Geçen maçın 70. dakikasından başladı Ziya Doğan . G.Saray'ı zora düşüren, tüm önlemleri almasına rağmen pozisyon üstüne pozisyon bulan 11 i sahaya sürdü. Fatih, Gökdeniz, Mehmet, Yattara gole yakın ayakların dördü yanyana oyundaydı. Çevre baskısı hocayı mecbur etmiş, tercihini böyle kullanmış. Aslında onun kafasında bu şekil hiç yok. Olsaydı en başından çalışır, ekibi uydurur, alıştırır, taktiği olgunlaştırırdı. Futbolcu yapısı gereği, her topta öne oynadı Trabzonspor. Önceki maçlarda panik anlarda bir arada koşturan isimler, dengeli hücum yapamadı. Çabuk oyunla, telaş arası bir noktada koşturdular. Orta alanda Hüseyin ve Adem yalnız kaldı. Arka dörtlü, arada boşluk bıraktı, topun olduğu bölgeye baskı yapamadılar. Diyar savunmasından seken toplar kapılamadı. Ortada eksik kalmanın karşılığı, atak yedi Trabzonspor. Diyarbakır'ın süratli forveti Sinan Kaloğlu çok kaçtı arkaya. Dengeli bir futbol yoktu fakat direk kaleye koşuyordu Trabzonspor. Koşanların çok olması, Diyar savunmasını bozdu. Kademeli duramadılar. Savunma güvenliği kalmadı. Dakika 19'da hakem kıyaklı bir penaltıyla öne geçti Trabzonspor. Golden sonra baskı devam etti. Gol üzerine kurulu ayaklar ikinci golü bulmakta gecikmedi... Bu maç çok önemliydi. Son kayıp üzerine, mutlaka kazanılmalıydı. Kazanırken de hoca ve ekip üzerindeki şüpheler kırılmalıydı. Rakiplerin ezbere aldığı Gökdeniz-Fatih hücum silahı üzerine yenileri eklenmeliydi. Kulübeye mahkum olan yıldızlar harekete katılmalıydı... Sadece üç puan kazanmadı Trabzonspor. Ekibe olumlu katkı yapacak tüm artı değerleri hanesine kattı. Bu noktada önemli olan teknik kadronun gerçeği görmesi. Çok hücumcu ile oynama avantajını işler hale getirmesi. Kayıplardan ders alıp, mevcut malzemeyi tam kapasite kullanır hale getirmesi... Bunu yaparsa kazanır Ziya Doğan... Bunu yaparsa kazanır Trabzon... Son iki maçta yapamadı, kaybetti. O halde Amerika'yı yeniden keşfetmenin alemi yok. Böyle devam... Yalnız böyle değil, Yattara' yla da devam... Dün gece üç puanın yanında bundan sonraki günlerin tüyosunu da kaptı Ziya hocam... Lakin vakit henüz erken... Yol yakınken hatadan dönmesi de büyük erdem...