Petrol fiyatları daha ne kadar gerginlik sebebi olacak?

A -
A +

Uzun bir zamandır petrol ile alakalı ayrıntılı bir yazı yazmamıştım. Bu sebeple, hızla gelişen olayların çerçevesinde bir değerlendirmeyi paylaşmak istiyorum.

 

Petrol, dünya ekonomisinin can damarlarından biri ama basmakalıp analizler yapmak yerine gelişmelerini hem tarihsel bir perspektiften hem de günümüzdeki etkileriyle ele almak lazım.

 

Öncelikle, petrol fiyatlarından bahsederken aklımıza gelen o büyük krizleri hatırlayalım. Günlük hayatımızı etkileyen, şarkılara bile konu olan bu olayların aslında ne kadar derin kökleri olduğunu anlatmakla başlayalım:

 

Petrolün tarihindeki en büyük dalgalanmalardan biri, 1973 Arap İsrail Savaşı sonrasında meydana geldi. O dönemde, OPEC ülkeleri petrol üretimini kısıtladı ve fiyatlar fırladı. 1973'te varil başına yaklaşık 3 dolardan, 1974'te 12 dolara yükseldi. Yani bir yılda üç kat bir artış anlamına geliyor. Bu durum, dünya genelinde enflasyonda patlamaya neden oldu.

 

Sonraki büyük sarsıntı ise 2008 finansal krizi sonrası yaşandı. O dönemde petrol fiyatları, 2008 yazında 147 dolara kadar yükseldi. Bu artış, en büyük petrol ithalatçıları olan ABD ve Avrupa ülkeleri için tam anlamıyla bir ekonomik kâbus oldu. Ancak, 2009'da bu fiyatlar 30 dolara kadar düştü; böylece, küresel ekonomi de derin bir nefes aldı. Ancak bu rahatlama kısa sürdü.

 

Geçen hafta Tomorrow’s Affairs'de çıkan bir makale bize 2012 ve 2019’daki olumsuzlukları tekrar hatırlattı. O zamanlarsa piyasalar, İsrail'in saldırılarıyla tetiklenen ve fiyat şoklarına sebep olan dalgalanmalara tanık olmuştu. Elbette o zamanlar, ABD’nin bölgedeki etkisi daha istikrarlı görünüyordu. Bugün ise, çok kutuplu bir dünyada, ne yapacağı belli olmayan bir ABD Başkanı var. Yani daha kırılgan bir zeminde hareket ediyoruz.

 

Şimdi bugüne gelelim: İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine saldırabileceği haberi sonrası petrol fiyatlarındaki keskin yükseliş tekrar başladı. Kısa sürede 66 dolara yükselmesini Tomorrow’s Affairs’de yayınlanan yazı “kısa vadeli bir piyasa tepki­si olarak değerlendirmeyin” diye uyardı. Demek ki,  bu gelişme daha derin jeopolitik ve stratejik gerginliklere işaret etmekte.

 

Analize göre şu an petrol fiyatlarında gördüğümüz durum, gerçekten de birçok riskin üst üste binmesinin sonucu. Mesela, küresel petrol ticaretinin kritik geçiş noktası olan Hürmüz Boğazı’nda tankerlere herhangi bir müdahale olması fiyatları anında yükseltebiliyor. Dolayısıyla gemi sahipleri, sigortacılar ve traderlar şimdiden ek primleri hesaplamaya başladılar. Sadece bu durumun bile fiyat artışlarının gerçekleşecek yeni sevkiyatların referans noktası hâline gelebileceği iddia ediliyor.

 

     ***

 

Analizin diğer kısmı da önemli: Bu aralar Petrolde spot fiyat sürekli yükseliyor çünkü yatırımcılar yakın zamanda arz kısıntısının olabileceğini düşünüyorlar. Bu arada vadeli fiyatlar genellikle düşük seyrediyor, çünkü büyük oyuncular ABD’nin devreye girip durumu hızla yatıştırmasını bekliyorlar.

 

Aslında spot fiyatlardaki bu artış, sadece İran üzerine değil, aynı zamanda Amerikan yönetimi üzerine de baskı oluşturuyor. ABD'de gelecek sene ara seçimler var. Dolayısıyla petrol fiyatlarının artışı Trump'ın ikinci döneminin tam ortasında Cumhuriyetçileri olumsuz şekilde etkileyebilir.

 

İşte bu durum, sadece askerî harekât tehdidini değil; çatışmaların kısıtlı bir coğrafyada kalacağına dair artık kesin garantilerin olmadığını bize gösteriyor. Piyasalar, bunu hissediyor ve endişeleniyor. Mesele eskisinden daha büyük, karmaşık ve uzun vadeli bir istikrar meselesi hâline geldi desem yanlış olmaz. Yani petrol fiyatı ile beraber tansiyonun da giderek yükseleceği söylenebilir.

