“Anne, kapıyı aç anne!..”

A -
A +
“Okullar açılmadan birkaç gün önce kapısını çalan anne ve çocuğa 'hayır!' diyemedi.”
 
Şimdi 6 yaşında olan ve geçen hafta ilkokula başlayan kızı doğduğunda; biri 16 diğeri 14 yaşında iki erkek çocuğuyla yapayalnız kalmıştı.

Yalnızlık biraz da kendi tercihiydi.

Analık duygusunu yenebilse onca çileye katlanmayacaktı.

Kocası, "Oğlanlar büyüdü, artık onlar çalışıp bize, baksınlar" dediğinde; “sana kandım, büyük oğlumu yaktım, ikincisini yakmayacağım, saçımı süpürge edip onu okutacağım” diye diretti.

Kocası ne yaptıysa ikna edemedi ve nihayet; “karnı burnunda, sabah akşam doğuracak, evi terk edeyim, bu sıkışık durumda razı olur” diye düşündü ama nafile…
Kadın direndi ve kocası evi terk etti, gidiş o gidiş…

Kadın kuru ekmekleri ıslatıp çocuklarına yedirdi, gündeliğe gitti, çocuğunu bakıcıya bıraktı. Kazandığı gündeliğin yarısını bakıcıya verdi. Yokluk ve acılar içinde yıllar akıp geçti…

Bu sürede büyük oğlunu evlendirdi… Hatta bir torun sahibi oldu... Küçük oğlu tahsilini tamamladı ve ilk kez o yıl ve bugünlerde devlette işe başlamıştı.

İhtiyacı olan insan çoktu, her taraftan iş teklifi alıyordu. Kimi yaşlı bakımı, kimi ev temizliği ya da çocuk bakımı…

Okullar açılmadan birkaç gün önce kapısını çalan anne ve çocuğa “hayır!” diyemedi.

Otistik olan küçük çocuğun öğleye kadar bakımını üstlendi.

Birkaç günde birbirlerine alışmışlardı.

Ertesi sabah okullar açıldığında birinci sınıfa yeni başlayan kızını birlikte okuluna bıraktılar. Birinci, ikinci ve üçüncü gün neşe içinde geçti.

Okulun dördüncü günü kızını okula bıraktıktan sonra “evde sıkılmasın” diye bakımını üstlendiği çocuğu oyun parkına götürdü.

İki saate yakın orada oynamasına eşlik etti ve eve döndüler. Tam apartmanın kapısına geldiğinde gözlerine inanamadı. Binbir güçlükle büyüttüğü evladı ağlamaktan bitkin düşmüştü. Annesini karşıdan gören kızcağız, “anne neredesin” diye feryadını yükseltti. Yavrusunu kucakladı, öptü, kokladı… O an fark etti ki çocuk altını ıslatmıştı.

Çocuk, teneffüste uzunca süre sıra beklemişti… Fırsat bulduğunda da her taraf pislik içindeydi… Tuvaletini yapamamıştı içinden gelmemişti…

İkinci, üçüncü tuvalet vakti derken, koşarak eve geldi, Defalarca kapıyı çaldı… Açılmayınca gözyaşları içinde bir saate yakın kapı önünde öylece kalakaldı.

Kızın o hâlini gören komşular da ilgi göstermemişti… DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.