Terörsüz coğrafya ve güçlü Türkiye hedefi...

A -
A +

Dünya değişiyor, şartlar netleşiyor ve yeni stratejiler giderek daha görünür hâle geliyor.

 

ABD ile Çin arasındaki küresel rekabetin etkileri her alanda hissediliyor. Bu büyük güç mücadelesi, dünya genelinde dengeleri sarsıyor; yeni ittifaklar oluşuyor, eski savaşlara ve çatışmalara nokta konulurken, yeni savaşlar zinciri devreye sokuluyor. Yaşanan gelişmelerin tümü, ABD-Çin rekabetini ve olası savaşın zeminini şekillendiriyor.

 

 

Bu süreçte "Türk Devlet Aklı" devrede... 

 

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyayı gerçek kodlarıyla okuyabilen, bilgi ve verileri doğru siyasi hamlelerle dönüştürebilen güçlü bir liderdir. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın sadece son dönemdeki hamlelerine bakıldığında bile Türk devlet aklının nasıl bir stratejik hedefe doğru ilerlediği açıkça görülmektedir. Bu süreçte MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çizdiği rota ve ortaya koyduğu kararlı duruş, kuşkusuz gelecekte de bu dönemin şekillenmesinde temel unsurlardan biri olarak anılacaktır.

 

Türkiye mevcut konjonktürü dikkatle analiz ediyor. Sahada güçlü olmadığınız sürece, küresel denklemde söz sahibi olmanız mümkün değil. Türkiye son 20 yılda adım adım bugünkü yeni dönemin altyapısını inşa etti. Bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı defalarca kurulan darbe ve kumpas girişimlerini göz ardı etmemeliyiz. Yani bugün gelinen nokta, türlü engellerle mücadele edilerek irade ve kararlılıkla ulaşılan bir aşamadır.

 

Küresel sistem kendi iç dönüşümünü yaşarken pek çok aktör önündeki engelleri kaldırmaya çalıştı. Türkiye ise içeriden ve dışarıdan gelen pek çok saldırıyla karşı karşıya kaldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve Türkiye’nin güçlenerek büyüme yolculuğuna içeriden ve dışarıdan defalarca darbe yapıldı. Eğer bugün bizimle hesaplaşılıyorsa bu, geride bırakılan ama unutulmaması gereken çetin sürecin bir sonucudur. Cumhurbaşkanı Erdoğan demek, bunca saldırıya siper olabilmek ve oyunu bozabilmek demektir.

 

Türkiye artık dünyayı doğru okuyabilen; bölgesel gelişmeleri önceden sezip pozisyon alabilen stratejik bir noktadadır.

 

 

Terörsüz Türkiye süreci... 

 

 

Bu süreci başlatan Devlet Bahçeli, "Türk Devlet Aklı"nın karşımızdaki siyasi yansıması oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise bu sürecin nihai hedefe ulaşmasında hem siyasi iradenin hem de devlet aklının merkezindeki lider olarak ön plana çıkmaktadır.

 

Ve nihayetinde 30 yıllık geçmişe sahip, vatanımızı uzun yıllar boyunca terör üssüne çevirmeye çalışan yapının kendini feshettiğine tanıklık ettik. Bu gelişme, kararlı iradenin, stratejik aklın ve sahadaki güçlü duruşun bir sonucudur.

 

Türkiye artık ayağındaki prangaları söküp atmış; küresel sistem içinde kendine özgü, büyük, kalıcı ve müreffeh bir yer edinme hedefiyle ilerlemektedir.

 

Tarihini doğru okuyan Türkiye, geçmişinden aldığı ilhamla yeni bir tarih yazma sürecini kararlılıkla pekiştiriyor.

 

Yapılması gereken tam da budur.

 

Türkiye’nin cihan devleti geçmişini unutturmaya yönelik pek çok girişim oldu. Ancak buna rağmen, milletin hafızasındaki millî kodlar silinmedi. Geleceğe dair tüm stratejik yaklaşımlar, bu tarihsel hafızayla ve cihan devleti perspektifiyle şekillenmek zorundadır.

 

Coğrafya, zamanın ruhu ve mevcut konjonktür doğru analiz edilmeden sağlıklı bir gelecek inşa edilemez. Cumhurbaşkanı Erdoğan, elindeki fenerle bu karanlıkta yeni bir rota çizmiş, Türkiye’ye yol göstermiştir. Bölge ve dünya yeniden şekillenirken, Türkiye, kendine ait kimliğiyle, tarihiyle ve hak ettiği yerle varoluşunu daha da güçlendirecektir.

 

Bu, zor ve çetin bir yolculuktur. Ancak nihai hedef, barış, istikrar ve onurlu bir gelecek bu yoldan geçmektedir.

 

 

 

Sevil Nuriyeva’nın önceki yazıları…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.