Ayhan Beyin babası 

A -
A +

“Kapıyı tıklatmak için yaptığım hamle içeriden gelen derin bir hıçkırık sesiyle yarım kaldı...”

 

 

 

Babam ve annem, memleketten yıllar sonra gelmişti evimize. Eşim ve ben çok sevinmiştik. Çocuklarımız ise dede ve babaanneleriyle geçirecekleri günlerin planlarını bile yapmıştı. Evimiz bayram yerine dönmüştü sanki. Geldikleri günün gece yarısına kadar hasret giderdik hep birlikte.

 

Babam bana “baba dostlarını” sordu tek tek. Kimlerle görüştüğümü anlattım ona. İçlerinden birini çok severdi. Hele birkaç gün içinde o dostunun da içlerinde bulunduğu bir grup meslektaşımla bir araya geleceğimi duyunca pek keyiflendi. İşte ne olduysa o akşam oldu. Biraz geç kalacaktım toplantıya. Bu yüzden arkadaşıma rica ettim babamı toplantının olacağı adrese götürmesini. Sağ olsun o da kırmadı beni.

 

Toplantıya geç de olsa katılmıştım. Babama gözüm takıldı bir an. Sanki sevinmemişti orada olduğuna, durgundu azıcık. Dostlarıyla hasret giderdi bol bol ve geceyi yarılamadan evimize döndük. Yatma hazırlıkları bitince “Hayırlı geceler…” temennisinde bulunmak üzere odalarının kapısını çalmak için yaptığım hamle içeriden gelen derin bir hıçkırık sesiyle yarım kaldı. Evet, babam iç çeke çeke ağlıyordu. Müsaade istemeden daldım odaya. Ben daha bir şey sormadan babam göz pınarlarını kurularken yanına oturmamı istedi ve:

 

-Oldu oğlum aferin sana, dedi. 

 

Babamın ne demek istediğini anlayamamıştım başlangıçta; babam ta ki yıllar önce ona verdiğim sözü bana hatırlatıncaya kadar.

 

-Hani sana yıllar önce “kendini nasıl tanıtırsın?” diye sorduğumda bana ne demiştin? “Tabii ki adımı söylerim önce ama beni tanımazlarsa Ahmet Hoca’nın oğluyum” derim demiştin. Peki, ben sana ne demiştim hatırlıyor musun?

 

-Evet, hatırladım baba. 

 

-Bak evlat, şimdilik benimle anılıyorsun ve kendini bu şekilde tanıtıyorsun. Senden şunu istiyorum sadece: Kendini öyle iyi ve doğru yetiştir ki gün gelip de bir yerde ben kendimi tanıtmaya çalışırken birileri “Haa, o amca mı? Bizim Ayhan Bey’in babası…” desin.

 

Meğer o akşam ben gelmeden önce yaşadığı bu hadisenin etkisiyle duygulanmış babam. Zira hürmet ve övgü ile oradaki dostlarımız:

 

-Bu Ahmet Amca bizim Ayhan Bey’in babası, deyivermişler.

 

Burada başarıya ulaşan ben değilim aslında. Gerçek başarılı olan, yıllar önce o motivasyon dolu cümle ile iyi bir insan olma azmini temin eden babam… Babalarımız...

 

     Ayhan Özbek-Eğitimci Yazar

 

 

 

Ünal Bolat'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.