Türkiye’nin ürettiği ara buluculuk diplomasisi...

A -
A +

Siyaset yapma yöntemleri kadar, kavramların da önemini görmemiz gerekiyor. Türkiye, birçok konuda önemli hamleler yapıyor. Dünyadaki kırılmaların savaşlara sürüklendiğini görüyoruz. İnsanoğlu, yok eden anlayışa karşı yorgun ve bıkkın durumda.

 

Özellikle lokal çatışmalarda “ara buluculuk diplomasisi" etkili bir yöntem olarak öne çıkmaya başladı. Buna “Türk aklı” ve süreci yönetme kabiliyeti diyelim. Türk aklıyla yürütülen siyaset inşasında ara buluculuk diplomasisi artık Türkiye’nin uluslararası düzeyde sınav verdiği bir yöntem hâline geliyor.

 

Rusya-Ukrayna çatışması her ne kadar barış masasına tam olarak dönüşmemiş olsa da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyaset mantığı, Türk ara buluculuk kabiliyetinin pekişmesine ciddi katkı sağladı. İstanbul’da kurulan Ukrayna-Rusya masası, özellikle esir değişimi konusunda Türkiye’nin diplomatik başarısına örnek teşkil etti.

 

Bu noktada Katar’ın ara buluculuk misyonunu da yabana atmamalıyız. Türkiye’den aldığı ilhamla, bugün birçok konuda Türkiye ve Katar’ın ortak desteğiyle çözümsüzlük ortamı giderilmeye başlanmıştır.

 

Pakistan-Afganistan arasındaki lokal çatışma ortamında, Bakü dönüşü sorularımızı cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ara buluculuk diplomasisini devreye soktuğunu ifade etti. Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı ve MİT Başkanı’nın da müdahil olduğu çözüm üretme sürecinde, gerek Pakistan-Afganistan gerekse Sudan’daki çatışmaların sona ermesi için planlı adımlar atıldığı görülmektedir.

 

Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki bugünkü barış sürecinin de en önemli aktörlerinden biri Türkiye’dir. Karabağ’ın işgalden özgürlüğe kavuşması sürecinde verilen destek kadar, şimdiki barış sürecinin pekişmesindeki rol de inkâr edilemez.

 

Ara buluculuk yöntemi ne zaman sonuç verir? Tarafların ara bulucuyu kabul etmesi, sürecin başarısında en kritik unsurdur. Gazze’deki mezalimin bir nebze durması için Hamas’ın barış masasında tutum sergilemesi, Türkiye’nin hakkaniyetli barış anlayışının bir yansımasıdır. Her ne kadar İsrail verdiği sözleri tutmasa da, Türkiye sonuç almak için tüm diplomatik yolları denemekte ve denemeye devam edecektir.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bir Japon atasözüne atıfla söylediği şu söz, diplomasi anlayışını özetliyor: “Herkesle, âdeta ip bağı kadar zayıf da olsa, ilişkiyi korumak gerekir. Gün gelir, en zayıf ip bile işe yarar...”

 

Erdoğan, dayatmalara kulak verseydi, bugün Rusya veya başka bir ülkeyle ilişkiler bozulmuş olurdu ve şimdiki diplomatik ortam yakalanamazdı.

 

Aslında Erdoğan’ın siyaset anlayışı, tecrübenin ve tarihten alınan derslerin ortalamasını temsil ediyor. Bir devlet adamının elinde ne kadar çok bağ kurma unsuru varsa, o kadar fazla sonuca ulaşma imkânı olduğu gerçeği burada açıkça görülüyor.

 

Dolayısıyla, Türk ekolü ara buluculuk diplomasisi, Erdoğan’ın siyaset yapma yönteminin doğal bir sonucu olarak karşımızdadır. Bu yöntem, bugün devletimizin ve milletimizin uluslararası arenada onurlu bir konum elde etmesine de vesile olmaktadır.

 

Yeni dünya, her yönüyle yeni paradigmaların kapısını aralamaktadır. Ve bu süreçte, Türk aklı ve siyaset anlayışı, çevik karar alma ve yeni fikir üretme konusunda âdeta sınıf atlamıştır. Bu da Türk aklının, Türk iradesinin ve cesaretinin en açık göstergesidir.

 

 

 

Sevil Nuriyeva’nın önceki yazıları…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.