Çok bilinen ve "çok konuda uyarlanarak" anlatılan bir fıkradır; şimdi bu fıkrayı "Türk futbol camiasına ithaf ederek" sütunlarıma alıyorum!.. Cehenneme bir gezi tertip edilmiş!.. Ziyaretçiler, kapıdan içeri girdiklerinde binlerce kazanın fokur fokur kaynadığını ve her kazanın başında bir zebaninin durduğunu görmüşler! Zebaniler, suyun üzerine feryat figan çıkanları ellerindeki büyük ve kalın sopalarla kaynar suyun içine itiyorlarmış!.. Derken ziyaretçilerin önüne "başında zebanisi olmayan" bir kazan çıkmış!.. Dakikalarca bakmışlar, suyun yüzüne çıkan da yok! Ziyaretçilerden biri kendilerini gezdiren baş zebaniye sormuş "Bu kazan kaynıyor ama başında zebani yok, suyun yüzüne çıkan da yok! Boş mu?" Baş zebani gülmüş: "Yooo! O kazanda bir yığın insan var ama, biz o kazanın başına bir zebani koymaya gerek görmüyoruz. Zira o kazanda suyun üstüne çıkmak isteyenleri, diğerleri hemen içeri çekiyor!" Ziyaretçiler oradan ayrılırlarken, kazanın üzerinde yazan yazıyı okumuşlar; "Türk futbol camiası mensuplarına aittir!" ......... Şimdi diyeceksiniz ki; "Bu fıkra nereden aklına geldi ve neden Türk futbol camiasına uyarladın?" Aslında, "bu fıkra Türkiye'de bir çok grup ve bir çok kişi için uyarlanabilir" ama, bizim şu anda ve bu sütunda "derdimiz"; futbolumuz! Ne diyor bazı çevreler: "Bu Galatasaray'ı bu yıl da durduramazsak, bir daha hiç durduramayız! Arayı çeyrek asır açar! Onun için ne yapılıp edilmeli, bu Galatasaray durdurulmalıdır!" Yani? "Kendileri Galatasaray'ın yanına gelmesi gerekenler, Galatasaray'ın yanına gelmek için mücadele etmek ve çaba göstermek durumunda olanlar", aksine "Galatasaray'ı kendi yanlarına çekmek için" ellerinden geleni artlarına koymuyorlar! Galatasaray'ın Beşiktaş ve Real Madrid maçlarından önce yaşananlar "baştan beri yazdıklarıma tamı tamına uyuyor!" Şimdi Galatasaray'ı durdurmak isteyenlerle, "onlara yardımcı olmak için gönüllü sorumluluk ve görev üstlenenler" kimler, "onları" sıralıyorum: 1- Faruk Süren - Mehmet Cansun ikilisi ve arkadaşları! 2- Ali Şen ve onun izinden yürüyen "bugünün Fenerbahçeli yöneticileri!." 3- Bülent Yavuz! 4- Beşiktaş Başkanı Serdar Bilgili! 5- Erman Toroğlu - Ömer Çavuşoğlu ve "benzeri" bazı futbol yorumcuları! 6- "Daha fazla dekoder ve anten satmak için" Türkiye Ligi'ndeki rekabetin "eskiye dönmesini isteyen" naklen yayın hakkı almış şirketlerin yöneticileri ve "bu yöneticilerden ışık alan" bazı spor sorumluları! İşte, Real Madrid zaferinin sonrasında düşündüklerim! "Aslanım benim", diye manşet atanlara, Galatasaray için övgü yarışına çıkanlara, "tabii yazdıklarında ve söylediklerinde samimi olan bir azınlığı ayırıyorum", kimseler inanmasın! "Aslında" tam tersini düşünüyorlar ama Galatasaray onlara bu fırsatı vermiyor! ... Ve "Atların yorulacağı ânı bekliyorlar!."