Derin batının yanılması

Bir coğrafi batı, bir siyasi batı, bir de derin batı var. Coğrafi batı, yönle alakalı. Siyasi batı, döneme bağlı olarak etkisiyle söz konusu. Üçüncüsü kasdedilen batıdır. Bu saklı; görünmeyen yüz, derin batıdır, baron batıdır, menfaatçi batıdır, vahşi kapitalizmin tâ kendisi olan emperyalist batıdır. Birçok devlet başkanı, başbakanlar bile onların güdümündedir. Vahşi kapitalizm, insanlık tarihinin tanıdığı en sömürücü sistemdir. Tek gerçeği vardır, para! Komünizm bir arayıştı, geçti. Aslında o bile bir şekilde vahşi kapitalizme isyandı. Vahşi kapitalizm ise devam etmekte. O var oldukça dünya huzura hasret kalır.

"Batı" derken söylemek istediğimiz işindeki-gücündeki Avrupalı ve Amerikalı değildir. Onlar, "kim açtı başımıza bu Arap Baharı derdini?" Sorusuna cevap bulamıyorlar. Nitekim Amerika'da yer yer "bize ne başka memleketlerden, biz dünyanın  jandarması mıyız?" diye sesler yükselmekte.

Bir vakitler BOP/Büyük Orta Doğu Projesi diye bir proje gündeme getirilmişti. Aylarca konuşulup-tartışıldıktan sonra birden yok oldu. Kim geri çekti belli bile olmadı. "Arap Baharı" hemen onun ardından ortaya çıktı:

Zulüm rejimleri yıkılacak, diktatörler gidecek ve demokrasi gelecekti. Demokrasi geldi ama beklenen olmadı; proje, derin batının hesaplarını altüst etti. Derin batı, yahut Siyon arka planlı Beyaz Avrupalı, Beyaz Amerikalı, bu coğrafyayı kendine göre yeniden şekillendirmek istiyordu:

Batının fikrini inşa ettiği aydın tipi ve batının müsaade ettiği kadar Müslümanlık. İslam dünyası, bir miktar fire verse de bu hesap tutmadı. Aksine Arap Baharı, Asya-Afrika hilalinde Müslümanların dirilişine yol açtı.

Hürriyet ve Adalet Partisi, Mısır'da seçimleri kazanıp demokrasi kriterlerine göre işbaşına geçmeseydi bahar gelmiş Suriye'de Beşar Esed ve sosyalizm taslağı ırkçı rejimi çoktan çökmüştü...

Derin batı, kaygılardan uzak duramıyordu. Onlar için demokrasi çifte standarttı. Önce son 10 yıldaki yeni Türkiye'den ürktüler. Şu var ki burada temeller sağlam atılmıştı. Kolay değişmeyeceği düşüncesi hakimdir. Buna rağmen resmen adı konmasa bile OMT/Osmanlı Milletler Topluluğu gün gün gerçekleşiyordu. Bu kadar da değil. 2023 Büyük Türkiye ve 2071 Cihan Devleti Türkiye, devlet projesi olmuştu. Bu Türkiye'de hazine, ekonomi ve ordu güçlüydü. Aynı zamanda yerli aydınlar, alabildiğine çoğalmış, iki asırlık dert, kaht-ı rical/yetişmiş insan sıkıntısı  bitmişti. Mânevî kalkınma, zenginlik kazanmıştı. Buna mukabil ne Irak işgali ve iç savaşı, ne Afganistan  tezgâhı, ne Taliban, ne Selefilik hareketleri derin batının beklediklerini elde etmeye yetmemişti.

İslam topraklarının kalbi, yeniden İstanbul'la birlikte atıyordu. Kendi elleriyle başlattıkları Arap Baharı, buna engel olacağına yardımcı olmuş, derin batı, yanılmıştı. İtiraf etmeseler de derin batı, derin bir şaşkınlık içinde.

Çünkü, hakiki İslamdansa Nusayrilik onlara daha yakın.

Diyemedikleri cümle şudur:

İslam'ın gelmesindense Nusayrilik kalsın.

?

Yarın: ZORAKİ MÜDAHALE