İsrail’in vahşeti ve insanlık düşmanlığı yapan yapısı üzerine çokça kitap yazılacak.
İsrail’i yönetenler ve Siyonist yapı, kendi halkına gelecek, miras olarak ikrah hissiyle muamele görmeyi layık bildi sanırım.
Çünkü bu vahşilik, beraberinde Yahudi düşmanlığını da artırmaktadır.
Bunu görmemek için ya kör, cahil, ya gafil ya da kurnaz oyuncu olmak gerekiyor.
Geçelim esas gayemize.
Coğrafya için kökten tehdit olduğu açık olan İsrail neden durmuyor?
ABD destekliyor mu şu anki insanlık düşmanı tutumunu?
ABD ve Trump’ın hedeflerine bakılırsa, Netanyahu’nun durdurulması için bayağı çaba harcanıyor.
Neden mi? Uzun zamandır yazıyorum. ABD için bölgesel çatışmaların bitmesi önemlidir.
ABD’nin Suriye üzerine planlamasına baktığımızda gözüken şudur:
Küresel koridor ve ikmal hatları güvenli raya oturtulmak zorunda. Çünkü ABD ile Çin hesaplaşması henüz başlamadı.Trump, bir an önce bu sürecin başlatılması için bölgesel istikrar ortamı oluşturmak istiyor.
Nobel Barış Ödülü beyanları da boşuna değil.
Mesele, ödül alıp almaması değil; mesele, barıştan yana olduğunu ifade etme şeklidir.
Barış istiyor, çünkü büyük hesaplaşması başladığında geri kalan dünyanın tüm argümanları hazır olmalı.
Yani İsrail ve Netanyahu şu anda Trump’ın değil, daha ziyade Birleşik Krallık yani İngiltere’nin hesaplarına uygun pozisyon sergilemektedir.
Savaşlar biter ve
“koridorlar hikâyesi kimlerle iletilecek” sorusuna cevaplar netleşince, esas hesaplaşma ABD ve Çin arasındaki gerilimin üzerine odaklanacaktır.
ABD fazla finans kaynağı harcamak istemiyor.
Her geçen gün borçları çoğalan bir Amerika var karşımızda. Bu açığı kapatmak zorunda Trump.
Bu açık, ileri aşamada daha fazla fark edilecek.
Trump, hem kendi ürünlerini satmak hem de sükûnetle nihai hesaplaşmaya hazırlığını bitirmenin peşinde.
Yani Netanyahu, şu anda Trump’ın planlarının aleyhinde hayâsız akımı temsilen meydanda.
Trump’ın hayatı tehlikede bile olabilir, bundan şüpheliyim.
Çünkü ABD’deki Siyonist yapı, nice başkanların kariyerine müdahil oldu. Fiilî ve dolaylı.
Trump’ın hastalık durumunun nüksetmesini de tesadüf bir olay olarak görmüyorum.
Peki, Suriye özelinde İsrail ne yapmaya çalışıyor?
İsrail’in BM’deki temsilcisi, insana acı tebessüm ettiren bir cümle sarf etmiş:
Temsilci diyor ki:
“Oradaki yakınlarımız öldürüldüğü için onlara yardım etmek zorundayız.”Bunu söylerken de Tevrat üzerinden referans gösteriyor.
Bu gafil ve sahtekârlara sormak isterim:
Peki milyonlarca Müslüman’ın kardeşleri Filistinlilere yıllardır zulmediyorsunuz ve soykırım yapıyorsunuz.
Gazze’de küçük çocukları yok ettiniz.
Sizi durdurmak için tüm Müslümanlar harekete geçerse, bunu yaparken de Kur’ân-ı kerim üzerinden referans gösterirse ne olur sizce?
Yazıyorum yazıyı ama inanın, doğru cümleler kurmak için bayağı silip tekrar yazıyorum.
Çünkü cümleleri kurmak zor.
Demem o ki:
Netanyahu isimli insanlık düşmanı yaratık ve tüm Siyonist yapı sadece Suriye için değil, tüm coğrafya için tehdittir.Bu tehdidi durduracak mekanizma hazırlığı yapılmalı.
İslam coğrafyası değil sadece; insan, vicdan merkezli bakan tüm ülkelerin bu durdurma sürecine destek vermesi gerekiyor.
Ama tabii burada esas mesele:
ABD ne kadar sabredecek?..
Kendi iç kamuoyuna göre, insan öldürmeye doymayan Netanyahu, daha ne kadar ABD çıkarlarını çiğneyecek?
En azından ABD bu soruya cevap aramak zorunda kalıyor artık.
Kim ne derse desin, Netanyahu'nun sonu Hitler’den beter olacak; hepimiz göreceğiz.
Lakin burada bunun sonunu beklerken, tüm dünyayı krize sokan tutumuna karşı koymak için hangi argümanları devreye sokmak gerekir, buna cevap bulmalıyız...
Tüm bunları düşünürken, İsrail’i kurma fikrinin babası Vatikan ne yapıyor, ne yapmıyor sorusunu da kendi kendimize sormalıyız.
İsrail, İslam coğrafyasında kan ve gözyaşını pekiştiren, derinleştiren yapısıyla artık devletler hukukunu yok etmek üzeredir.
Suriye üzerinde istikrar kurulmalı ki, bölgesel kalkınma süreci başlasın.
İsrail’i durdurmak şart.
Çünkü aksi takdirde bu ölüm makinesi İsrail, coğrafyanın yokuştan çıkmasını engelleyecek.
Bunu durdurmak için Ahmet Şara ve tüm Suriye halkına fiilî destek verilmelidir.
İsrail’in ürettiği yalan mekanizması, tüm diplomatik ve askerî kozlar kullanılarak durdurulmalıdır.
Türkiye’nin istikrarı, Suriye’nin istikrarıyla ilintilidir.
İsrail’e -ne yolla olursa olsun- bunu anlatmak, anlatmak, anlatmak gerekiyor.
Anladığı dil neyse, o dil sonuna kadar kullanılmalıdır.
Sevil Nuriyeva’nın önceki yazıları…