Bana niçin okutmadın?

A -
A +

“Mezarlığa ulaştığımda mezar kapatılıyordu, Yasin Suresi okumaya yeni başlamışlardı.”

 

 

 

Hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum. Dua yapılıp mezarlıktan yola çıktığımızda ben rehber hocaya dedim ki:

 

“Sen bana niçin okutmadın?”

 

Hoca: “Sen orada yoktun ki. Niçin okutmayayım yoksa?” dedi.

 

Şaşırdım kaldım. Hoca niçin göremedi ya da görmedi? Şaşırdığım bir nokta da evin önünde okumuş olmam, sonrasında bana göre okumamın engellenmesi idi.

 

Geri dönüşte pencere kenarına oturdum ve hiç kimse ile konuşmadan Devrek Eski Terminali’ne araba ile vardığımda indim. Ve test ettim ki ben görünüyorum. E hoca da yalan söylemez, öyleyse ne oluyordu? Anlayamadım.

 

Bu olayın üzerinden yaklaşık 2 yıl geçmişti. Bir büyük abimiz vefat etmişti. Cenaze töreninin sonuna yetişebildim. Helalleştirme, camide Kur’ân tilaveti, cenaze namazı bunlara yetişemedim. Mezarlığa ulaştığımda mezar kapatılıyordu, Yasin Suresi’ni okumaya yeni başlamışlardı. Ben de okuma sırasına girdim. Hatırladığıma göre sıram 5. ve son sırada idim. Okuma sırası bana gelince cami görevlisi Ahmet Hoca beni atladı. İlk sıradaki okuyucuya işaret etti ve tekrar ona okuttu. Ben, dua da yaptıramadım. Yani sadece dinledim. Bu duruma üzüldüm. Defin sonrası birçok kişi ile mezarlıktan ayrılıp cami önüne kadar yürüdük. Bana hiçbir kimse, “sen niçin okumadın, niçin geç kaldın, daha önceleri senin adamın olan Nevzat Beyin cenaze törenine niçin katılmadın?” gibi sözler söylemedi. Bana söylenilenler “dünya işleri nasıl gidiyor?” tarzı sözlerdi.

 

Caminin avlusundan içeri girerken Ahmet Hoca’ya;

 

“Sen mezarlıkta bana niçin Kur’ân okutmadın. Nevzat Bey benim çok yakın dostum, abim ve yakınım idi. Yememiz içmemiz neredeyse ayrı gitmezdi” dedim.

 

Bunun üzerine Ahmet Hoca;

 

“Ya sen orada yoktun. Ben seni görmedim. Buraya gelmemizin nedeni camide akşam Kur’ân’ını okumaktır. Gel sen de oku. Öyle şey olur mu?” dedi.

 

Rahmetli Nevzat Bey baba köyüne ev yaptırmamıştı. Bu doğruydu da. Görünmeme olayı neyin nesiydi? Kur’ân okumaya kalamadım. Yolda giderken benzeri olayın yaklaşık 2 yıl önce Yılancakuz’da da gerçekleştiği aklıma düştü. Bu sefer kötü düşünce ve söylemlerim için tövbe ettim. Olayı en iyi bilen de Allah’tır. Ayrıca iki olayın geçtiği Yılancakuz ve Durupınar köyleri arasında 38 km mesafe var.   

 

     Devrek- Zonguldak/Bayram Ören

 

 

 

 

 

Ünal Bolat'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.