Sn. Erdoğan'ın üç dönem ısrarı

Bu yazının zamanlaması doğru mu? diyen çıkabilir. Haksız da sayılmazlar. Zira dış gündemde hararetle Suriye zulmü ve Mısır darbesi, iç gündemde yeni anayasa, barış süreci vs. konuşulmakta...

Şu var ki hadiselerin bir sathi tarafı vardır, bir de derin tarafı. İşaret ettiklerimiz, görünen gündemdir. Bir de farklı, geleceğe yön veren gündem var; o gündem aile, iş, arkadaş sohbetlerindedir. Recep Tayyip Erdoğan'ın 3 dönem vazife yaptıktan sonra çekilme kararı bu gündemle alakalıdır.

Sorulması gereken soru şudur:

-Sn. Tayyip Erdoğan'ın böyle bir karar almaya hakkı var mıdır?

Bu kararı aldığı zaman, zemin ve şartlara göre vardı. Bugünse keenlem yekûn addedilmesi/hiç böyle bir karar alınmamış sayılması lazım. Çünkü her şey çok değişti. Unutmamalı ki bazı insanlar, yalnızca kendilerine, yalnızca ailelerine ait değildir, bundan öte milletine aittir. Bazı insanlarsa milletinden de öte ümmetine aittir.

Bu itibarla bir büyük emaneti omuzlamış olan Tayyip Erdoğan, kendisi hakkında tek başına karar verip onda ısrarcı olamaz. Bunları derken gücümüzü şuradan alıyoruz:

1.Yukarıda yazdıklarımız hakikattir.

2. Biz, Sn. Erdoğan'ı Başbakan olduğu için sevip-desteklemiyoruz. Fikirdaş ve gönüldaşlıktan dolayı kardeşane duygularla destek vermekteyiz. Bizim karakterimiz için dostluklarda iyi gün ve kötü gün eşittir.

Akıldan çıkartmamak gerekir ki Türkiye içinde ve Türkiye dışında elde edilen başarı seviyesi sıradan değildir. 12 Eylül 1683 Viyana-3 Kasım 2002 Ankara. Tarihten alacağımızı tahsil etmekteyiz.

Yakalanmış yüksek başarının sebepleri şunlardır:

1.Başbakan Erdoğan'ın çok çalışması.

2-Ekip kurabilme mahareti.

3.Dua  etmesi.

4.Milletin hayr-duasını alması.

5.Samimi olması; masaya yumruğunu vuracak yerde vurması, ağlanacak yerde ağlaması.

6.Lider olması.

Bugün derin batı politika mahfillerinin önemli bir maddesi şu sual olsa gerek: "Ne yaparız da ikinci bir Tayyip Erdoğan'ın gelmesine mani oluruz?"

İslam âlemindeki dirilişi iyi takip etmekteler.

2023'e giderken, 2071'e yol açarken erken bir değişiklik, tehlikeli olabilir. İki yıl sonrasında bölgenin çok daha fazla karışık olmayacağını kimse iddia edemez. Hususi sohbetlerin değişmez suali şudur: "Tayyip Beyden sonra bu büyüme devam eder mi?"  Millet, gönlündeki tahta henüz başka bir ismi layık göremiyor.

Başkanlık sistemi gelecek gibi değil. Çankaya'ya çıkarak, vakıf başkanı olarak veya STK yöneterek bugünkü icraatlar devam ettirilemez. Hizmetler hız kazanmışken ustalık günlerindeki Sn. Erdoğan'ın A takımını alarak 'benden bu kadar!' dercesine yerinden ayrılması kabul edilemez.

Millet, Tayyip Erdoğan'ın halefini görüp ona kalben inandıktan sonra müsaade eder.

Allah'ın rızası, milletin muvafakatinde.

Samimi, istişari fikrimiz budur.

İstişare eden pişman olmaz.