 

Şimdi gelelim işin ticaret tarafına: Dünyada en çok petrol ihraç eden ülkeler, dünya petrol arzının %40’ından fazlasını kontrol eden Suudi Arabistan, Rusya ve ABD. Örneğin, 2022'de Suudi Arabistan, günde yaklaşık 10,5 milyon varil petrol çıkararak, 800 milyar dolarlık bir gelir elde etti. Bu da ülkenin gayrisafi yurtiçi hâsılasının (GSYİH) yaklaşık %90’ını oluşturuyor.

 

Diğer yandan, Japonya, dünya üzerindeki en büyük petrol ithalatçısı durumunda. 2022'de yaklaşık 3,4 milyon varil/gün ithal etti ve bu da ülkenin enerji maliyetlerini kayda değer şekilde artırdı. Yüksek petrol fiyatları, Japonya'nın cari açığını 2023'te 28 milyar dolara çıkardı. Sürekli cari fazla veren bir ülkeden bahsediyoruz. Bu gelişmeyle birlikte bir ülkenin enerji bağımlılığı ve fiyat artışları arasındaki bağlantıyı çok net bir biçimde görebiliyoruz...

 

 

Petrol yüzünden savaş çıkar mı?

 

 

Peki petrolden savaş çıkar mı? Petrol kaynakları, tarih boyunca pek çok çatışmaya yol açtı. Irak’ın 2003’teki işgali, sadece Irak’ı değil, aynı zamanda dünya petrol fiyatlarını da etkiledi. 2004 yılında, Irak'tan gelen petrol akışındaki kesintiler, dünya petrol fiyatlarını 50 doların üzerine çıkardı. Aynı şekilde, Venezuela’nın yaşadığı krizler, ülkenin petrol üretimini neredeyse yarı yarıya düşürerek, fiyatları yükseltti.

 

Bir başka çarpıcı örnek ise, Rusya-Ukrayna Savaşı sırasında yaşandı. 2022’nin başında başlayan bu savaş, batılı ülkelerin Rus petrolüne yönelik yaptırımlar uygulamasıyla sonuçlandı. Bu durum, petrol fiyatlarının 120 dolara kadar fırlamasına neden oldu. Küresel enerji krizinin tetikleyicisi olan bu olay, birçok ülkenin ekonomik istikrarını tehdit eder hâle geldi. Yani petrol sebebiyle savaş çıkıyor diyemeyiz ama çatışmaların merkezinde olduğunu söylemek pekâlâ mümkün. Genelde tüm komplo teorileri savaşların sebebini petrole bağlasa da, bugün petrolden sonra hayatın ne olacağını araştıran Orta Doğu'ya bakınca, meselenin pek de anlatıldığı gibi olmadığını görüyoruz. Savaşların sebebini enerji arzına hâkim olmak isteyen derin güçlere değil, basiretsiz ve acımasız liderlere bağlamak bence daha doğru olur. İç siyasette sıkıntı yaşayan liderler, genellikle sınırları dışında çatışma çıkmasından medet umuyorlar. Orta Doğu’nun bugüne kadarki meselesi bu oldu.

 

 

Yenilenebilir enerjiye yönelim...

 

 

Peki daha ne kadar Petrol fiyatları sebebiyle gerginlik yaşayacağız? Gelecekte petrol kullanımının azalma ihtimali, bu kaynakların değerini etkileyebilir. Ülkeler fosil yakıtlardan uzaklaşmaya başlarken, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim hızlanıyor. Örneğin, 2022’de dünya genelinde güneş enerjisi kapasitesi 1.2 terawatt’a ulaştı. Bu, hem enerji bağımlılığını azaltmak hem de çevre dostu alternatifler sunmak açısından önemli bir adım. Ancak petrol fiyatlarındaki dalgalanmalardan etkilenmemek için 30 ila 50 yıl arasında bir bekleme süremiz var gibi gözüküyor.

 

Özetle. Petrol fiyatlarının tarihçesi boyunca, savaşlar, krizler ve ekonomik etkilerle dolu olduğunu görüyoruz. Ancak bu süreç, sadece ekonomik verilerle sınırlı değil; aynı zamanda uluslararası ilişkileri şekillendiren karmaşık bir yapı oluşturuyor.

 

Sonuçta, petrol fiyatlarının istikrarsızlığı, dünya genelinde pek çok ülkede ekonomik dalgalanmalara sebep olmakta. Enerji politikalarının geleceği, verimlilik ve sürdürülebilirlik ile el birliği içinde yönetilmeli. Dolayısıyla, bu konuyu takip etmek, sadece ekonomik verilerle sınırlı kalmamalı; aynı zamanda global bir perspektifle değerlendirilmeli. Enerjinin geleceği, yalnızca bir ekonomik mesele değil, aynı zamanda barış ve istikrar için de kritik bir konu.

 

 

 

 

 

Prof. Dr. Emre Alkin'in önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.