8 Mart’ın sonrasında neler yaşandı?
17 Kasım 2023 05:58 | Güncelleme :20 Kasım 2023 12:42
Ekranlarda, sosyal medyada her şey birbirine karıştırılıyor. Şöyle olup biteni kronolojik olarak çok kısa bir şekilde hatırlayalım.
3 MART 2022- “Bu durumu düzelttiler, düzelttiler. Eğer düzeltmezlerse, Türk futbolunda büyük bir deprem yaşanacak.” (Tahir Kıran / Dönemim Ç. Rizespor Başkanı)
8 MART 2022 - Toplam 31 hakem ve gözlemci hiçbir talimata ve hukuka uyulmadan klasman dışı bırakıldı.
26 MART 2022 - Tahkim Kurulu, hakemlerin başvurusunu kabul etti. TFF ve MHK’nın onayladığı klasmanları kabul etmedi.
30 MART 2022 - TFF Başkanvekili Mehmet Baykan istifa etti.
4 NİSAN 2022 - TFF Yönetim Kurulu Üyesi Alkın Kalkavan istifa etti.
4 NİSAN 2022 - TFF Başkanı Nihat Özdemir istifa etti.
5 NİSAN 2022 - TFF Başkanvekili Erhan Kamışlı istifa etti.
17 NİSAN 2022 - MHK Başkanı Ferhat Gündoğdu istifa etti.
Türk hakemliği; toplam 45 gün içinde bunları yaşadı.
TFF, geçen hafta bazı belgeleri kamuoyuyla paylaşınca şunu gördük; dönemin MHK Başkanı, Tahkim Kurulu duruşmasına katılmış ve ortaya hiçbir bilgi belge koyamamıştı.
Tahkim kararından sonra Antalya’da 26 Mart günü bir tutanak ile suç üretme çabası içine girişilmiş. Bazı hakemlerin beyanları da bu tarihten sonrayı gösteriyor.
1) İyi de bütün bunları; Tahkim’in önüne niye koyamadınız, niye anlatamadınız?
2) Bu TFF Başkanı ve yöneticileri, MHK Başkanı neden arka arkaya istifa ettiler? Hakemlerden mi korktular (!)?
3) 8 Mart’ı yapan kulüp başkanları önce niye inkâr ettiler, sonra da niye kaçtılar? Şimdi neden bu işi sahipleniyorlar?
İpin ucu iyice kaçtı!
Ligde 12. haftada çıkması gereken kemiksiz net altı kırmızı kart atlandı. Çıkması gereken sarı kartları artık saymıyoruz bile...
> Belhanda, Balotelli, Rodrigues (Adana Demir)
> Barış Alper (G.Saray)
> Opoku (Başakşehir)
> Güven (Karagümrük)
Bu çok olağan bir şey değil!
Hakemleri toplasanız, “Bu hafta kırmızı kart çıkarmayacaksınız” deseniz bu kadar olmazdı.
Hakemlerde cesaret kalmamış. Görmüyorlar, karışmıyorlar ya da kimyaları bozulmuş.
Türk hakemliği için bakın; bugünler henüz iyi günler!
Daha da kötü günleri bekleyin!
1) Hakemliğe ilgi her geçen gün azalıyor! Kaçan, bırakan sayısı artıyor.
2) “Altta çok büyük yetenekler var” sözü palavra. Aşağısı rezalet!
3) Hakem Akademisi uzun vadeli bir iş, bugünden yarına netice verecek bir proje değil. Tabiî ömrü de olursa.
4) Bugün süper yetenek bir hakem adayına rastlasanız; minimum 10-12 yıl şart. 17 yaşındaki futbolcuyu Şampiyonlar Ligi’nde on bire koyabilirsiniz.
Ama hakemlikte bunu yapamazsınız.
Halil Umut Meler neden formsuzdu?
Çarşamba günü Şampiyonlar Ligi’nde Real Madrid-Braga maçını yöneteceksin.
Pazar günü (96 saat sonra) Adana Demir-F.Bahçe maçında bu kadar formsuz olacaksın!
Halil Umut Meler, Madrid’de çarşamba sabahı kaldığı otelde sabah kahvaltısını yapmıştı. Kahvesini yudumlayarak maç saatini beklerken; Adana Demirspor-F.Bahçe maçının tebligatını aldı.
Beklediği ve tahmin ettiği bir maçtı. Ve şunlardan da çok emindi;
1) Haftanın en zor maçı, bana yine mecbur kaldılar.
2) Geçen sezon olduğu gibi, bu sezon da ez az üç dört derbi cebimde!
3) Arkamda beni zorlayacak bir hakem yok! Ara çok açık!
4) Üç kırmızı kartı atladım, bunun bana bir zararı olur mu? 13. hafta zaten dinlenme haftam, 14 ya da 15. haftada kesin maçım olur.
5) Millî maç arası da geldi, yaklaşık bir ay kendime zaman ayırmış olurum.
Bugünler kulüplere teslim olmanın faturasıdır!
Hakemlik üzerine hiç kimse plândan, projeden söz etmesin!
Öyle bir zaman ya da imkân yok!
Süper Lig’de her hafta 10 maç var!
Elde 25 hakem var. VAR kadrosunda da 14 hakem var.
1. Lig hakem kadrosu bir felaket! İçlerinden bir iki tane ya tutar ya tutmaz!
MHK’ların da ortalama ömrü altı ay bile değil!
1) Kulüpler bağırınca bir haftalık da olsa bundan netice alınıyor. (Güven Yalçın / Karagümrük atılmadı.)
2) Sakatlanan bir oyuncuya dahi bu kadar taviz verirseniz olacağı budur! “Elit” hakemle nasıl oynadığını herkes gördü. (Adana Demir-F.Bahçe / Gravillon)