FİLİSTİN, DEVLETTİR!..

A -
A +

FİLİSTİN DEVLETİ’ni şu ân 193 BM üyesi devletten 146’sı tanıyor. Bu sayı, yıl sonuna kadar daha da artabilir. Buna rağmen haksızlığa bakmalı ki Filistin Devleti, BM’ye tam üye değil, gözlemci yâni müşahid üye. Böyle bir muamele, yalnızca Filistin’e değil Filistin’i tanıyan devletlere de saygısızlıktır.

 

BM, gözlemci devleti, egemen; hâkimiyet hakkına sahip olarak görür. Bu devletler, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda konuşma yapabilirler. Diledikleri zaman tam üye yapılma talebinde de bulunabilirler. Ancak müzakerelerde teklif verme hakları yoktur. Bu itibarla durumları bir nev’î seyirciliktir.

 

BMGK- Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeyse zaten yer alamazlar. Orası İkinci Dünya Harbi’nin 5 galip devleti tarafından parsellenmiştir. Her birinin tek veto oyu, öteki bütün üyelerin tercihinden üstündür. Böyle bir uygulama, insafı olmayan dünyanın yüz kızartıcı hâlidir. Görüldüğü gibi söz konusu alanda adalet yoktur. Soğuk savaş eseri bu BM, mutlaka lağvedilip âdil bir şekilde yeniden kurulmalıdır. Bu ihtiyaçtır ve zarurettir. BM’yi mütegallibe devletlerin kalem odası olmaktan, sekretaryalıktan kurtarmak gerekir. Sil baştan inşa edilecek BM’de her devlet, eşit hakka sahip olmalıdır.

 

Gelecek vakitler, çok şeylere hamile görünüyor. Önümüzdeki kaçınılmaz yeni dünya yapılanması, bir anlamda ve fiilen Filistin’i tanıyanlar ve tanımayanlar şeklinde ikiye ayrılacaktır. Eğer şu anki BM ıslah olmazsa Filistin’i tanıyan devletler, kendi BM’lerini kurabilirler. Neden kuramasınlar? Önlerinde bir engel görünmüyor. Bu fikir hayat bulursa dünya, yeniden iki kutuplu olur, adalet terazisi, iki kefeye kavuşur ve doğru tartar. Meclisler, istişare yerleridir. BM genel kurulu ise bir tebliğ mahalli gibi. Keyfî kararlar 5 devlet dışındaki devletlere tebliğ ediliyor…

 

Dünya üniversitelerinin, ülke vatandaşlarının soykırıma maruz kalan Gazze’ye destek için on binler, yüz binler hâlinde ayağa kalkıp yönetimlerini insafa çağırıp Gazze Celladıyla İsrail’i sloganlarla yerden yere vurmaları mazlum Filistin’de, Gazze’de ve Gazze dâvâsını benimsemiş coğrafyalarda büyük memnuniyete vesile olması gibi; şu günlerde Filistin’i resmen devlet olarak tanıyıp, bu resmî tanımanın sefaret açma, büyükelçi gönderme gibi safhalarını da ikmâl edecek olan İspanya, Norveç ve İrlanda’nın bu vicdanlı insanî kararları da geniş ve büyük memnuniyetlere yol açtı. Takip edecek tanımalar da aynı duygularla karşılanacaktır.

 

Buna rağmen ve maalesef Filistin’i tanıyan devletlerin sayıları her ne olursa olsun mevcut BM teşkilatlanmasında bir tesiri olmayacaktır. Tanımaların yerini bulması için yalnızca tanıyan devletlere değil, Türkiye ve diğer Filistin dostu devletlerle İİT-İslâm İşbirliği Teşkilatıyla TDT- Türk Devletleri Teşkilatı ve Arap Ligi’ne de çok vazife düşüyor.

 

O halde kısaca tekrarlarsak tutulacak yol bellidir:

 

Ya şimdiki eksik, eskimiş ve adaletsiz BM lağvedilip; feshedilip eşit devletler camiasına dönüştürülecek veya Filistin’i tanıyan devletler bir araya gelerek ayrı bir teşkilat kurulacak veya Müslüman Birleşmiş Milletleri doğacaktır.

 

Her üç halde de Filistin, bu yapılanmada yer alacaktır.

 

Çünkü:

 

Filistin Devlettir!..

 

Filistin halkı, yaşadığı vatanında asırlardan beri vardır. Hep de var olacaktır. İsrail ise Filistin topraklarında kurulmuş zorba taşeron eseridir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Ahmet Özdemir 25 Mayıs 2024 11:26

Filistin haklı mücadelesi ölü toprağı serpilmiş İslam aleminin uyanışına vesile olsun inşaallah