İnanası gelmiyor insanın. Bir takım nasıl olur da bu kadar istikrarsız bir şekil çizer? Bir oyunu birine benzemez. Devreleri, dakikaları dahi uymaz. Tereddüt en tepede. Başı ne yaptığını bilmiyor ki, alt tarafı bilsin. Futbolcular geliyor, futbolcular gidiyor. Kural değişmiyor. Gidenler hep aranır oluyor. Satamadılar Fevzi'yi. Çocukta bir arıza var. Kimi zaman hata yapıyor. Alıcısı çıkmadı. Müthiş oynadı çocuk. Şu kritik ortamda resmen ipten aldı cümlesini. Farktan kurtardı. Şans işte... Krizden kaldı çocuk. Eeee nasıl olacak bu iş? Her zaman şansla peynir gemisi yürür mü? Erkan Yolaç'ın değiştirine döndü koca Beşiktaş. Neyi niçin yaptığını bilen biri yok. Tedbir üstüne tedbir alıyorlar. Tutmuyor. Şans işte... Ronaldo işe yarıyor. On taneden biri tutuyor. Eh işte... Şartlar müsade etmedi. Nihat'ı satamadılar. Kaptan tam kapasite kullanıyor... Doksan dakika da maçı koparamadı Yozgatspor. Fevzi'yi aşamadılar. İki dakika da teslim oldular. Hiç gereği yokken çok çöktüler. Bir öndeyken bir geri düştüler. Son anda Nihat'ın golü, kaptanın güzel futbolunun ödülü. Hakem kötüydü. Resmen idare etti. Skora göre düdük çaldı. Beşiktaş'ın bir golünü vermedi. İlhan'ın penaltısına cesaret edemedi.