Çin’in gösterişli kutlaması, Trump’ın öfkesi, Putin’in dengesi...

A -
A +

Çin’in görkemli gövde gösterisinin ardından Trump’ın hamleleri dikkati çekiyor. ABD ile Çin arasındaki hesaplaşma şimdilik karşılıklı caydırıcı eylemlerle ilerliyor. Trump’ın Putin’le Alaska görüşmesi sonrası atacağı adımlar öngörülmesi güç görünse de aslında karşımızda ne istediğini bilen bir lider var.

 

Trump, Rusya ile ilişkileri Çin’le hesaplaşması açısından önemsiyor. Putin de bunun farkında ve dengeyi bu çerçevede kuruyor görüntüsü veriyor. Öte yandan Beyaz Saray’da Trump üzerindeki etkili gruplardan söz eden haberleri göz ardı etmemek gerekiyor.

 

Enerji ticareti Trump için en önemli başlıklardan biri. Putin’le bu konuda anlaşma arayışında. Ancak Beyaz Saray’da, Rus gazının Avrupa’ya sevkini destekleyenler olduğu gibi, bunun ABD’nin sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatını engelleyeceğini savunanlar da var. Trump bir yandan Putin’le anlaşma peşindeyken, diğer yandan bu anlaşmanın ABD çıkarlarını koruması için Avrupa’ya baskı yapıyor. Onun, AB’ye yönelik sert çıkışlarını da hatırlamak gerekir. Trump şöyle diyor:

 

“Avrupa Birliği’nin Rusya’dan petrol ve doğalgaz alımına yaptığı harcamalar, Ukrayna’yı savunmak için yapılan harcamalardan çok daha fazladır.”

 

Aynı Trump’ın Ukrayna konusunda “bu bizim savaşımız değil” dediğini de unutmamak gerekir. Süreci tamamen iş adamı mantığıyla yönetiyor. Avrupa liderlerine de açık çağrı yapıyor:

 

“Avrupa ülkeleri Rusya’dan petrol alımını tamamen durdurmalı.”

 

Trump’a göre Rus enerji gelirleri, Ukrayna’ya karşı yürütülen savaşı finanse ediyor. Çelişkili gibi görünse de aslında bu yaklaşımı bir pazarlık olarak görmek daha doğru olur.

 

Putin’in Çin ziyareti sonrası Trump’ın “öfkeli Putin” çıkışı da tesadüf değil. Avrupa Birliği’nin bağımsız hareket alanını daraltmak isteyen Trump, bu kez en zayıf noktadan baskı kuruyor. Rusya karşıtı ve Ukrayna yanlısı AB’ye, kendi argümanlarıyla yükleniyor.

 

“Rusya’dan doğalgaz aldığınızda, o paralarla Rusya güçleniyor” diyerek bilek güreşini açık ediyor.

 

Trump Pentagon’un adını değiştirmeyi bile gündeme getiriyor: Savaş Bakanlığı!

 

ABD-Çin hesaplaşmasının sıcak çatışmaya dönüşüp dönüşmeyeceği ise tartışma konusu. Tarih boyunca egemen güçler arasındaki mücadeleler genellikle savaşsız sonuçlanmadı. Çin uzun yıllardır savaşmadan kazanmayı tercih etti ama şartlar değişiyor. Çin hazırlık içinde olduğunu gizlemiyor. ABD de yalnızca söylemleriyle değil, tüm adımlarıyla hedefini ortaya koyuyor. Trump’ın dengesiz görünen hamleleri aslında bu şartların zorlaması.

 

Putin ise sakin… Çin’in “çok kutuplu dünya” çağrısını en güçlü şekilde destekleyen ülke Rusya. Bu çağrının ABD’nin kurmak istediği düzene uyup uymayacağı belirsiz. Görülen tek şey, ABD’nin hegemonyasını sürdürmek istemesi. Bu süreçte Washington, Rusya’yı Çin’den uzaklaştırmaya çalışıyor. Putin’in sakinliğinin nedeni de bu olabilir.

 

Rusya, iki büyük güç arasında kendine alan açmak istiyor. Putin, Rusya’yı taraflardan birinin ortağı değil, sürecin asli aktörü olarak konumlandırmaya çalışıyor. Dünya paylaşılacaksa, paylaşanlar arasında Rusya’nın da imzası olsun istiyor.

 

Bilek güreşi devam ediyor… Kim güçlenecek, kim kimi ikna edecek, kimler ittifak kuracak, kimler yalnızca sürecin ortağı olacak, zaman gösterecek.

 

Ve Türkiye… Bu yeni süreç Türkiye açısından hayati. Bir dönem senaryolarla elinden alınan gücünü yeniden pekiştirme fırsatı doğuyor. Elbette zor bir dönemden geçiyoruz. Savunma kapasitemiz, ticaret yollarına erişim kapasitemiz ve diplomatik yetkinliğimiz bu noktada belirleyici. Türkiye’nin bölgesel ve küresel konumunu daima bu üç unsur belirledi ve güçlendirdi.

 

Dünya yeniden şekilleniyor. Türkiye de bu tabloda hak ettiği yeri almak için mücadele ediyor. Kolay değil, hatta çok zor. Bu bilinci taşıyarak, iç ve dış cephedeki tüm gelişmeleri doğru okumalı ve buna göre tavır almalıyız.

 

 

 

Sevil Nuriyeva’nın önceki yazıları…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.