İran ile İsrail arasında son dönemde yaşanan gerilim ve çatışmalar, birçok soruya cevap bulmamıza zemin oluşturdu.
İsrail, uzun süredir küresel güçlerin ve Siyonist yapının Orta Doğu karakolu olarak misyonunu gerçekleştirdi. Ancak cevaben İran'dan da karşılık gördü. İran’ın son tepkisi, her ne kadar bazılarına göre etkili olmasa da İsrail'in dokunulmaz olmadığını, "Demir Kubbe"sinin delinebileceğini, İsrail'in pek de güvenli bir yer olmadığını göstermiş oldu.
Son gelişmeler, İran’a dokunulabilirliği gösterdi. İran içindeki açıkları, yönetimin içeriden ne kadar sorunlu olduğunu, deşifre olmuş insan yapısını, devlet içindeki paralel güçlerin varlığını bize açıkça gösterdi.
Öte yandan Trump’ın Çin’i zayıflatma hedefi dikkat çekici bir unusr olarak öne çıkıyor. İran’ın petrolünün yüzde 90’ını Çin satın alıyor. Bu durum, İran’ın tüm yaptırımlara rağmen ayakta kalabilmesinin temel nedenlerinden biri. Trump, İran’a yönelik bu hamleleriyle sadece Tahran’a değil, aynı zamanda Pekin’e bir mesaj vermiş oldu. Görünen o ki uzun vadede Çin’i -özellikle Güney Çin Denizi başta olmak üzere- farklı cephelerde köşeye sıkıştırmak istiyor. Bu süreci başından beri ABD-Çin mücadelesinin bir uzantısı olarak değerlendirdim. Pakistan-Türkiye-İran hattındaki ikmal ve ticaret yolunun hedef alınması, Çin’in gelecekte bölgedeki ekonomik etkinliğini baltalama amacını taşıyor.
Buradaki strateji, İran’ı bütünüyle gözden çıkarmak değil; tam tersine, onu Çin hattından uzaklaştırmak. Trump, katil Netanyahu’yu ve saldırılarını bu nedenle destekledi. Bir taraftan Siyonist baskıyı azaltmış oldu, diğer taraftan kendisinin İran’a yönelik planını gerçekleştirdi.
Ve nihai hedefi, Çin ile nihai karşılaşmaya kadar destek kanallarını zayıflatmak. Trump, İran yönetimine, etnik kimlikler üzerinden ve rejim değişimi imasıyla çokça mesajlar verdi. Bütün bunlar, psikolojik harp harekâtı olarak okunmalı. Yani ABD’nin derdi İran halkının nasıl yönetileceği değil. Mesele, İran’ı kendi stratejileri istikametinde bir engel olarak değil, bir destek konumuna getirmektir.
Trump’ın şu açıklaması bize aslında çok şeyi anlatıyor:
Aslında Trump kendi stratejisini doğrudan dillendirmekte, tüm resmî gözler önüne sermektedir...
Sevil Nuriyeva’nın önceki yazıları…