" Ama, kendimiz "kendi ülkesinin affetmediği" bir adamı, affetmek için "affedilmemeli" diyenlerin "ağızlarının payını vermek" üzere elimizden geleni ardımıza koymuyoruz! Bu nasıl bir çifte standart? Ben "Sporcunun ahlâklısını severim" sevgili arkadaşlarım; kötü ahlâklısını da sevenlere bir diyeceğim yok, sevmeye devam etsinler!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.