Beterin beteri

Bir şeye çok üzüldüğünüzde, dert küpüne daldığınızda, kâmil kişiler hemen uyarırlar: "Beterin beteri vardır." Orta Doğuda'ki savaşı dert edinirken, Gürcistan'da patlak veren savaş yüreğimizi ağzımıza getirdi. Beterin beteri bu işte! Daha da beteri kıvılcımın bütün Kafkasya bölgesine sıçraması... Süper güçler perde arkasında kendi hesaplarını sürdürürken ne yazık ki olan masum halklara oluyor. Binlerce aileye ateş düştü, binlerce ana babanın yüreği yandı. Zaten can çekişen yerküre küresel felakete bir adım daha attı. Hz. İsa "Eğer tüm dünyayı kazanacak ancak kendi ruhunu kaybedecekse, insanın kârı ne olacak?" diye soruyor. 21. yüzyılın başlangıcından beri dünya halklarının itile kakıla inanmaya zorlanıldığı gerçek; silah tüccarlarıyla kol kola olan egemenlerin dünyayı ele geçirme ihtirasları yüzünden insanoğlunun ruhuyla birlikte umudunu da yitirme noktasına geldiği. Televizyonda evi bombalanan bir yaşlı kadının yıkıntılar üzerinde ağlayan, feryat eden görünümü... Söyledikleri duyulmuyor ama belli ki neden bu hale düştüğünü sorguluyor. Evet, neden? Savaşa maruz kalan ülkelerin yoksul ve çaresiz halkları neden bu hale düşürülmektedir? 20. yüzyılın büyük düşünürlerinden Roger Garaudy'nin şu tespitleri cevabın ipuçlarını verebilecek mahiyettedir: "Egemenlerin ideolojisine karşı kampımı bir kere daha seçip belirlemek üzere, egemenlik altına alınmışların ideolojisi İslam'ı seçtim. Fakat ben, geçmişin hasretini Müslümanlarla birlikte paylaşmak veya Batı'yı taklit etmek için değil, aksine Kurtuluş İlahiyatları misalinde olduğu gibi, yeni bir hamleye iştirak etmek için İslam'a girdim. Kurtuluş İlahiyatları Latin Amerika'da, Afrika'da, Asya'da, kalabalıkların, her iki günde bir Hiroşima'ya bedel, sefaletten can verdikleri yerde doğdu. Çünkü buralarda Batılı büyüme modeli, onların bağımlılıklarının tabii sonucu olan az gelişmişliklerini giderek daha vahim bir hale getirmektir. Riyakâr bir küreselleşmenin emperyal birliği değil, bütün halkların, ahenkli birlikteliği demek olan dünya birliği, Allah'ın mabedi denmeye layık tek mabettir. İman erleri olarak bizim birinci vazifemiz, bu birliğin inşaatçıları olmaktır. Dışlanmışların büyük umudu olan sosyalizmin geçici iflası, Marx'ın düşüncesine ihanet ederek, devrimin, determinizmden ziyade aşkınlığa ihtiyacı olduğunu anlamamış kimseler yüzünden olmuştur."