ABD ile Rusya hangi konuda anlaşmak istiyor?

A -
A +

Bu soruya pek çok cevap veriliyor. Çoğu yorumcu, ana mesele olarak Ukrayna’yı işaret ediyor. Trump-Putin görüşmesinden büyük beklentiler var.

 

Gündemde elbette Ukrayna olacaktır, ancak esas mesele "Pasifik’tir.”

 

Ukrayna üzerinden yürütülen pazarlık süreci başlamış ve görünüşe göre tamamlanmış durumda. Putin ne Zelenskiy’yi ne de Avrupa’yı kendi gündeminde taraf olarak görüyor. Asıl sorulması gereken şu: Yeni dünya düzeni kimlerle şekillenecek?

 

Cevap, küçük detaylarda saklı. ABD ile Çin arasında nihai hesaplaşma kaçınılmaz; hazırlıklara bakılırsa taraflar şimdiden belli. Bu süreçte ABD, en küçük bağlantı dâhil tüm ikmal yollarını kontrol altına almak istiyor. Zengezur konusuna da bu açıdan bakmak gerekiyor.

 

Peki Rusya ile ABD anlaşacak mı, yoksa çoktan mı anlaştılar? Pek çok işaret, anlaşmaya varıldığı yönünde. Amerika’nın hedefi, Çin ile girişeceği mücadeleden galip çıkarak bir yüzyıl daha süper güç konumunu korumak. Trump'ın, bu stratejiyi taşıyabilecek bir figür ve sahnede olması tesadüf değil!..

 

ABD, Çin’le hesaplaşma sürecinde Rusya’nın nerede duracağını şimdiden belirlemek istiyor. Rusya, şu an Çin’le müttefik gibi görünse de orta ve uzun vadede bu tablo değişebilir. Çin’in demografik olarak en fazla yöneldiği yer, Rusya ile sınır bölgeleri. Çin’in genişleme alanları arasında Türkistan coğrafyası da bulunuyor. Bu nedenle Türk devletleri meselesi de bu çerçevede değerlendirilmelidir. "Turan Birliği" kimin işine yarıyor, kime yaramıyor?

 

Bu konuda genellikle ezbere bir yaklaşım var: “Rusya Türk birliğine karşıdır.”
Peki bu gerçekten doğru mu? Bu konuya daha sonra döneceğiz.

 

Ortak pek çok konu varken Putin neden Trump’la anlaşmasın? Rusya’da ABD’ye güven sorunu büyük; “Birkaç defa sattılar, yine satacaklar” diyenler çok. Ancak Putin, uzun vadeli kazanımlara odaklı. Dünya yönetiminde taraf olmak nihai hedefi. Zaten sık sık dile getiriyor: “Eğer yeni dünyada Rusya olmayacaksa, o dünya bize gerekmez.”

 

Ukrayna konusunda Zelenskiy ile görüşmeye yanaşmıyor, sert tepkilerden kaçınıyor. Bu rolü Medvedev üstlenmiş durumda; tüm sert beyanları o veriyor.

 

Ağustos sonunda Putin’in Çin ziyareti gündemde. Trump’ın bu ziyaretten önce Putin’le görüşmesi gerçekleşirse, pazarlık yalnızca Ukrayna üzerine mi olacak? Putin için asıl mesele, dünya paylaşımında Rusya’nın yerini garanti altına almak. Ukrayna önemli ama bağlayıcı nokta Çin...


Peki ABD Zengezur’a neden talip oldu?

 

 

Rusya’nın Kafkasya’dan çıkarıldığını mı düşünelim? Bu mümkün değil.

 

ABD ikmal yollarında doğrudan veya dolaylı olarak hâkimiyet istiyor.
Rusya razı gelmeseydi ABD bu kadar kolay sisteme entegre olabilir miydi?

 

Rusya’dan gelen açıklamalara bakıldığında, birkaç kelimeyi çıkarırsak “nihayetinde barış sürecini destekliyoruz” ifadesi öne çıkıyor. Türkiye de aynı ifadeyi kullandı. Küresel ölçekte baktığımızda Rusya ile ABD’nin paralel hat üzerinde yürüdüğünü görüyoruz. Bu sürecin sessiz ortağı ise Türkiye.

 

Rusya, “kaybetti, çekildi, yenildi” yorumlarına değil, günün sonunda elde edeceği kazanımlara odaklı. Yeni yüzyılda çok kutuplu dünyada yer alacağına inandığı için hamlelerini anlık değil, stratejik kazanımlar üzerine kuruyor...

 

ABD’nin ve Putin’in hesapları arasında ciddi benzerlikler var. Menfaatler örtüştükçe anlaşma kaçınılmaz.

 

ABD ile Çin karşı karşıya geldiğinde Rusya nerede duracak?
Trump, bu sorunun cevabı için Rusya’nın işine yarayacak adımlar atmaya hazır. Karşılığında alacakları da olacaktır. Putin ise bu konjonktürü sonuna kadar değerlendirecektir.

 

Trump ucuz alıp pahalıya satmayı sever; Putin ise pahalıya mâl olsa da kazanmaktan vazgeçmez.

 

 

 

Sevil Nuriyeva’nın önceki yazıları…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.