Ah Cevdet abi...

A -
A +

Rahmetli babam derdi ki: - Konuşurken ya da dinlerken yüzündeki haya perdesi kalkmamış insandan korkma! Ben bu sözü, sevgili merhum ağabeyim Cevdet Yücel Söztutan'a çok yakıştırıyordum, hatta kendisine de söylemiştim. Her karşılaştığımızda, sanki beni ürkütecekmiş, rahatsız edecekmiş korkusuyla hep başını yere eğerek selâmlaştık. Kendi kaleme aldığı, "Ahlâkın en güzeli haramdan sakınmaktır/ İlmin en güzeli de edebi takınmaktır" beytine uygun yaşıyordu çünkü... - Abi, senin yazıların ve şiirlerin mutlaka değerlendirilmeli, dediğimde; - Biz Allah rızasının peşindeyiz. Söylediklerimizi büyük kitleler bilse ne olur, bilmese ne, diyerek savuşturdu ısrarlarımı... *** O, şimdi yok... "Bir ölüyü görünce, işitince yahutta/ Kendi bedenimi de düşünürüm tabutta" diye diye hazırladı kendini mutlak gitmeye... "Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?" mısraını çok fazla tekrarlayarak... Yüzündeki tebessümün neler söylediğini, hangi derin coğrafyanın hüznünü taşıdığını ben çok iyi biliyordum. Bu bildiklerimi ya da hissettiklerimi ona anlatırken yüzünü yere eğerek dinlemesini nasıl tarif edebilirim ki size? Sadece kendi coğrafyasında değil, dünyanın her yerinde yaşanan acıları düşünerek çoğaltıyordu yüzündeki acılı hüznü ve gülümsemesi o yüzden biraz kaçamaktı. Böyle olmasına rağmen hep gülümsüyordu... "Adam gibi yaşamak" şiarına uygun bir ömür yaşamak istediğini söylemişti hep. Kaleme aldığı şiirlerinde idealize ettiği o 'üstün' hayatı yaşamak ve öyle teslim olmak Mutlak Varlık'a... Çünkü, düşünü kurduğu üstün insanın vasfını bir dörtlüğünde terennüm etmişti bir gün: "Amel ve ibadet niyyetle dürüst olur/ Ancak Allah dostundan bir adama dost olur/ Kişi makam, mevki ve rütbe ile değil de/ İlmiyle, ameliyle, ihlasiyle üst olur." *** "Gözyaşı Medeniyeti"nin ne anlama geldiğini çok iyi biliyor ve her fırsatta, gemi azıya almış taşkın çağ insanını eleştiriyordu. Sokaklar dolusu karmaşayı, insanlık dışı davranışları, samimiyetsizliği, inançsızlığı ve coğrafyamızın çatısından akan kanı umursamayanların aymazlığını... Kendi nefsiyle halleştiği bir anda söylediği şu dörtlüğün kulaklara küpe olmasını çok istiyordu: "Hakkın sana verdiği vazifeyi unutup/ O yüksek memurluktan istifa mı edersin?/ Sahip çıkmak istersin emanete de tutup/ Yoksa nefsim tanrılık davası mı güdersin?" Onun da, tıpkı Allah'ın ipine sarılan diğerleri gibi yüce bir 'derdi' vardı ve bu derdini seviyordu. Kalp, beyin ve istikamet olarak kudretli bir varlık örneği gösteriyor olmasına rağmen 'hiç'liğe yönelmesi boşuna değildi. Çünkü, "Dünya bir han gibidir, biz onda misafiriz/ Dün gelen, bugün kalan, yarın giden sâfiriz." *** Kitaplarını birkaç yayınevine teklif etmiş ancak olumlu bir cevap alamamıştık. Bunun için çok üzülüyordu fakat ben onu teselliye çalışıyordum. Bir gün: - Rahim (Er) ağabey "Bir Deste Nükte"yi basacak, diyerek geldi yanıma, çok mutluydu ve hatta sevinçten uçacak gibiydi. Babıali Kültür Yayıncılığı etiketiyle çıkan ikinci eseri "Gül Kül Oldu Bağdat'ta" mutluluğunu ikiye katlamış; İletişim Magazin Gazetecilik tarafından yayımlanan "Sessiz Hikâye" isimli şiir kitabı da diğer iki eserinin tâcı olmuştu. - Sen bana, her şeyin bir zamanı olduğunu söylüyordun; bak, demek ki zamanı şimdiymiş, diyerek tebessüm ediyordu kitapları uzatırken... *** Ömür bir rüya gibi... Bir varmış bir yokmuş... Ama 'gerçekten' var olanların yok olmayacağını bilmek gerek... Sarıkamış'ın bu hüzünlü evlâdı aramızdan ayrıldı ama eserleri -özellikle şiirleri- yaşayacak, antolojilere girecek, gencecik yüreklerde yer bulacak ve Cevdet Yücel Söztutan ismi inşallah yüz yıllar sonrasına taşınacak. Ne mutlu ona ki, düzeni bozuk bu dünyada adam gibi yaşama sanatını becerdi ve böylesine güzel eserler bırakarak gitti. Ne mutlu bana ki, Rabbim, Cevdet ağabey gibi gerçek bir 'adam'ı tanıma fırsatını nasip etti. Mekânı cennet olur inşallah ve sevdiklerine komşu kılınır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.