Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A
Rumuz "Cudi"nin hatırasını yayınlamaya kaldığımız yerden devam ediyoruz. Okuyucumuz, jandarma üsteğmeni olarak, Görele''de görev yaptığı yıllarda, izne çıkacakken, aldığı bir cinayet haberiyle iznini tehir ederek olayı takibe gider. Bir evin gelini öldürülmüştür. Ceset parçalara ayrılmış olup, gövde kısmı kayıptır. Cinayetin kim tarafından, nasıl işlendiği aşağı yukarı belli olmuştur ama zanlı henüz suçunu itiraf etmez... "Cesedin her bir parçası, tarlanın dört bir yanında olduğuna göre, kimbilir gövde kısmı neredeydi? Suçlu olduğunu tahmin ettiğimiz üvey kaynanadan, hem cesedin parçalarının nerede olduğunu söylemesini istiyorduk, hem de kadın nereye giderse ardından biz de gidiyorduk. Kadın hem önümüzde yürüyor, hem de kendi kendine konuşuyordu: -Ne bileyim ben? Kim öldürdü ise ona sorun!.. Benim bir şeyden haberim yok... Kadın böyle söylüyordu ama, bir yandan da hiç ummadığımız yönlere doğru gidiyordu. Şaşkın bir hali vardı. Daha doğrusu bir panik içerisindeydi. Halk arasındaki tabirle, galiba kan çekiyor, ayakları, cesedin olduğu yere doğru götürüyordu onu... Bir yere geldi ve durdu. Bir adım bile ileri atmıyordu. Seslendik ardından: -Yürüsene!.. -Şurdan şuraya bir adım atmam!.. Kadın mıhlanmış gibi yerinde duruyordu. Artık vakit de bir hayli ilerlemişti. Savcı bey, bugün için tahkikatın burada noktalanmasını rica edince, olay yerine nöbetçi asker bırakarak karakola döndük. Ertesi gün geldiğimizde, cesedin gövde kısmı da bulunmuştu. Hem de nerede biliyor musunuz? Katil zanlısı üvey kaynananın, "Şurdan şuraya bir adım gitmem" dediği yerin az ötesinde... Biraz daha gitsek biz de göreceğiz. Ama kadını takip etmemiz sebebiyle ters taraftan gelmişiz. Bundan dolayı görememişiz. Bizden sonra nöbetçi bıraktığımız askerler cesedin kalan kısmını da bulmuşlar. Bunun üzerine üvey kaynanayı iyice sorgulamanın zamanı gelmişti. Çağırdık kadını ve dedik ki: -Bu cinayeti sen işledin? -Hayır ben işlemedim!.. -O halde işleyeni gördün? -Görmedim. -Bizi yanlışa sevk etme be kadın. Ya sen işledin ya da işleyeni gördün. Cesedin yerini bildiğine göre, bu olayı da biliyorsun demektir. Hem bu ölen gelinle sizin aranızda bir hafta önce de bir kavga olmuş. -Ben ağız kavgası yaptım ama, barıştık sonra. Siz asıl olayı bilmiyorsunuz. Kötü kadındı o!.. -Nasıl yani? Bunun üzerine kadın neler anlattı neler... İddiasına göre, gelinin kocası askerde öldükten sonra kayınpederi gelini babasının evine göndermemiş... Yok bilmem aralarında birliktelik varmış... Geçende Ordu''ya çocuk aldırmak için bile gitmişler... Neler saydı neler... Gerçi biz tedbirli davranmış, evde bıçak, kama, çarşaf, yatak gibi ne kadar eşya varsa hepsine el koymuştuk. Hepsini tek tek incelememize rağmen evde suç unsuru bulamamıştık. Bir de gelin hakkındaki bu ithamları değerlendirmemiz gerekiyordu. Sırf bu cinayeti çözebilmek üzere Ordu''ya gittim. Bütün hastanelere ve jinekologlara başvurdum. Hiçbir doktorda bu ölen kadının ismi geçmiyordu... Sadece Numune hastanesinde Şubat ayında bir müracaat vardı. O da, kürtaj için değil, askerdeki kocası veremden öldüğü için, bu kadında da verem taraması yapılmış. O sebeple hastaneye gitmiş. Tekrar Görele''ye geldik. Kadının iddialarını kayınpedere söyledik. Adam yemin billah ederek anlatmaya başladı: -Beyim benim gelinimle ne gibi bir ilişkim olur? Ben Allahtan korkarım. O bana askerden dönmeyen biricik oğlumun hatırasıydı. Kimsesizdi. Bir de torunum vardı. Ben böyle bir emanete nasıl hıyanet ederdim. Tam tersi, kimsesizdir, gariptir diye üzerine titriyordum. Bu ilgimin böylesine bir kıskançlığa sebep olacağını nereden bilirdim?.. Soruşturmamız tekrar üvey kaynana üzerine yoğunlaştı. Bu cinayeti nasıl sonuca bağlayacaktık? İşte bu esnada, üvey kaynananın foyasını ortaya koyan bir gelişme oldu... Devamı yarın
ÖNE ÇIKANLAR