Ve nihâyet imdada Moskova yetişti:
Moskova, Beşar Esed'e "elindeki kimyevî silahları, uluslararası denetim teşkilatlarına teslim et, üstüne gelenler de müdahaleden vazgeçsinler" dedi. Teklif, müdahale etmesi gerekenlerin de müdahale edilecek olanın da işine yaradı. Zalim Baas'ın eli kanlı diktatörü, köşeye sıkışmıştı.
Barack Hüseyn Obama, müdahale gibi kendini tarihe nasıl yazdıracağı belli olmayan tehlikeli bir tasavvurun arkasından kerhen gidiyordu. Önünde G.W. Bush'un bıraktığı bir enkaz vardı. ABD, Irak'ta da Afganistan'da da çok kötü imtihan vermişti. Böylece Amerikan bütçesi, daha evvel görülmedik şekilde zayıflamış, ekonomi kötüye gitmiş, müdahale gören memleketler, öncekinden daha karışık vaziyetlere düşmüştü.
Bunu daha fazlasıyla en iyi okuyan Başkan Obama'ydı. Önünde böyle taş gibi bir gerçek varken fütursuzca müdahale yapamazdı. O zaman seçilmesine vesile olan Cumhuriyetçi Parti'nin hatalarına düşmüş olurdu. Bu arada şüphesiz ki İngiltere'nin kendini birden denize atıp kaçmasındaki hinliği de çözmeye çalışıyor olmalıydı. Fransa, zaten durumdan vazife çıkartmaktaydı.
B.H. Obama, bu sebeplerle son derecede ihtiyatlıydı. Mecbur olmadığı halde müdahale iradesini Kongreye taşıdı. Bunu yaparken zaman kazanacak ve müdahale zorunda kalınca da "siz karar verdiniz!" diyebilecekti.
Sn. Obama, istediği zamanı elde etmiştir. Sn. Putin'in Esed'e nasihati üzerine bundan böyle Kongre'den müdahale kararı çıkması uzak ihtimaldir. Hadise de zaten artık "ben, her ne kadar istiyorsam da siz, izin vermeyin!" danışıklı tavrına dönüşmüştür.
Peki, Washington'u bilmese de Çin-ü Maçin'i bilen Evliya Çelebi, kapının ardından çıkagelse ve şöyle seslense ne cevap verilir?
-Bre Sam! Bre İngiliz! Bre Frenk! Bre Moskof! Söylen bakayım! "Silah" dinen cürüm âleti, ağulu hançerden mi ibarettir?
Evliya Çelebi'miz, Yemiş İskelesi Camiî meşrutasında uyurken Kâinatın Efendisi'ni -aleyhisselam- düşünde görüp de o heyecanla "şefaat ya Resulallah" diyecekken "seyahat ya Resulallah" deyince önünde yollar açılır ve seferlerle birlikte yedi iklim-dört bucağı gezerek memleketlerin zaptını çıkartır.
Güngörmüş Evliya merhum, haklıdır. O'nun "ağulu hançer" dediği kimyevî silahlardır. İleri dünya, bugün şöyle bir yaman yanılgıdadır. Bunu isteyerek ve bilerek yapıyor. Kimyevî silahlarla öldürmeyi suç saymakta, diğer silahlarla öldürülen 100 binden ziyade maktulü görmemektedir. Bu adaletsizlikten ötürü bu gök kubbe, bu ileri dünyanın üzerine çökse yeridir.
Bu arada batı, BM vs. susmakla ne olmuş oldu?
Gogol'ların, Dosto'ların, Tolstoy'ların, Puşkin'lerin Putin'i "âkil adam" mevkiine yükseldi.
Derin Batı ise ustalıkla Barack Obama'yı harcamak istedi. Fakat Obama, bu oyuna gelmedi. Başbakan Sn. Tayyip Erdoğan da oyuna dikkat ederek Sultan Hamid siyasetiyle ihtilafı sevk ve idare etmelidir.
Bahar, bahanedir; asıl kuşatılmak istenen Türkiye...