“Beğenmediğin tarafımı da söyle!”

A -
A +
 
“Sezai Türkeş Mekke’deki tünelleri yapıyordu. Beni Taif’te Sheraton Otel'e davet etmişti.”
 
“Sayın Büyükelçi, burada her partiden adam var. Hepimiz ayrı ayrı partili olabiliriz. Bu eleştirmeyi kabul etmeyiz. Sen Türkiye Cumhuriyetinin Büyükelçisisin. Böyle konuşma hakkın yok. Konuşamazsın!”
Büyükelçi sustu falan. Kapandı bu konu… Dışarı çıktık, bahçede dolanıyoruz. Büyükelçinin yanında birisi var ve sürekli onunla ilgileniyor. Yanımdakine “Büyükelçinin konuştuğu adam kim” dedim.
-İnan Kıraç Bey, deyince araya girdim:
-Sayın Büyükelçi hep bir kişiyle konuşuyorsun yani, derken Büyükelçi döndü: “Cevahir sen de taktın bana bugün” deyince İnan Bey bana:
-Sen İbrahim Cevahir misin?
-Evet.
-Bir dakika ya, sen bizim kayınpeder ile Taif’te karşılaşmışsın. Etkilemişsin onu. Seni tanımak istiyorum, deyip lafın arasına girdi.
Rahmetli Vehbi Koç ile Taif’te şöyle karşılaşmıştım. Sezai Türkeş Mekke’deki tünelleri yapıyordu. Beni Taif’te Sheraton Otel'e davet etmişti. Otel’in 300 dönüm kadar bahçesi var. Namaz kılan müşterileri için bahçenin bir köşesine ufak bir mescit yapmış. Namaz kılmak için oraya giderken bahçede Vehbi Beyi gördüm.
Vehbi Beyle daha önce hiç tanışmadık. “Vehbi Bey!” diye seslendim. Döndü bana. Koştum gittim:
-Efendim kusura bakma. Sizinle hiç tanışmış değildim. Adım İbrahim Cevahir.
İlgi gösterdi. Ve ayaküstü Vehbi Beyle sohbet ettim. Kendisine Suudi Arabistan’a iş almak üzere geldiğimi konuştum. Kendisine beğendiğim taraflarını anlattım. Dedi ki:
“Beğenmediğin tarafımı da söyle!”
Dedim ki:
-Siz İsmet Paşa'nın arkadaşısınız. Halk Partisi'nde müfettişlik ve parti meclis üyeliği yaptınız.
-Evet.
-Ama şimdi İstanbul’da büyük fabrikalarınız var binlerce çalışanınız var. İçlerinde, partilerin delegeleri var. Türkiye’de parlamenterler ön seçim ile seçiliyor. -ki 1978’den bahsediyoruz.- Delegeler şu tip adamları seçiyorlar. Adam diyor ki: “Ben namusluyum. Şu ceketten başka ceketim yok.” Adam bir ceket alamamış ise bu onun beceriksiz olduğunu göstermiyor mu?
Delege de ön seçimde namuslu diye onu seçiyor. Hâlbuki o aslında beceriksizin biri. Türkiye parlamentosu akıllı adamlardan seçilmelidir. Siz parti delegesi işçileri çağırıp da çalışanlarınıza bu vizyonu kazandırsanız bu da ülkeye bir hizmet değil midir?”

Koç'un bu konuştuklarımı kafasına not ettiğini; Tahran’da büyükelçilik bahçesinde İnan Beyin, benim ismimi duyup da dönerek “Kayınpederi Suudi Arabistan’da etkilemişsin” dediği zaman anlamıştım... 

       Rumuz: “Bir Dost”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.