Bu yazı için bir çok isimler düşündük. "Moskof oyunu", "Moskof Kosova''da", "Kosova tiyatrosu", "Kosova trajedisi", "Oyun içinde oyun"... gibi. Yakın sabahlardan biriydi. Bir haber kanalında kahvaltı haberlerini takip ediyorduk. Bir numaralı bülten Kosova dramıydı. Belgrad, nihayet dize gelmiş ve masasına konan muahedeyi imzalamak zorunda kalmıştı. Televizyon, haberi detaylandırıyor, Kosova haritası üzerinde çizimlerle bilgi veriliyordu. Sırplar Kosova''dan gidecekti. Veya gidiyordu. Ama, detay bizi ürküttü, hatta öfkelendirdi. Kosova, batılı güçler tarafından bölge bölge parsellenmişti. Bir kısmı ABD''nindi, bir kısmı, İngiltere''nin, bir kısmı Fransa''nın vs... Her biri Kosova''ya büyük askerî kuvvetlerle yerleşiyorlardı. Söz gelimi İngiltere 13 bin askerle. Türkiye''nin ismi bile anılmıyordu. Daha tuhafı ise Rusya''nın nevzuhur haliydi. Rusya Federasyonu, 10 bin askerle Kosova''ya girecekti. Bu konuda batı ile Rusya arasında veya daha teknik söyleyişi ile NATO ile Rusya arasında sadece bir pürüz çıkmıştı. Hepsi o kadar. ABD ve Avrupa, bir zamanların heyulası Kızıl Ordu artığı Rus askerlerinin NATO''nun emrine verilmesini istiyor. Rusya bunu kabul etmiyordu. ABD, beslediği bu eski süper gücü ikna edeceğini sanırken O, bir sihirbaz marifetiyle ile batılı başkentleri uyutarak Priştine''ye girdi. Piriştine''ye girdikten sonra bile taktiklerinden vaz geçmedi. "Yanlışlık oldu" dedi. "Çıkacağız" dedi. Özür diler gibi yaptı... Fakat hepsi yalandı. Bir tarafta hatadan söz eden Boris Yeltsin diğer taraftan Kosova''nın başşehrine giren Rus komutanı taltifen terfi ettiriyordu. Şimdi iki konu merak edilmekte. Rusya, 10 bin askeri intikal için gerekli mali imkânı tedarik edebilecek mi? Bölgeye yerleşen Moskof, burada yeni bir utanç duvarı mı örecek? Bunlar olurken yani İngiltere 13 bin, Rusya 10 bin ve diğerleri buna yakın sayıdaki ordularla Kosova''ya girerken bizim NATO komutasında sevk edebildiğimiz asker sayısı bin kişiyi dahi bulmuyordu. Kosova, herkesden önce bizi alakadar ederken, burada olup bitenleri bir ân için gözden kaybetmiştik. Tıpkı içeride bütçenin 5.5 katrilyonluk açık verdiğini göremediğimiz gibi. İmralı''nın haddinden fazla büyütülüp, haddinden fazla magazinleştirilerek bütün bakış açısını kapatacak şekilde karşımıza asılması diğer önemli olayları gözden sakladı. Her şey bir tarafa. İngiltere''nin 13 bin, bizim 987 askerle bölgede var olmamız arasındaki dehşetli uçurum ne demek istediğimizi izaha kâfidir. Bu yetmezmiş gibi işin içine bir de Moskof oyunu girmiştir. Anlaşılan o ki Moskova, Kosova''nın batılı güclerle paylaşıldığı zehabına kapıldığından bir hile ile emri vaki yaptı. Böylece en azından pazarlık avantajı kazanmış oluyor. Moskova, hem kendisinin hem de Belgrad''ın temsilcisidir. Balkanlar''da ortodoks çemberi aynen korunmuştur. Bill Clinton''ın "Türk-Yunan savaşını önledik" sözü inandırıcı gelmiyor. Peki, yukarıda düşündüğümüz başlıklar ile bu yazdıklarımızın alakası ne? O alakayı sanırız bir soru açıklar: Kosova, işgalden kurtuldu mu yoksa asıl şimdi mi paylaşılıyor? İkisi de doğru olabilir. Yani hakîkaten Avrupa''da üçüncü bir İslam devleti doğuyor olabilir. Türkiye, Bosna, Kosova... Eğer, böyle ise neden Rusya? NATO, Sırp vahşetine müdahale ederken Rusya, zerrece desdek olmamışdı. Aksine önlemeye çalıştı. O halde barış andlaşmasından sonra niçin kabul edildi? İkinci şüphe uyandırıcı uygulama da NATO''nun arka planda bırakılarak, İngiliz bölgesinden, Fransız bölgesinden vs dem vuruluyor olmasıdır. Onun için; bir trajedi var, oyun var, Moskof oyunu var. Atalarımız, bu komşumuzun yaptığı zulümler yüzünden ona "Moskof" demiş ve bir hüküm vermişler. "Ayı''dan post, Moskof''dan dost olmaz" diye. Bir zamandır bu sözü unutmaya çalışıyorduk. Şartlar değişti. Belki Ruslar da eski huylarını terk etmişlerdir zannındaydık. Değişen kim, ve ne değişmesi? Rusya değişmedi de o emperyalist işgalciler, İngiltere, Fransa, İtalya değişti mi? Üstelik Rusya''nın Sırplarla mezhep ve ırk yakınlığı var Ya diğerlerinin? Onlar için ülkelerinin çıkarı ön planda. Başkaca bir şey yok. Türkiye, Kosova''da sinsi bir işgale karşı müteyakkız olarak Kosova''yı istiklale taşıyacak senaryoları işletmelidir. Bu da iç barışı kurmamızdan geçer. Her gün bir kavga konusu ile gündem karıştırılınca dışarıya karşı dikkatsiz ve pasif hale düşüyoruz. Unutmayınız; bugünkü güneydoğu krizimizin temelinde İngiliz fesadı var. Türkiye, iki ucundan bohçalanmak isteniyor. İçeride geçimsizlik çıkartan düşmana yardım etmiş olur.

